30 Aralık 2022 Cuma

2023 mimi

 Bu mim 2023'te gerçekleştirmeyi istediğimiz hedefleri kapsıyor. 2023'ten beklentilerimiz neler, nasıl geçirmek istiyoruz bu yılı, sanırım bunu hemen hemen tüm bloglar yaptı ya da yapacaktır...


*** 2023'te kitap yazma üzerine bir hayalim var. Yayınlanmayı bekleyen iki makalem var, önceliğim onlar tabii. Edebi veya mesleki bir kitap, biraz uçuk bir hayal çünkü ne yazacağım hakkında şu an hiç fikrim yok.

*** Hobi olarak yaptığım seramiğe devam etmek istiyorum çünkü zevk veriyor bana. Satamasam da ona yakın faydası oluyor. Yeri geldiğinde aile dostlarımıza ve arkadaşlarıma hediye ediyorum veya kendim kullanıyorum. Bu da satmak kadar tatmin edici. Aslında ürünler birikse satma girişiminde bulunma planım da var. Ama haftada bir, üç saat atölyeye gittiğim için ürünler zaten nadide. Yılbaşından dolayı şu an elimde hiç kalmadı gibi birşey.

*** Geçen sene az kitap okuyayım daha çok işlerime odaklanayım, daha çok spor yapayım diye bir hedef koymuştum. Bu sene kitap okumayı tekrar öne çıkarmak istiyorum çünkü boş vakitlerimi doldurması gerekiyor, zaman verimli geçiyor.


*** Yurtdışı seyahatleri yapmak. Şu an planda sadece bir aylığına Kanada var.

*** Haftasonu yürüyüşlerine devam etmek. Pazar akşamı yürüyüş sonu yorgunluğu üzerine dinlenmek öyle keyifli oluyor ki...  

*** Daha programlı yaşamak, ertesi gün yapacağım işlere bir gece önceden karar verip uygulamak. Yazmaya bile gerek yok, aklımdan geçirsem yeter.

*** Bloga daha çok, daha kaliteli yazılar yazmak.

*** Yeniliklere açık olmak. Yeni tarifler denemek, yeni mekanlar denemek, yeni rotalarda yürümek, görmediğim şehirleri gezmek.

*** %100 sağlık, huzur ve bol para 

*** Son olarak piyango biletlerime yüklü miktarlarda para çıkmasını diliyorum :))

Seneye değerlendirmesini yaparız neler gerçekleşmiş diye, yeni yılınız kutlu-mutlu olsun 🎉

29 Aralık 2022 Perşembe

2022 mimi

Sonuna geldiğimiz yılın muhasebesini yapmak için tasarlanmış bu mimi eski blog yazılarında gördüm. Yeni yıla dair bir yazı yazmadan önce bunu yapmak iyi olabilir diye düşündüm :) 

Başlayalım o zaman...

2022 senin için nasıl geçti?

Bu ara bir arkadaşla bir araya geldiğimizde bu konuyu konuştuk. Benim aklımda pek birşey yoktu, boş mu geçti acaba diye düşünürken sosyal medya hesaplarımdaki fotoğrafları gözden geçirdim. Aslında dolu dolu yaşamışım. Birkaç kez şehir dışına çıkmış, bir iki kere de yatılı geziye gitmişim. Hafta sonu yürüyüşlerini fazla aksatmadan bayağı spor yapmışım. Blog açısından ise pek verimli sayılmam. Blogu açtığım yıl olan 2015'ten beri en az yazı yazdığım yıl oldu. Kalın kitaplar okuyup sayıca az olan bir yıl da oldu aynı zamanda. 

Bu yıl yapmak istediğin ama yapamadığın bir şey var mı?

Yurtdışı seyahati yapmak ve makalelerimin yazımını bitirip yayınlatmak isterdim.

2022'yi bir tatlıya benzetsen neye benzer?

Yakınımda yaşanan kayıp ve sağlık problemleri yüzünden tatlıya benzetmek içimden gelmiyor. 

Bu yıl en sevindiğin olay nedir?

(Bir istasyonda benzin alıyordum, sanırım yere motor yağı dökülmüş. Hızlı hızlı yürürken şiddetli bir şekilde dizlerimin üzerine düştüm.) En sevindiğim olay, bu hasardan çabucak tamamen kurtulup uzun yürüyüşlere geri dönebilmem oldu. 

Bu yıl en çok hangi filmi, diziyi, müziği, kitabı beğendin?



Fantastik canavarlar'ın 2. filmini bu sene izledim. Sanırım en beğendiğim film oydu. Dizi olarak Güç yüzükleri, çalışırken YouTube'un Lofi Girl kanalı müzikleri, şarkı olarak Luis Fonsi'den Despacito. Kitap olarak Sherlock, Lüpen ve ben serisi ile Dahiler sınıfı serisi. Bu serilerden birer kitap okudum ama diğer kitaplarını yavaş yavaş ediniyorum.

Mimi yapmak üzere üç arkadaşımı davet ediyorum: Sule Uzundere Blog, Duygu'nun Mekanı, Mavilikız

Yapabilen herkesinkini de zevkle okurum. Sevgiler 💙

20 Aralık 2022 Salı

Aşk Çeşmesi film yorumu

 Bu filmi yılbaşı temalı bir film ararken buldum. Tam olarak öyle bir film değil ama bundan sonra yılbaşına kadar izleyeceğim filmler genellikle bu temada olacak. Çoktandır romantik-komedi izlemiyordum. Klişeleri olmakla beraber kendine has bir çekiciliği, orijinalliği var filmin. 


Müze müdiresi Beth, bir iş etkinliğinde eski sevgilisinin başka biriyle nişanlandığını öğrenir. Topluluk tarafından nişanın Beth'le sevgilisi arasında olacağı gibi bir yanlış anlaşılma yüzünden de herkese rezil olur. Eve dönüp hayatının en kötü gecesini geçirdiğini düşünürken kardeşi bir seyahat esnasında uçakta tanıştığı bir İtalyan'la evleneceğini söylemeye gelir. Beth kardeşinin sadece birkaç kez gördüğü bir adamla evleneceğini duyunca ayrı bir moral bozukluğu yaşar ancak bir kaç gün sonra düğün için Roma'ya gider. 

Düğünde Nick'le tanışır ve O'nun çekim alanına girer ancak dışarı çıktığında O'nu başka bir kadınla öpüşürken görür. Morali yine bozulan Beth, Roma'nın ünlü Aşk Çeşmesi'nin önündedir ve isyanını dışa vurarak hiç düşünmeden havuza girer ve oraya atılmış dilek paralarından birkaçını alır. Bunun bilincinde değildir ama aşk dileğiyle atılmış bu paralar sihirlidir ve bunları alınca bu paraları atan adamlar O'na aşık olur.

Roma'daki Aşk çeşmesi
Romantik komedi filmlerini seviyorsanız, izlemenizi öneririm. Benim gibi uzun zamandır romantik komedi izlemiyorsanız da değişiklik hoşunuza gidebilir. Sevgiler 💙

14 Aralık 2022 Çarşamba

Pandora film yorumu

 1951 yılı yapımı olan film 1930'lu yıllarda İspanya'da geçiyor. Burası deniz kenarında bir kasaba sanırım. Baş rolde Ava Gardner ve James Mason oynuyor. Pandora Amerika'lı bir şarkıcı, pek çok erkek peşinden koşuyor. O ise bu erkeklerin hiçbirini tam anlamıyla sevmiyor. Bir araba tutkunu olan Stephen ile gezintiye çıktığında, O'ndan da evlenme teklifi alıyor. Pandora, yarışma için tasarladığı, çok sevdiği arabasını denize atarsa onunla evleneceğini söylüyor ve Stephen, arabasını kayalıklardan denize atıyor. Bu fedakarlığı üzerine Pandora Stephen'a altı ay kadar sonrasına evlenme sözü veriyor. 

Aynı akşam dostları ile bir aradayken Pandora birden denize atlayıp demirlemiş olan bir yata doğru yüzüyor. Yata çıktıktan sonra içeride yağlı boya resim yapan bir adam görüyor ve yanına gidiyor. Adamın resimlediği kadın ile kendi yüzü birebir aynı, oysa birbirlerini ilk defa görüyorlar. Adam efsanedeki Pandora'yı elinde kutusuyla resmetmiş, kendisi ise başka bir efsanenin baş rolünde...

Oldukça ilginç bir film, merakla izledim ve benim beklemediğim bir şekilde bitti. Özellikle eski güzel filmlere merakınız varsa şans verin derim :)

Filmden bir alıntıyla bitireyim yazımı "İnsan ruhunu anlamak, bir fincanla denizi boşaltmak gibidir."

28 Kasım 2022 Pazartesi

Sherlock, Lüpen ve Ben - 2. kitap Operada cinayet

 Irene Adler'in yazdığı seride, yazar kendisinin Sherlock Holmes ve Arsen Lüpen'le birlikte maceralara atıldığını kurgulamış. Bu üçlü ergen yaşlarda ama kitap bir çocuk kitabından fazlası bana göre. Öncelikle atıldıkları maceralar Sherlock Holmes'un özgün maceralarını aratmıyor diyebilirim ayrıca yazım dili çok başarılı. Akıcı olmasının yanı sıra detayları gözünüzde canlandırmaya zorluyor yazar, o kadar gerçekçi bir dille yazılmış. Olaylar 1960'lı yıllarda Londra'da geçiyor. Kitabın kapağının iç tarafında ve ilk sayfasında o yıllara ait gazete reklamları ve resimler var. Kitap da sert karton kapak, ben çok severim sert kapaklı kitapları, çantamda orada burada bükülmez, deforme olmaz. Ayrıca eski yazı ve resimlerle, bölümlere ait ilgi çekici başlıklarla kitabı okumak daha zevkli hale getirilmiş.

Bu kitapların seri olduğunu ve bunun ikinci kitap olduğunu biraz geç farkettim ama bunun fazla bir önemi yok. Her kitapta başka bir macera anlatılıyor. 

Irene Paris'te yaşamaktadır ve bir gün babası Londra'da sahnelenecek ünlü bir operaya bilet alır. Amacı biraz da savaş ortamından ailesini uzaklaştırmaktır. Irene ise bu ziyaretini Londra'da yaşayan arkadaşları Sherlock ve Lüpen'e haber verir. Opera'yı izleyen Irene ve babası çok etkilenir ancak birkaç gün sonra opera bestecisinin yardımcısı öldürülür, bunun sorumlusu olarak da Lüpen'in babası tutuklanır. Bundan sonra üç arkadaş Lüpen'in babasını kurtarmak için bu gizemin peşine düşerler. Sherlock ise o yıllarda bile zeki bir iz sürücü, oyuncu ve gözlemcidir. 

Kitapta çocuklar buluştukları zaman kakao içiyorlar, her seferinde benim de canım istediği için kitabı kakao içerek tamamladım desem yeridir :D Özellikle Sherlock Holmes sevenlere ve Sir Arthur Conan Doyle kitaplarını bitirenlere tavsiye ederim. 

9 Kasım 2022 Çarşamba

Dahiler Sınıfı: Newton Fizik Sihirbazı - Jocopo Olivieri kitap yorumu

Öncelikle kitabın miniklere hitap ettiğini belirteyim, sanırım 10 yaş için en uygun. Ancak içeriği her yaş grubunun ilgisini çekebilecek cinsten. Newton'un bilinmeyen yönlerini anlatıyor diyebiliriz. Nasıl bir ailede büyüdüğünü, karakterini, okul yıllarını ve sonrasını, yani hayatını. Ben şahsen keşfettiği fizik yasaları hariç hakkında fazla birşey bilmiyordum.


İçine kapanık, çalışırken çevresinde sadece kedilerin olmasına müsaade eden kırılgan bir insanmış Newton. Çoğu buluşunu bilime olan merakından yapıp yayınlamıyormuş bile. Ancak adım adım ilerleyerek Cambridge'de profesör olmuş. Tesadüf eseri başka bir bilim adamı da aynı buluşu yapıp yayınlayınca, bu buluşun kendisinin olduğunu ispat etmeye girişiyormuş. Ayrıca kendisini takip eden meslektaşlarının zoruyla makalelerini yazmış ve bir kitap yayınlamış. Kraliçe Newton'un yeteneklerini O'na şövalye ünvanı vererek ödüllendirmiş.

Daha başka farklı özelliklerini de kitapta bulabilirsiniz. Sevgiler 💙

21 Ekim 2022 Cuma

Bu ay neler yapıyorum

Bu ay benim normalime göre daha fazla zamanı evde geçiriyorum. Öyle olunca internet alışverişlerine biraz ağırlık verdim. Aldığım bazı ürünlerden bahsedeceğim. İlk alışverişim Avon'dan oldu. Parfümüm bitmişti, Attraction Game'i çok merak ediyordum. Beğendiğim başka kokular da vardı ama bunda karar kıldım. 


 Parfümün yorumlarında öyle şeyler okudum ki, kokuyla alakası bile yok. Ekşimsi yazan var en çok da bitter çikolata kokuyor yazılmış. Parfüm şekerli vanilya kokuyor, biraz da hindistan cevizi kokusu geliyor. Biraz ağır kış ayları için kullanımı uygun, ben beğendim. Almayı düşünen olursa Avon'un Incandessence Soleil'ini de beğeniyorum, kokusu harika ama kremsi. 

Bir de Amazon'dan kitap alışverişi yaptım. Aldığım kitapları yazmayacağım, yorum yazarken süprizi kaçıyor. Ama şu ara iki kitabı birlikte okuyorum. Bu alışverişimden aldığım Gözlerinin ardında ve daha önce D&r'dan aldığım Gizli Bahçe.

İkisi de sürükleyici, merakla okuyorum. 

Bir de diziye başladım. Aslında Amazon Prime'da yayınlanıyor ama internette de bulabilirsiniz. Yüzüklerin Efendisi: Güç Yüzükleri. Birkaç dizinin başlangıcını izleyip bunda karar kıldım.

Biraz da yaptığım tariflerden bahsedeyim. Baharatlı kuru pasta yaptım ilk olarak, çook güzel oldu. Komşu tarifini istedi. Göz atmak isterseniz buraya buyrun. 2019'da bu tarifi uygulayıp burada paylaşmışım, bu da tarifi tekrar hatırlatma gibi olsun. 

Şimdi de akşam yemeği için kremalı tavuklu makarna yapacağım. Tarifini buraya bırakayım, merak edenler için. 

Dışarı çıktığımda ise arkadaşlarımla daha önce gitmediğim kafelere gitmeye özen gösteriyorum bu ara. O mekana has lezzetleri deniyorum. Değişmeyen adreslerim ise kitap kafeler :) Az oldukları için aynılarına zaman zaman gidiyorum. 

Şimdilik aklıma gelen bunlar. Bu ara içimde çok yazma isteği var. Yeni konular bulduğum sürece kısa sürede tekrar buradayım :) Sevgiler 💙

19 Ekim 2022 Çarşamba

Ceki - Ayşıl Akşehirli kitap yorumu

Kitap, Ceki adlı bir kuyrukluyıldız hakkında. Gökyüzünde hep aynı yerde parlamak isteyen Ceki kuyruğu yüzünden devamlı uzayda dolaşmak zorunda kalmaktadır. Bu durumdan çok rahatsız olsa da bir gün bu farklılığının keyfini çıkarmanın güzelliğini farkeder.  


Güzel bir çocuk kitabı. Bazı sayfalardaki koyu renkler yazıları okumayı zorlaştırsa da, yeni okumaya başlayan bir çocuk severek sayfaları karıştırır ve okur diye düşünüyorum. Bizim komşunun kızına hediye olacak :)

17 Ekim 2022 Pazartesi

Olağanüstü bir gece - Stefan Zweig kitap yorumu

Kitap Baron Fredrich M. von R.'nin hikayesini anlatıyor. 36 yaşındaki Baron'a ailesinden yüklü bir miras kalır ve çalışmadan, sadece Viyana'nın seçkin çevrelerinde beyefendi rolünü üstlenerek boy göstermektedir. Viyana'nın zengin kültürel etkinliklerinden de faydalanıp, yeni çıkan kitapları okumaktadır. 


Hayatından memnun görünmektedir ancak duyguları adeta yok olmuş gibidir. Kendini toplumdan soyutladığı hayatında adeta hissizleşmiştir. 

Bir gün gittiği bir at yarışında, kuponlarını düşüren bir adamın bir kuponunu ayağıyla saklar, sırf adama gıcık olduğu için yapar bu hareketi, adeta hisleri geri gelmiştir. Bu kupon at yarışını kazanınca, hak etmediği bir para alır. Bu O'nu öylesine rahatsız eder ki, bu parayı elinden çıkarmak için çareler arar.

Kitapta duyarsızlaşmış ve rutin hayatın içinde hissizleşmiş bir adamın uyanışını okuyoruz. Duyuları uyanıp yaşama karşı ilgisi artınca bir gece içinde kendi yaşantısına göre delilik sayılabilecek şeyler yapar. Fakat o geceden sonra yaşama sevincine kavuşur.

 Kitabı fazla spoiler vermeden anlatabildiğimi umuyorum, bu yüzden alıntıları da es geçiyorum.  Sevgiler 💗

15 Ekim 2022 Cumartesi

Elmalı, Gömbe, Korkuteli gezisi - 2. Bölüm

Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba. Ben yazana kadar bu gezi bir parça güncelliğini kaybetti ama olsun. Ben tekrar yaşamış gibi olayım yazarken :) 

Öncelikle Şule'ye teşekkür etmek istiyorum. Bloguna yorum yazanlar arasında yaptığı aylık çekilişten kazandığım kitaplar elime ulaştı: 

- Galileo'nun pergeli - Küçük İskender

- %99 Benim - Sally Thorne

- Bukre - Kahraman Tazeoğlu

Bu geziden sonra iki kez düşüp ayağımı ve dizlerimi incittim. Annem de safra kesesi ameliyatı oldu. İkimiz de iyileşmek üzereyiz.

Gelelim gezimizin devamına, 2. gün Gömbe'de lezzetli bir kahvaltı yaptıktan sonra Yeşil Göl'e gittik. Yollar çok bozuk tabi, küçük araçla yol almak zor oldu. Bir yerden sonra da araçsız, yürüyerek yola devam ediyorsunuz. Rehber gelmemiş daha önce buralara ama ben gelmiştim. Yeşil Göl'e ulaştık, annem yanımda olunca hep O'na göz kulak olmak benim için ilk planda oluyor. Hoşuma da gidiyor, hareket ettiği için ve benim her haftasonu yaşadığım tecrübenin bir kısmını yaşadığı için. 

Buraya gelen piknikçilerin bıraktığı çöpler dışında her yer çok güzeldi. Gölün kıyısına inerken bizi bir keçi sürüsü karşıladı. 

Buradan Uçarsu Şelalesi'ne yürüdük. Bu rotayı daha önce ziyaret ettiğim için yolu gösterdim. Bu kısım tek kişilik bir patika, bir tarafı uçurum. Annem de hızlı hızlı yürüdü, ne yapsın hep birşeyleri yetiştirme amaçlı yürümüş. Bir şeyi zevk için yapma algısı yok, biran önce bitsin derdinde :) Taşlar oynak, tehlikeli bir patika. Ben de başına birşey gelmesin diye peşindeyim. Uçarsu'ya vardık, şelalenin kaynağında, üst noktasındayız, su taşlardan aşağı akıyor. 


Burada uzunca bir süre oturduk, suyun sesini dinlemek çok dinlendiriciydi. Dönüş yolu da gergin geçti benim için. Yolda dallarına mendiller bağlanıp dilek ağacı haline getirilmiş ardıç ağaçları vardı. 

Aracımıza ulaştık, normalde sonraki rotamız Subaşı Yaylası'ydı ama arabaların oraya çıkarken arıza yapabileceğinden korktuk ve o rota elendi. Uçarsu'dan ana yola çıkarken bir köyün içinden geçiyorduk, burada rehberimiz üzeri elma dolu ağaçları görünce arabayı durdurdu. Sırf macera olsun diye bir elma ağacının dallarına ulaşmaya çalıştım ve kaydım, sonra daha rahat bir yerden topladım. 

Dönüş yoluna  tekrar Gömbe'den geçerek girdik. Gömbe'den sonra Akçay diye bir köy var, oranın pazarı kurulmuştu mola verdik. Pazarda herşey aşırı pahallıydı yani bizim semt pazarından bile pahallı ürünler vardı, hayret ettim. İlk defa orada bir esans satıcısı gördüm. Çeşitli bitkilerin küçük şişelerde esansları vardı tezgahında, büyük bir şırıngayla farklı esanslardan karıştırıp daha küçük şişelere doldurup satıyordu. Ben nar çiçeği, yosun otu ve bir koku daha şu an hatırlamıyorum karışımı aldım. Araba ve oda parfümü olarak kullanıyorum, rahatlatıcı geliyor kokusu bana.

Önceki gün yollarda kaybolduğumuz için rehber bizden tur ücretinden ayrı olarak benzin parası isteyince, dönüş yolunda da bir takım bilinmeyen yollara sapınca ana yola dönmesini istedik. Amacı bize yeni yerler keşfettirmekti ama o açıdan pek verimli bir yol gibi görünmüyordu zaten :) Böylece Korkuteli'ye kadar durmadan ilerledik. Öğle yemeği de yememiştik ve akşamüstü Korkuteli'de Ayvalık Saklıbahçe diye bir yerde yemek molası verdik. Aşırı lezzetli kavurması ve yer sofrası şeklinde çardakları var, bu ilçe etiyle de ünlü zaten. Ayvalık denmesinin sebebi de ayva bahçesi içinde olduğu için.

Oradan sonra yaklaşık yarım saatlik bir yolculuk sonrasında Antalya'ya vardık ve şehir içinde bile kaybolmayı başardık 😆 eve ulaştığımızda ise kısa süre içinde yatıp uykuya daldık.

20 Eylül 2022 Salı

Elmalı, Gömbe, Korkuteli gezisi - 1. Bölüm

 Geçen hafta annemle bir yayla gezisine katıldık. Elmalı'ya yakın Kaş'ın Gömbe yaylası Antalyalı'lar tarafından yazın tercih edilen oldukça popüler bir yayladır. Daha düşük rakımda bulunan Korkuteli yaylasının tahtını elinden aldı bence. Hem Korkuteli'de meydana gelen hızlı şehirleşme hem de yazın havaların eskisinden sıcak geçmesi sebebiyle...

Katıldığımız tura olan ilgi ile orantılı olarak araç ayarlayan tur rehberi, bizi normal taksi tipi bir arabayla buluşma yerinden aldı. Bir minibüs beklerken şaşırdık ama sevindik daha konforlu gideceğiz diye :) Biri kendi arabası diğeri de kiralık araba olmak üzere peş peşe yola koyulduk.

Elmalı'da bir mola verip ilçenin görmeye değer yerlerini dolaşıp birer çay içtik önce, sonra seyir terasına gidip, yakın olduğu için heybetli görünen, eteklerinde şirin evlerin olduğu bir dağa karşı oturup sohbet ettik. Buradaki molamız biraz uzadı çünkü buraya çıkarken arabamızın lastiği patlamış, yedek lastik takıp tamire götürdü rehberlerimiz.



Daha sonra kalacağımız pansiyona doğru gidelim derken yolumuzu kaybettik. İnternet çekmediği için navigasyonu kullanamamış rehber. Benim ise hafif baş ağrım migrene dönüşüp arttı derken mide bulantısı da başladı. Pansiyondan kilometrelerce uzaklaştık, ben arabada iki kıvrım bir ara zar zor navigasyona baktım, yanlış yolda olduğumuzu ve geri dönmemiz gerektiğini farkettim. Geri döndük ve bir yol ayrımında tekrar navigasyona baktığımda fenalaştım, arabayı apar topar durdurdum. Tekrar arabaya bindiğimde rahatlamıştım, bir benzin istasyonunda durup açık sıcak sıcak çay içtim ve kendimi toparlamaya başladım. Bütün bunların sorumlusu bir gün önce içtiğim soğuk sulardı.

Gömbeye 10 dk mesafedeki pansiyonumuza ulaştık, odalara yerleşip Gömbe'de akşam yemeği yedik, panayırı dolaştık. Geri döner dönmez uyuyakaldım, gece uyanıp, bir süre uyanık kaldıktan sonra tekrar uzun uykuma devam ettim. 

Buraya gelmeden önce Rewhat Arslan'ın Dert Bende adlı kitabına başlamış, onu da yanıma almıştım. Sabah erken uyanınca mis gibi temiz ve serin havada biraz da kitap keyfi yaptım.


Kitabın sonlarına doğru melankoliyi mizahla komik hale getirdiği öyküler hoştu, özellikle Kemer tatilini anlatan öyküsü güzeldi, benim yüksek lisans tezimin konusu Kemer ilçesi olduğu için de ilgimi çekti. Onca yıl Kemer'i çalışıp hiç beş yıldızlı bir tatil köyünde kalıp, bir club'ına gitmediğimi de ekleyeyim :)

Odaları boşaltıp tekrar Gömbe'de hareket ettik ve burada kahvaltı yaptık. Ardından Yeşil göl ve Uçarsu şelalesi'ne doğru yola çıktık. Devamı bir sonraki yazıya kalsın. Sevgiler 💙

16 Eylül 2022 Cuma

Uçurum Zamanı | Mert Ofluoğlu kitap yorumu

İmzalı kitap okumaya o kadar alıştım ki, bir kitabı imzasız okumaya başlayınca daha soğuk gelmeye başladı :) O yüzden blog arkadaşımız Mert kitaplarını imzaladığını duyurunca almakta tereddüt etmedim. Serinin ilk kitabı Ters Düz'ü okumuştum zaten, Uçurum Zamanı'ndan sonra şimdi üçüncü kitabı heyecanla bekliyorum.



Uçurum Zamanı'nı ilk kitaba göre daha çok beğendim. Mert kitabı çok güzel bir dille, kopukluk olmadan ustaca yazmış ve yayına hazırlamış. Üzerinden çokça geçildiği belli, anlatım ve yazım hatası yok. 

Olaylar, Trabzon'un bir köyü olan Bozbalık'ta geçiyor. İnsan ve mekanın kısıtlı olduğu bu küçücük yerde akıl almaz olaylar gelişiyor kitapta. Köye ait detaylar da kitabı daha özgün bir konuma taşımış. Kurgusu çok güzel ve bu olay burada olmaz diyemiyorsunuz :) 

Kitapta sürekli bir aksiyon hakim, benim gibi biraz kendi halinde yaşayan biri "Neler oluyor hayatta!" diye düşünüp şaşıp kalabilir çünkü roman gerçek hayattan hiç de kopuk değil.

Kitabı okurken, kişisel hayatımda üzücü bir olay yaşadım ama kitap bunun üstesinden gelmemi kolaylaştırdı, tıpkı bir arkadaş gibi. Kitabın bunca artısından bahsettikten sonra tavsiye ettiğimi söylememe bile gerek yok sanırım :)) Sevgiler 💙

5 Eylül 2022 Pazartesi

Sevgi Duvarı - Can Yücel kitap yorumu

Bazı yazarlara ve kitaplara kişisel tarihimizde o kadar çok rastlıyoruz ki o kitabı veya yazarı okuduk zannediyoruz ama aslında o kitabı elimize hiç almadık. Can Yücel'in kitapları da benim için öyleydi. Bunu fark edince bazı kitaplarını edindim, sanırım Sevgi Duvarı en bilinen kitaplarından.


Kitapta daha önce okuduğum birçok şiiri var, internette rastlayıp okumuştum ve çok beğenmiştim. İlk defa okuduğum şiirlerinin de çoğunu beğendim. Okurken acele etmemek lazım, şiirler sakin kafayla, sindire sindire okununca zevk veriyor. Bazı alıntılar paylaşmak istiyorum, bunları bilinen şiirleri arasından seçmemeye dikkat edeceğim.

* .. Cıvıl cıvıldı gözleri
   Yeni dağılmış bir ilkokul gibi 

* .. Karşıda bir ütücü dükkanı var
   İçeride tıpkı sana benzer bir kız
   Ama nasıl hamarat eline çabuk
  Öyle özene bezene 
  Dünyayı düzeltirmişçesine
  Susuzlara su ekmeksizlere ekmek
  Umutsuzlara umut verirmişçesine
  Zengin çamaşırları ütülüyor

* Sırılsıklam bir gökyüzü çıktı ağlardan
  Masmavi bütün balıkçılar

Tur'la Datça'ya gittiğimde son yıllarını geçirdiği evini ziyaret etmiştik ama içini gezemiyorsunuz. Kapısında bazı fotoğraf ve yazılar vardı, bu bile etkilenmenize yetiyor. İstanbul'daki öğrencilik yıllarımda sağdı, toprağı bol olsun.

1 Eylül 2022 Perşembe

Baba (The Father) film yorumu

Bu filmi açık hava sinemasında izledim ve izlemeden önce konusu hakkında hiçbir fikrim yoktu. Bu durum film izleme deneyimini benim için daha çarpıcı bir hale getirdi. 2020 yapımı film ilk olarak tiyatro oyunu olarak yazılıp oynanmış. Film bu kadar etkileyiciyken tiyatro oyunu olarak izlemek kim bilir nasıl olurdu..


Baş rolde Anthony Hopkins var. Filmde bu ismin yer alması bile insanı heyecanlandırıyor aslında. Afişinde göründüğü gibi ponçik bir film değil. Seksenli yaşlardaki bir alzheimer hastasının, hastalığın ilerleme sürecinde neler yaşadığını tam olarak size deneyimletiyor filmin yönetmeni. Babası bu süreci yaşarken kızı durumu çok iyi yönetiyor. Anthony'nin hastalığını adım adım, gün be gün yaşıyoruz. Çünkü film O'nun bakış açısıyla çekilmiş ve neyin hayal, neyin gerçek olduğu karışıyor. Anthony'nin olmadığı sahnelerde bile bazı hayaller tutarlılık gösterip devam ediyor, oldukça şaşırtıcı bir teknik. Farklı günlerde gerçekleşen olaylar önceki günlerde olan olaylarla da birbirine karışıyor ve kişiler olduğundan farklı rollere bürünüyor. Filmin sonuna kadar kafanızda tutarlı bir senaryo oturtamıyorsunuz, zaten amaçlanan da bu ve Anthony gibi afallıyorsunuz. Film biterken tam olarak ne olduğu kafanızda şekilleniyor.

Altı dalda Oskar adayı olmuş, iki dalda; en iyi erkek oyuncu ve en iyi uyarlama senaryo Akademi ödülü almış film. Merak uyandırdıysa izleyin derim.. 

24 Ağustos 2022 Çarşamba

Laal Singh Chaddha film yorumu

 Hint filmleri izleyenler bilir, pek çok Hollywood yapımınını kendilerine uyarlar Hintliler. Bu da onlardan biri, Forrest Gump'ın Hint sinemasına uyarlanmış versiyonu. Aslında taklitlerden hiç hoşlanmam ancak Aamir Khan yapımı olması ilgimi çekti. İzlerken hep akılda Forrest Gump filmindeki olay örgüsü sırası oluyor, tam düşündüğünüz sahne düşündüğünüz zamanda karşınıza çıkıyor. 

Elbette bu durum sürprizleri bozuyor ancak, iki film arasındaki farklılıkları takip etmek hoşluk yaratıyor. Örneğin burada Laal Singh Chaddha, tesadüf eseri Hindistan tarihindeki önemli olayların içinde buluyor kendini. Ancak bu detaylar Forrest Gump'ta karşılaştığımız kadar fazla değil. Bir farklılıktan daha bahsedeyim, Laal iç çamaşırı işine girerek zengin oluyor. 

Laal çocukluk arkadaşı Rupa'yı gördüğü anda seviyor ve defalarca evlenme teklif ediyor. Rupa ise ünlü ve zengin olma hayalleriyle çeşitli tuzaklara düşüyor. Aslında tam olarak öyle değil ama zengin olunca Laal'in yanına dönmüş gibi oldu, kızdım Rupa'ya :)

Filmde Shah Rukh Khan'ın da sürpriz kısa bir sahnesi var. Bu ara sinemaya giderseniz ve benim gibi hint filmlerini seviyorsanız şans verebilirsiniz. 

Son olarak bir sahneden bahsetmeden geçemeyeceğim, Hint kültüründe de anneler bizdeki gibi korumacı ve çok önemli yere sahipler. İç çamaşırı dikerlerken Laal'in annesi terzilere kahve ikram ediyor ancak oğlunun önüne süt bardağı koyuyor. Komik ve tanıdık geldi :)) Fragmanı aşağıya bıraktım. Sevgiler 💙

9 Ağustos 2022 Salı

Minyonlar 2: Gru'nun Yükselişi film yorumu

 Nedendir bilinmez Minyonlar sinema dünyasında çok popüler oldu. Serinin ilk animasyonunu izlemesem de hep böyle düşünüyordum, ara ara karşıma çıkan bu patates krokete benzeyen tipler bana çok da sempatik gelmiyordu :) Dün bir işim olduğu için şehrin diğer tarafına gidince yakındaki sinemaya da uğradım. Vizyondaki filmlerden izlemek istediğim bu değildi ama seansı en yakın olandı. Böylece bilet aldım ve izleme şansı buldum, şok ucuz bir fiyata 24 tl'ye izlediğimi de belirteyim :)


Sinema izlerken sevdiğim ikili :)

Hırçın Altılı'nın kurucusu ve lideri Will Knuckles, dünyadaki kötülerin gücüne güç katan Zodyak Madalyonu'nu ele geçirir. Ancak Will oldukça yaşlıdır ve grubu Hırçın Altılı'nın ihanetine uğrar. Gru ise 12 yaşlarında okula devam eden ve dünyanın en kötü insanı olma hayalleri kuran ufak bir çocuktur. O'nu yalnız bırakmak istemeyen Minyonlar ise O'na kendilerini kabul ettirip aynı evde yaşamaya başlarlar. Minyonlar öyle bir iki tane değil kalabalık bir topluluk. Gru, Hırçın Altılı'ya katılmak isteğiyle iş başvurusu yapmıştır ve görüşmeye çağırılır. Buradan sonra macera başlar...


Minyonlar, filmi izlerken bana daha sempatik gelmeye başladı. Film, bir yetişkini sıkmıyor ama çocuklarla izlemek daha zevkli olur. Filmin sonunda iyiler, kötülerle başa çıkamayınca; kötülerle, iyi tarafı olan kötüler mücadele içine giriyor. 

Benim en çok, küçük Gru'nun, Minyonlarla kötülük adına yaptığı yaramazlıklarını izlemek hoşuma gitti. Sevgiler 💙

6 Ağustos 2022 Cumartesi

Harry Potter ve Sırlar Odası film yorumu

 Harry Potter Serisi'nin tüm kitaplarını okudum ve filmlerini izledim. Nedense filmleri arasından canım Sırlar Odası'nı tekrar izlemek istedi. Bir ara üst üste bu kitapları okuyor ve seriyi izliyordum ama uzun süredir ara vermiştim. Kitapların Türkçe basımını bekleyemeyip İngilizce okumuşluğum var :D

Harry Hogwards'ta ilk yılını tamamlayıp yaz tatilini Dursley'lerin evinde geçirmektedir. Tüm ailenin zulmüne maruz kalmanın yanında, Hogwards'taki arkadaşlarından da hiç haber alamamıştır. Eniştesinin terfisi ile ilgili patronunun evlerine ziyarete geldiği akşam, Harry'i de ev cini Dobby ziyaret eder. Gürültüsü ve büyü skandallarıyla ortalığı karıştıran Dobby, Harry'i çok zor bir duruma sokar. Ancak sonraki birkaç gün içinde arkadaşları uçan bir arabayla gelip O'nu evden kurtarırlar. 

Hogwards'a geri dönüşü olaylı olur ayrıca burada da kısa sürede yeni tehlikeler baş gösterir. Okulda sadece Slytherin'in varisinin açabileceği Sırlar Odası açılmıştır ve bazı öğrenciler taşlaştırılmıştır. Harry, Hermione ve Ron'un maceraları ise Slytherin'in varisini araştırmak ile başlayarak, Tom Riddle'ın günlüğünü elde etmek ile devam eder...

Sırlar Odası'nın etkileyici kapısı
Sırlar odasının kapısının açılışı çok etkileyici, bir yılan daire çizerken resimde görünen yılanlar geri çekiliyor. Filmden bir replikle yazımı bitireyim "Gerçek kişiliğimizi yeteneklerimiz değil, yaptığımız seçimler gösterir."

31 Temmuz 2022 Pazar

Hayalet Gişe, Milo'nun Akıl Almaz Serüveni - Norton Juster kitap yorumu

 Bu kitabın yazarı, 1961 yılında yayınlanan ve artık bir çocuk klasiği sayılan Hayalet Gişe kitabıyla tanınmış. Kitap masalsı ve bir çok absürt detayla bezeli, tıpkı Alice Harikalar Diyarında olduğu gibi. 

Canı çok sıkılan, okulda öğrendikleri ilgisini çekmeyen, evde de nasıl vakit geçireceğini bilemeyen Milo'nun odasına bir gün büyük ve tuhaf görünümlü bir paket bırakılır. Bu bir Turnikeli Hakiki Otoyol Gişesi'dir. Oyuncak otomobiline binerek gişeyle birlikte gelen haritayla kurallar kitabını da yanına alarak jetonu kutuya atıp gişeden geçer ve bambaşka diyarlarda bulur kendini. Burgunluk Diyarı'na gelir önce, burası hiçbirşeyin olmadığı ve hiç bir şeyin değişmediği bir yerdir. Burada Uyuntular'la tanışan Milo yoluna devam ederek Beklentiler Diyarı'na ulaşır, burada yol boyunca kendisine eşlik edecek üzerinde bir çalar saat bulunan köpek Çalar Çomar'la tanışır. Sözcükkent'e geldiklerinde Sayıkent ve Sözcükkentin iki kardeş kral tarafından yönetildiğini öğrenir. Ancak devamlı iki kral arasında arabuluculuk yapan Akıl ve Ahenk adındaki kız kardeşler bir gün sürgüne gönderilir ve iki ülke düşman ve huzursuz yaşamaya mahkum olur. Böylelikle Milo, Çalar Çomar ve Martaval Böceği prensesleri kurtarmak için gökyüzündeki Beyhude Hayaller Diyarı'nı aramaya koyulurlar.

Kitaptan kısa bir alıntı paylaşayım, tarzını anlamaya biraz daha yardımcı olabilir.

-- Kadın, "Ah ne zor, ne zahmetli bir yolculuk! Böyle bir yolculuk için size besin gerek," diyerek Milo'ya özenle sarılıp bağlanmış, kahverengi, minik bir paket uzattı. "Ama sakın unutmayın: bunlar yemeniz için değil, dinlemeniz için, çünkü nasıl yemeklere karşı açlık hissediyorsanız, aynısını seslere karşı da hissedeceksiniz. Gecenin seslerinden, uzaktan gelen tren düdüğüne, yanan kuru yaprak çatırtısından, kızarmış ekmek çıtırtısına, yatak yaylarının gıcırtısından, olmazsa olmaz her çeşit kahkahaya dek hepsi var içinde. Her birinden birazcık koydum, kimsenin olmadığı uzak ve ıssız yerlerde hoşunuza gider diye düşündüm."

Kitap çok hoş, kendiniz veya çocuklarınız için edinebilirsiniz. Tüm aile zevkle okur bence :)

23 Temmuz 2022 Cumartesi

Güzel Dünya, Neredesin? - Sally Rooney kitap yorumu

Nisan 2022'de ilk basımı yapılmış taze, yepyeni bir kitap. Ancak ilk basımı olmasından kaynaklı diye düşündüğüm hatalar var maalesef. Alice ve Eileen adlı iki arkadaşın hayatları etrafında geçiyor kitap. Farklı yerlerde yaşıyorlar fakat devamlı mektuplaşıyorlar. 

Alice ünlü bir yazar, Eileen ise bir derginin editörlüğünü yapıyor. Küçük bir kasabaya taşınan Alice, Tinder uygulaması aracılığıyla biriyle tanışıyor. Aynı dönemde Eileen'de eski bir arkadaşıyla yakınlaşıyor. Romanın kahramanları otuzlu yaşlarda.

Kitap insan ilişkileri üzerinden ilerliyor. İki kız arkadaşın birbirleriyle ve sevgilileriyle yaşadıkları duygusal iniş çıkışlar, psikolojileri, hissettikleri ve bütün bunların ayrıntılı bir biçimde dile getirilmesi. Bunu okurken başladığım Steinbeck'in romanı üstünlüğünü hissettirdi ama yaz günleri hafif okumalar arayan biri için ideal olabilir. Otuzlu yaşlardakilerin yeni neleri fazladan kafaya taktıklarını anlamaya yardımcı oluyor kitap :) Mektuplarda iki arkadaş bazı konuları felsefi açıdan ele alıyor, bu kısımlarda anlatım karmaşıklaştırılmış ama aslında konu yüzeysel bir şekilde ele alınmış gibi geldi bana. Ancak kitap bir aşk romanından fazlası, okunmayı hakediyor. Tam içeceğinizi yanınıza alıp kanepeye (veya şezlonga) uzanıp okuyup keyif yapılacak cinsten. Sevgiler 💙

19 Temmuz 2022 Salı

Çikolatalı Muffin

 Bu günlerde canım acayip çikolata istiyor. Uzun bir süredir yemiyordum ondan sanırım. Annem de çok seviyor, aldığımız kare çikolatalar en fazla iki gün dayanıyor. Hatta canım çok sarelle de istiyor ama fazla çikolata bana dokunuyor. Bu tarifi görünce yapayım belki biraz çikolataya doyarız diye düşündüm. İki gündür evde tadilat var, dışarıya da çıkamıyorum. Komşuya ve ustalara da ikram ettik. Komşuya ilk tepsiden verdik, muffinler kalıptan düzgün çıktı ama ikinci seferde kalıpta soğuyunca paramparça çıkarabildim. Ustalara kalpli olmaması iyi oldu aslında :))


Üstü için kullandığım süsler Dr. Oetker'in, fırında erimediler çok sevindim. Kek süslemek için illa kremalı olması gerekmiyormuş. En başta muffinleri kağıtta yapmayı planladıysam da muffin kalıbının paslandığını görünce bir zamanlar Mudo'dan aldığım bu silikon kalıplar imdadıma yetişti. Uzun süredir yapmamıştım ve kalıbın paslanmasına üzüldüm çünkü iki tane küçük kağıtlar için bir tane de büyük kağıtlar için olan muffin kalıplarımız binbir zahmetle Kanada'dan gelmişti. Keklerin içinde bol kakao var, lezzetli oldu. Tarife BURADAN ulaşabilirsiniz.

Sally Rooney'in Neredesin Güzel Dünya romanını okuyorum şu an, elime aldığımda hızla ilerliyor ama sıcak havalarda okumak zor geliyor bazen. Bol soğuk sütlü kahve yapıp alayım elime en iyisi :) Sevgiler 💙

16 Temmuz 2022 Cumartesi

Ravioli denemeleri bölüm 2

Bilmiyorum hatırlayan var mı ama daha önce mantarlı ravioli yapmıştım, bu kez klasik kıymalı yaptım. Mantarlı olan kremalıydı, sanırım o yüzden daha lezzetli olmuştu. Bir de hamuru daha küçük kesmiştim. Bu çiğ börek boyutunda oldu. Tarifin ölçüsü oldukça fazla, malzemelerden birçok parça çıktı, birkaç gün yedik. 


Annem akıllılık edip ilk günden sarımsaklı yoğurt sosu hazırlayıp mantı gibi yedi. Ben İtalyan usulü yemek istedim :)

İtalyan usulünü beğenmezken, sonraki gün ben de sarımsaklı yoğurtlu yeyince aşırı beğendim. Hamuru bol yumurta ve irmikle hazırlanıyor, bu da hamurunu güzelleştiriyor. Daha küçük hazırlayıp mantı üsulü denemenizi tavsiye ederim. Tarifi BURAYA bıraktım. Sevgiler💙

28 Haziran 2022 Salı

Yukarı Mahalle - John Steinbeck kitap yorumu

 Bu kitaba başlamadan önce iki kitabı birden okuyordum. Kütüphaneden bunu da alınca hadi üçüncüyü de birlikte okuyayım deyip başladım. Diğer ikisini bir güzel solladı :)) hata bitirene kadar rahat edemedim diyebilirim, devamlı dürttü sanki "Beni oku" diye :))

Aslında kitaba ilk başladığım zaman, "Bu mu şimdi konu??" der gibi bir düşüncem vardı ama farketmeden insanı sarıveriyor. Bu kitap Steinbeck'in üçleme olarak yazdığı kitapların ilkiymiş. Diğerleri sırasıyla, Sardalya Sokağı ve Tatlı Perşembe. Bunları da mutlaka edinip okuyacağım. Ayrıca, Steinbeck'in ilk edebi ve ticari başarı sağladığı kitabıymış.

Kitap Amerika California Monterey'de geçiyor. Burayı gördüğüm için yer tasvirlerini ve mahalle sakinlerini merakla takip ettim. 

Danny ve arkadaşlarının hikayesi, serserilik ve aylaklık yaparken tesadüfen savaşa katıldıktan sonra başıboş hayatları devam ederken hapse düşüp kurtulma maceralarıyla başlıyor. Danny'e Yukarı Mahalle diye adlandırılan yerde miras olarak iki tane ev kalınca birine kendisi yerleşip diğerini arkadaşlarına bağışlar. Arkadaşları evi kazara yakınca aynı evde yaşamaya başlarlar. Gün be gün eve yerleşen işsiz güçsüz takımı artmaya başlar. Günübirlik yaşayan, çalışmak, geleceği düşünmek gibi bir kaygıları olmayan adamlar mahallede kavga, hırsızlık, başıbozukluk içinde yaşarken hallerinden çok memnundurlar. 

Kalemini çok sevdiğim yazar mutluluğun para yoluyla elde edilmeyeceğinin altını çizerek bu kavramı tekrar sorgulatıyor sanki, kitabın sonunda sınır tanımazlığın da mutluluk getirmediğini anlıyoruz. Ayrıca olaylar buhran döneminde geçiyor ama şu an tüm dünyada fakirlik daha üst düzeyde diye düşündürttü beni. 

Kitap ilerledikçe ilginçleşiyor ve trajik bir biçimde sonlanıyor. Yazar bu acı durumu çok iyi hissettirip hemen zamanın akışına devam edip, okuyucu orada takılmamaya sevkediyor. Alıntı paylaşırsam kitabı okuma cazibesi kaçacak gibi geldi, okumanızı tavsiye edip kaçıyorum ben :)

24 Haziran 2022 Cuma

The Matrix 4 Resurrections film yorumu

İlki 1999'da yayınlanmış The Matrix filmini İstanbul'da sinemada izlemiş, çok etkilenmiştim. Yazılım konusunda biraz bilgisi olan herkesin "bunlar ileride gerçekleşebilir mi?" düşüncesiyle izlediğinden şüphem yok o yıllarda, zaten gişe rekorları kırdığı biliniyor.

Devam filmleri çekilen yapımın sonraki iki filmini izlemeyi kaldıramadım desem yeridir. Sebebi özel bir konu, şu an izleyebilirim ama bu filmde bile ilk filmin tekrarı olan birçok unsuru görünce izlemesem de olur diyorum.

Resurrections'da olaylar yine bir yapay gerçeklik ortamı olan Matrix'te başlıyor. Neo, Anderson kimliğiyle bir yazılım şirketinde oyun tasarlıyor ve eski kimliğini unutmuş durumda. Trinity de yazılım işiyle uğraşıyor ve Tiffany kimliğiyle eskiyi hatırlamadığı gibi evlenip çocuk sahibi bile olmuş. Trinity, Neo'ya göre Matrix'e daha iyi uyum sağlamış görünüyor, Neo'nun kısa kesitler halinde eskiye dair anıları ara ara gün yüzüne çıkıyor. Bu yüzden psikolojisi bozuk ve bunların hayal gücü olduğunu söyleyen ve O'na devamlı mavi haplar yutturan bir terapisti var. 


Gerçek dünyaya ait insanlar bir süre sonra Neo'yu buluyorlar, çok ünlü biri aslında, seçilmiş kişi. Daha önce simülasyondan kurtulup Zion halkını kurtarmış. Buraya tekrar dönüyor ve Trinity'i kurtarma planları yapıyor. 

Filmde bol aksiyon var, olaylar hızlı ilerliyor. Neo gittikçe güç kazanıyor ya level atlıyor ya da Matrix'in sürekli versiyonu güncelleniyor bunu ben fazla anlamlandıramadım çünkü programcılar hiçbirşey yapmıyor, Zion'da sadece akan sayıları izliyorlar. Ya da filmin felsefik açılımını yaparak; inanırsak beyin gücü ile herşeyi başarabiliriz çıkarımını yapabiliriz. 

Neyse fazla uzatmadan konunun meraklılarına tavsiye edip kaçayım ben :) Sevgiler 💙

20 Haziran 2022 Pazartesi

Top Gun Maverick film yorumu

Araştırdım da Top Gun'un ilk filmi 1986'da vizyona girmiş. Ben o zaman çok küçüktüm ama ortaokula gelene kadar film popülerliğini korumuştu ve birkaç defa izlemiştim. O zaman video kaset kiralayıp evde izliyorduk :) Maverick'i izlemeden onu tekrar izlemek aklımdan geçiyordu ama geçmişte özellikle Take my breath away şarkısının klibinde filmden kesitleri defalarca izlediğim için vazgeçtim. 


Geçmişe pek özlem duymadığım için eski bir filmin devamı bana önceleri çok cazip gelmedi. Ancak arkadaş çevremden filmin çok beğenildiğini duydum ve onlar da izleyince uygun bir zamanda izledim. Bazı klişeleri olsa da bir noktadan sonra film beni heyecanlandırdı. Pete Mitchel Amerikan hava üssünde ileri teknoloji aşırı hızlı bir jet uçağının deneme sürüşünü yaparken kendini ve uçağı fazla zorlar ve bilinmeyen bir ülkeye iniş yapar veya uçağı düşürüyor mu orası net değil. Çalıştığı yerden ayrılması istenir, emekli edilmesi an meselesidir ancak askeri eğitim gördüğü hava üssünde yüksek mevkilere gelmiş bir arkadaşı tarafından Top Gun'a geri çağırılır. Burada gizli bir görev için yeni mezun ve en iyi olarak seçilmiş askeri pilotları eğitmesi istenir. Yıllar önce Top Gun'da birlikte görev yaptığı can yoldaşını bir hatası yüzünden kaybetmiştir. Hem bizzat uçaklarda kaptanlık yaptığı için şimdi eğitmenlik yapmak hem de kaybettiği ve kardeşi gibi gördüğü arkadaşının oğlunu başarılması neredeyse imkansız bu göreve atamak düşüncesi O'nu çok zorlayacaktır... 

Film uzun süredir vizyonda, gösterimden kalkmadan izlemenizi tavsiye ederim, sevgiler 💙

10 Haziran 2022 Cuma

İmplant günü ve diğer şeyler

 Bugün implant yaptırdım, henüz 1-2 saat oldu ağrı devam ediyor. Güzel tarafı ise devamlı dondurma yiyor olmanız, ağrıya iyi geliyor. Bu ikinci implantım, geçen sefer yaptırdığımda ağrı kısa sürede azalmıştı, yine öyle olur diye umuyorum. 

 Devam ettiğim seramik kursu kapandı. Ben bir süredir devam edemiyordum zaten, boyun fıtığı oldum. Yaptığım hemen her aktivite bu hastalığı kötü etkilecek cinsten: bilgisayar başında çalışmak, kitap okumak, seramik yapmak, telefona bakmak... Dikkat ederseniz hemen her işi yaparken boynunuzu eğdiğinizi farkedersiniz. Bunları yapmayı bıraktığınızda da hemen hemen hiçbirşey yapamadığınızı görürsünüz ki bu çok kötü birşey.. Kolunuz ağrıdığı için de yapamadığınız şeyler daha da artıyor. İğne olarak çözdüm diye düşünüyorum, umarım kalıcı olarak iyileşmiştir.

Sağlığıma kavuştuğumda tüm yaptığım işlere geri döndüm tabi ve yeni bir seramik kursu araştırmaya başladım, birkaç atölye gezdim karar vermeden önce sonunda samimi bir arkadaşımın arkadaşının atölyesinde karar kıldım.O'da eylül ayında İstanbul'a taşınacakmış ama yaz boyunca yeni atölyeyi deneyimleyeceğim. Bu hoca aslında heykel sanatçısı, devam ettiğim süre içerisinde O'ndan farklı teknikler öğreneceğim diye seviniyorum. 

Bu ara yeni kanepe tarifleri denedim. Aslında fikir yıllar önce Slovakya'dan aldığım bayraklı kürdanları mutfak çekmecesinde görünce aklıma geldi. Patlıcanlı Kabaklı, Füme etli ve Ton balıklı olarak üç tarif buldum. İlk ikisi daha güzel oldu. Tariflerini ben vereyim çünkü yazılanı biraz değiştirdim:

Patlıcanlı kabaklı kanepe: Patlıcan, kabak, yeşil ve kapya biberi küçük küpler halinde doğrayıp yağda kızartın. İstediğiniz kadar, bana yarım patlıcan ve kabak yetti, biraz da biber. Küçük bir kasede yoğurdun katı kısmından sarımsaklı yoğurt hazırlayın. Başka bir kasede ikişer tatlı kaşığı da domates ve biber salçasını karıştırın.

Ben iki kat tahıllı tost ekmeği kullandım. Kare olacak şekilde 9 parçaya kesin. Herbirine salça sonra yoğurt sürüp sebzeleri  üzerine oturtup kürdan saplayın.

Füme etli; labne, mayonez, marul, et dilimi, çeri domatesi sırasıyla konularak yapılıyor. Ben fotoğraf çekmedim ama benzer bir fotoğraf buldum.

Hafta sonunuz güzel geçsin, sevgiler 💙

27 Mayıs 2022 Cuma

Fantastik Canavarlar: Grindelwald'ın Suçları film yorumu

Önceki blog yazılarıma baktım da bu serinin ilk filmini 1 Aralık 2016'da izlemişim. Fantastik Canavarlar Nelerdir ve Nerede Bulunurlar'dı ilki, sinemada üniversiteden bir arkadaşımla izlemiştik. Bizi günlük hayattan koparabilmişti, sinemadan memnun ayrılmıştık. İkinciye de dün gece başladım, Türkçe dublaj olarak yayınlanan sitede bir süre sonra film duruyor ve devam etmiyor. Bugün başka bir siteden alt yazılı olarak tamamladım.

Film 2018 yapımı ve Newt Scamander'i oynayan Eddie Redmayne sıradışı oyunculuğuyla çok başarılı. İzlediğim herhangi başka bir filmdeki oyunculara hiç benzemiyor, çok özgün bir tip ve oyunculuk tarzı da öyle.


Çoğunuz biliyorsunuzdur, filmin kitabı yine J.K. Rowling'e ait. Harry Potter Serisi'nin devamı ancak oradaki olayların geçmişini anlatıyor. Dumbledore henüz genç bir profesör, Jude Law bu role çok yakışmış. Johnny Depp'in de Grindelwald rolü diğerleri gibi cuk oturmuş.

Grindelward bakanlığın hapsettiği azılı bir suçludur ve çok güçlü bir büyücüdür. Transfer edilirken kaçar ve yandaşlarını tekrar toplayıp dünyanın hakimiyetini eline geçirmek istemektedir. Bakanlık ise onun peşine düşmesi için Newt Scamader'le görüşür. Newt bu görevi kabul etmez ama yine de bir süre sonra kendini olayların içinde bulacaktır. Genel olarak film izlemeyi fazla sevmediğimi takipçilerim bilirler ama bu tarz filmler çok hoşuma gidiyor. Beni bir süre için bambaşka gerçekliklere inandıran başarılı yapımları seviyorum. 

Serinin üçüncü filmini de en kısa zamanda izlemeyi planlıyorum. Mutlu günler...

19 Mayıs 2022 Perşembe

Bilinmeyen Numaralar - Can Yılmaz kitap yorumu

Bu kitabı kitap fuarından almıştım, özellikle Can Yılmaz ve Zafer Algöz'ün imza gününde gitmiştim fuara. Pandemi dönemine denk geldiği için çılgın kalabalığın içine dalmak beni biraz ürkütmüştü. O ara bir sağlık sorunum da vardı sanırım, pek iyi bir halimle tanışmadık Zafer Algöz ve Can Yılmaz'la ama Youtube üzerinden yayınladıkları programları Burda Olan Burda Kalır'ın sıkı takipçisiyim ve Antalya'ya gelmişlerken kaçırmak olmazdı. 



Daha önce yazarın Kafa'da Kalmasın kitaplarından açık mavi kapaklı olanını okumuştum. Bu kitabı ona nazaran daha çok beğendim, daha eğlenceli buldum. Sıradan insanların başına gelen sıradışı olaylar doğal bir dille yazılmış ama mizahi yönü var. Bu sıradışı olaylar olayın kahramanını genellikle sıkıntılı durumlara sokuyor ama yine de gülümsemekten kendinizi alamıyorsunuz. Bu anlamda dramın dozajını iyi ayarlamış yazar. Kısa hikayelerden oluşan kitabın dili oldukça akıcı, yaratıcı detaylarla bezendirilmiş. Tavsiyemdir :) 

18 Mayıs 2022 Çarşamba

Kitapyurdu alışverişim

Birkaç gün önce Kitapyurdu'ndan ufak bir alışverişim oldu. 100 tl nin üzerindeki alışverişi Net kargo ücretsiz getiriyor. Instagram'da okuduğum kadarıyla kitapları eline 24 saat içinde geçenler var. Benimkinin ulaşması 4 gün sürdü. Sanırım ulaştırılan yerin yakınlığı ve aynı gün dağıtıma çıkması için ellerinde yeterince kargo birikmiş olması, kargonun erken gelmesi için önemli etken. 


Solda görünen kumaş kitap kılıfı. Çantamda taşıdığım kitaplarım yıpranmasın diye aldım, çok beğendim, kaliteli, iyi ki almışım dedim. Diğer iki kitabı da kısaca birlikte tanıyalım. Arka kapaklardan kısa alıntılar yazacağım.

Güzel Dünya Neredesin?

Alice ve Eileen, farklı şehirlerde yaşayan, otuzlarına yaklaşan iki arkadaş. Roman yazarı Alice, flört uygulaması sayesinde bir depo işçisi olan Felix'le tanışıp yakınlaşır. Eileen ise sona eren ilişkisinin yaralarını sarmaya çabalarken bir yandan da çocukluk arkadaşı Simon'un çekimine kapıldığını hisseder...

Hayalet Gişe

Milo çok sıkılan bir çocuk.
Vaktini nasıl geçireceğini bilmiyor.
Ama postadan çıkan esrarengiz bir
otoyol gişesi bütün hayatını değiştirecek.
Gişe'den Beklentiler'in ötesine geçer geçmez
Milo'nun hayatı o kadar değişecek ki
sıkılmaya bile vakti olmayacak.

Hayalet Gişe resimli bir roman. Şu ara ise Can Yılmaz'ın Bilinmeyen Numaralar adlı kitabını okuyorum. Yakında yorumunu gireceğim, sevgiler..  

16 Mayıs 2022 Pazartesi

Tutulma - Stephenie Meyer kitap yorumu

 Tutuma, Stephenie Meyer'in Alacakaralık Serisi kitaplarının 3.sü. Uzun zaman önce başlamış, bitirememiştim. İki kez kütüphaneden aldım, kitap parçalanmak üzereydi elime son geçtiğinde. Kütüphaneye iade edince raftan kaldırmışlar çok yıprandığı için, keşke bana verselerdi! :)) Daha sonra sahaftan kitabı satın alıp bitirdim. 664 sayfa, kalın bir kitap. Son okuduğum kitaplar hep böyle...


Bu görseli çekerken ne güzel bol bol kahve içebiliyordum, şimdi dokunuyor. Bir süre ara verdim, iyiki zamanında doya doya içmişim, çok aramıyorum şimdi :)

Kitabın konusu hakkında fikri olmayan yoktur sanıyorum ama ben kısaca bir vampirle bir insanın aşkı ve maceraları diyebilirim. Bir önceki Yeniay kitabında Bella Edward'dan bir sene uzak kalmıştı ve kitabın sonunda kavuşmuşlardı. Bu kitapta Bella Edward'ın yanından hiç ayrılmak istemediği için diğer arkadaşlarını ihmal ediyor ve bu durum babasını tedirgin ediyor. Çünkü Edward Bella'yı terk ettiğinde Bella ruhsal çöküntü yaşamıştı ve babası tüm hayatının O olmasını istemiyor haklı olarak. Yalnız kaldığı dönemde Jacob O'na arkadaşlık edip üzüntüsünü bir nebze dağıtmıştı. Jacob'da kurt adama dönüşebilen bir insan. Bella bu iyiliğini unutmuş değil ve Jacob'u ziyaret etmeye başlıyor yeniden, arkadaşlıkları ilerliyor.

Bella liseden mezun olmak üzere ve peşinde O'nu öldürmek isteyen vampirlerin olduğu biliniyor. Edward bu konuda çok dikkatli, ölümlü olduğu için O'nun için canı çok kıymetli, birbirlerini sonsuza kadar birlikte olmak isteyecek kadar çok seviyorlar. Edward'ın kız kardeşi Bella adına evlerinde mezuniyet partisi veriyor, Bella parti ve kutlamalardan hiç hoşlanmasa da bunu kabul etmek zorunda kalıyor. Çağırdığı için Jakob da partiye geliyor. Normalde birbirlerinden hiç hazzetmeyen vampirler ve kurt adamlar Bella'yı korumak için birleşiyor ve saldırılara karşı birlikte karşı koyuyorlar.

Çok akıcı bir kitaptı ancak Alacakaranlık Serisi'ni okumaya bir süre ara vereceğim. Seri kitaplarda bazı bölümlerde yazılanlar tekrar ediliyor gibi geliyor bana bir süre sonra. Bu kitapla ilgili alıntıları daha önce paylaşmıştım dolayısıyla kısa iki alıntıyla bitireceğim.

💞Sessizce satırları okudum. "Her şey yok olup sadece O kalsa, ben yine var olurdum; her şey yerinde kalsa ve O ortadan kaybolsa, evren bana tamamen yabancı olurdu." 
💞 Beni daha da yakınına çekti ve kulağıma fısıldadı, "Hayatım olmadan yaşayamam! Ruhum olmadan yaşayamam".

22 Nisan 2022 Cuma

Portakallı Şam Kurabiyesi

Bugün Youtube'da Osho'nun bir sesli kitabını dinledim. Kendinizi kaptırıyorsunuz, bildiğim kadarıyla Osho'nun topluluklara hitabettiği konuşmalarını kitap haline getiriyorlar. Gerçekten insanı etkisi altına almayı başarabilen bir dili var. Oradan beğendiğim bir alıntıyı buraya yazacaktım ama kaydın neresinde olduğunu kaybettim, dinlerken o dakikayı not almak lazım...

 Uzun zamandır kurabiye yapmıyordum, akşamüstü çayın yanına iyi olur diye düşünüp tarif aradım. Aslında Instagram'dan Nefis Yemek Tarifleri sayfasını açıp, sadece orada araştırdım. Bulduğum ilk kurabiye tarifini de beğendim. Şam kurabiyesi simit tezgahlarında da satılıyor bazen, arada alıyorum. Büyük oluyor, arkadaşla Yat Limanı'nda kayalıklara oturup ikisi bir arada içip yanında da bu kurabiyeyi paylaşmıştık :) Telefonun hafızası dolunca o kadar çok fotoğraf silmek zorunda kaldım ki, bunun gibi anıları olan fotoğraflar da gitti maalesef, bu fotoğraflardan birini paylaşacaktım :)

Kurabiyelerse gördüğünüz gibi oldu. Evdeki malzemeler yeterli oluyor, tereyağını tarifteki kadar koymanıza gerek yok. Benimkinin şekeri de çok az.

Tarife resmi tıklayarak ulaşabilirsiniz. Oruç tutuyorsanız, sahurda iyi tok tutar. Sevgiler...