26 Mayıs 2016 Perşembe

Etamin işlerim ve Gezilip görülen yerler

























Böyle büyük ve demli bir çay alıp güne başlamak en büyük zevkim. Yine öyle yaptım ve bu yazıya başladım. Fotoğrafta gördüğünüz ders arasında bahçede içtiğim bir çaylardan biri, tabii ki onun yerini hiçbir şey tutamaz. 

Yılbaşından hediye etmek üzere etamin işleri yapıyorum yorgun olduğum zamanlar. Müthiş dinlendiriyor. Bunlar dikilip kese haline getirilecek. Sadece birini tamamlayıp yılbaşında arkadaşıma hediye ettim. Aşağıdakiler yakınlara verilmek üzere hazırlanıyor. Ama dikimleri yılbaşına yakın olur, terzi dikip kese haline getiriyor benim için...


Yeni keşiflerim Kaleiçi'nde Otantik şarap evi, Pio ve Yağmur cafe. Yukarıda gördüğünüz Otantik Şarap Evi'nin şarabınızı yudumlarken karşınızda duran şarap rafları. Burası aynı zamanda bir butik otel. Özellikle Antalya'nın yerel markası Likya şaraplarını ikram ediyorlar ve isterseniz şişe olarak da satın alabiliyorsunuz. Bu şarapları bir satış mağazasında bulmak çok zor. Bu mekan Üç Kapılar'a çok yakın.


Yukarıdaki fotoğraflarsa bir arkadaşımla Pio'dan ve annemle Yağmur cafeden. Pio'da çok değişik kokteyller var ancak oldukça pahallı, limonatası çok güzel ayrıca şarap da iyi bir tercih. Yağmur Cafe'nin çayları lezzetli, gün içinde taze. Akşamüstü ise bira tercih edilmeli bence. Mekan olarak Pio'ya çok yakın. Pio köşe başında, geniş bir sokakta, başka bir dar sokakta da az bir masası var. İşte o dar sokaktan devam edince Yağmur Cafe'ye çıkıyorsunuz. Sahibi yazın sokağın devamlı estiğini ve buranın serinlemek için de iyi bir mekan olduğunu söyledi. Bu civar Dönerciler Çarşısı'na yakın denemek isteyenler için. 

Gününüz güzel geçsin, sevgiler ❤️

25 Mayıs 2016 Çarşamba

Yürüyüşlerim ve Antalya'nın müthiş manzarası

Sıklıkla yürüyüşlere çıktığımdan bahsetmiştim sizlere. Antalya'nın müthiş deniz manzarası da Lara yürüyüş yollarında bana eşlik ediyor her zaman. Bu parkur hiç sıkmaz sizi, her çıktığınızda farklı bir bitki görürsünüz, deniz ve gökyüzünün farklı bir hali eşlik eder size.


Bazen bir kafede bira içme molası veririm. Bazen de kahve. Kahvemi termosla götürüp bir ağacın altında dinlenirken içtiğim de olur. 


Mahallemizin kütüphanesinden Stephen King'in bir romanını alıp uzun bir yürüyüş sonrası Gloria Jeans'te oturup okumuştum biraz. Tüylerim diken diken oldu bir süre sonra ve bu kitabı okumayı bıraktım. Adını çok duyduğum Stephen King'i de şöyle bir deneyimleyip veda ettim anlayacağınız.  

Sıradışı kahvaltım :) - Hat ve Tezhip Sergisi

Bazen tuhaf isteklerim olabiliyor. Kahvaltıda pasta yemeği istemek gibi. Ben bunlara hiç ket vurmam, canım mı istiyor, gider bir güzel yerim. Geçenlerde bunu istedi ve yakınımızdaki bir alışveriş merkezine açılış saatinde gidip Özsüt'te pasta ve çayla kahvaltı yaptım. Sabah sabah yiyecek içecek katında kimseler yok :) Kart cihazları da arıza yapınca ücret almadılar. Buradan kendilerine teşekkür ediyorum, çok lezzetli olduğunu da belirteyim. Birden enerji doldum o sabah :)



Bazen içgüdülere güvenmek gerekir. Antalya Müzesi'nde kahve içip sergisini gezmeyi çok severim. Bir gün biraz boş vaktim vardı ve içimde o zamanı müzede geçirmek gibi güçlü bir dürtü var. Gittiğimde çok özel bir serginin son günü olduğunu gördüm, hat, tezhip ve minyatür sergisi. Dikkat çekici olan bir eseri birden çok sanatçı çalışmış olmasıydı. Örneğin hat kısmını birisi, çevresindeki tezhip veya minyatürü başka birisi yapmıştı. Hat sanatının çok ustalık gerektirdiğini anladım sergiyi gezerken, örneğin el titremesi hiç olmamalı. Çok izlemek istedim bir hat ustasını...  



Yukarıdaki eserde "Ya Şafi" yazıyor, yani "şifa veren". Bu, bilindiği gibi Allah'ın 99 isminden birisi. Hat kısmını Sakal soyadlı Tezhip kısmını ise Eken soyadlı bir sanatçı yapmış. Çektiğim fotoğrafın orjinalinde sanatçıların soyadları okunduğundan bu bilgileri verebiliyorum ancak. Bir de Hilye adlı bir eser vardı ki, peygamberimizi yazıyla anlatan bir eserdi. Resminin yapılması uygun değildir ya peygamberimizin, O'nu yazıya dökmüşler. Gerçekten çok ilgi çekiciydi ve ayrı bir panoda, bir yazıyla bu eserin anlatımı vardı. Bu temada bir sergi haberi alırsanız gidip görün kaçırmayın, Hilye'ye de rastlarsınız diye düşünüyorum.

Sevgiler  ❤️❤️❤️

24 Mayıs 2016 Salı

Piknik, Kitaplar ve Şiir

Merhaba Dostlar,

Nerelerdeydin bugüne kadar diyenler olabilir. Herşeyi özetleyeceğim. Bundan sonra da yabancı dergilerde okuduğum popüler astronomiyle ilgili bazı yazıları sizin için çevirip bloğumda paylaşmak istiyorum. Mesela; "Bu hafta gökyüzü nasıl olacak?" veya "İlk teleskobumuzu alırken nelere dikkat etmeliyiz?" gibi konulara burada değinmek istiyorum, hem bana hem size faydalı olacağını umarak...

Okuduğum kitaplara gelince; bilimsel kitapların yanında, popüler bilim olarak okulun kütüphanesinden aldığım Tübitak yayınlarından çıkmış olan "Galileo ve Newton'un Evreni"ninden bahsetmeden olmaz. Şiddetle tavsiye ederim. Çok yalın bir dille yazılmış, çok akıcı. Mahalle kütüphanesinden alıp ise gençlik dizisi olarak çıkmış bir roman olan "Şeytan'ın Çırağı"nı da okudum. Dante'nin Cennet, Cehennem, Araf kitaplarının gençlik versiyonu gibi olduğundan bahsedilmiş önsözünde. Çok iyi bir çocuk yanlışlıkla şeytan tarafından öldürülüp cehenneme alınıyor, üstelik onun çırağı olmak üzere! Tahmin edebildiğiniz gibi cehennemin ateşi ve işkence edilen kötü hali eğlenceli bir dille işlenmiş. İlgi çekici, bana değişik geldi bu roman. Yine mahallemizin kütüphanesinden Don Kişot'u aldım. O da kısaltılmış versiyonuydu ama bana yeterli geldi. Okunması, bilinmesi gereken bir roman. 

Bahar geldi piknik sezonu açıldı malum. Büromun bulunduğu apartmanda piknik için bir kamelya yaptırdık. Geçen haftasonların birinde yöneticinin eşiyle burada piknik yaptık. Çay benden, kısır ondan...

Çeri domatesin de küçüğü domateslerden turşu yapmış. İnanılmaz güzeldi. Böyle birşeyle ilk defa karşılaştım ve anlattığımda annem de turşu suyuna hemen birkaç domates doğrayıp atıverdi ve 3-4 günde harika turşu oldular! Tavsiye ederim...

Ayda bir şiir gecesine gidiyorum, farklı bir grubun organizasyonuna gidiyoruz ama hala devam... Hasan Hüseyin ve Cemal Süreyya şiirlerinin okunduğu gecelere katıldım geçen aylarda sırasıyla. Bu gece de Atilla İlhan'ın şiirlerinin okunduğu bir etkinlik olacak, bir aksilik olmazsa katılacağım. Şiir gecelerinin yapıldığı mekanda (Bademaltı) Şükrü Erbaş'ın bir şiirini yazmışlar duvara çok hoşuma gitti, bakalım siz de beğenecek misiniz?

      
Çok uzatmayayım bu yazıyı, diğer konuları başka bir yazıya bırakayım. Konu aşka gelince... üstüne yazacak daha anlamlı başka bir konu daha yok ki! :)