19 Mayıs 2020 Salı

Beş Soru Mimi

Bir Yıldızın Hikayesi blogunda bir mim gördüm, ben de cevaplandırayım dedim. Kendisi çok güzel cevaplar vermiş, bakalım ben de aynı güzellikte yapabilecek miyim... Bu mimi ilk olarak Sanatlı Pencerem blogu başlatmış, bu bilgiyi de aynı blogdan edindim, kendisine de emeğinden dolayı teşekkür ederek sorulara geçelim...


1. Koleksiyon yapıyor musun cevabın evet ise ne topluyorsun?

Ortaokul- lise çağlarında pul ve peçete koleksiyonum vardı. Öyle bir hırs da vardı ki az bir harçlıkla yabancı ülkelerin damgasız pullarını satın alırdım, sanırım kırtasiyeler satıyordu. Bir de değişik bir peçete görünce paket olarak alıp fazla fazla koleksiyonuma koyardım. Sonra onları başkalarıyla değişirdim. Gelen kartpostalları da hep saklardım. Şimdi sanırım kase koleksiyonum var 😀. Evde ve iş yerinde kase bolluğu var, hala da alıyorum. Bir de bardak aynı şekilde... Kırıldığı için takımlar bozuluyor yeni alıyorum ama eskileri de atmaya kıyamıyorum. 

2. İlkokul öğretmenlerinden adını unutmadığın biri var mı?

Bizim zamanımızda ilkokulda bir tane sınıf öğretmeni vardı, adını unutmam mümkün değil. Beni de Facebook'ta ekleyince haberleşir olduk. Birinci sınıfı da başka bir ilde okumuştum, oradaki öğretmenimin adını da hatırlıyorum.

3. Bahar mevsiminin bitmesine az kaldı. Bu bahar mevsiminin öncekilerden farkı ne oldu?

En büyük farkı doğa yürüyüşlerine katılamamam oldu. El değmemiş doğada sıkıntı, stres atamadım. Doğa ananın kucağına kendimi bırakamadım. Arkadaşlarımla buluşup dışarıda yeme-içme aktivitelerim, birbirimizde buluşup yemek davetleri vermelerimiz tamamen durdu. Şu anda denize girilebilir sıcaklık var, onu da yapamıyorum.

Üniversiteye gidemedim ama bu bana çok zaman kazandırdı. Yolda neredeyse dört saat kaybediyordum, bu zaman benim oldu. Paramı dışarıda harcayamayınca bana kaldı, banka hesabım yüzümü güldürdü. En çok yemek, pasta, hamur işi yaptığım dönem oldu.

4. Yaz mimini başlatacak olsan adını ne koyardın?

Yeni Hayat, Yeni Yaz

5. Pencerenizden dışarı baktığınızda nasıl bir manzara karşınıza çıkıyor?

Çift şeritli işlek bir caddenin kenarında bir park, orta refüjde, bol yapraklı büyük ağaçlar. Parkın arkasında binalar.

Sorulardan hoşlananları ve yapmak isteyenleri mime davet ediyorum :)

19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramımız kutlu olsun! 

***

15 Mayıs 2020 Cuma

Bugünlerde ben...

Merhaba, az önce bir çay saati molası verdik. Ben artık kahve içemeyince günde 2-3 kupa çay içiyorum. Çayı da sütlü içiyorum. Sabahları uykumun açılması çok zor oluyor. Ben sabahları kahveyle işimin başına geçen, o şekilde motive olabilen biriydim, yeni duruma hala alışamadım. 


Korona günlerinde normalde sabah saatlerinde pazara gidiyorum, daha tenha oluyor. Semt pazarı da önce haftada üçe çıkarıldı, şimdi ikiye düştü. Tenha olsun diye böyle düzenlendi ama keşke üçte kalsaydı... Sabah, tezimle ilgili bir çalışmayı arkadaşımla yapacağımız için ön görüşme yaptık. Kullanacağımız programla ilgili detaylar gösterdi, işimiz biraz uzayınca pazar işi öğleden sonraya kaldı. 

Pazar ortamı kalabalık, zaten beni huzursuz ediyor. Bir de maskesini çenesine indirip bağıranlar yok mu... çok kızıyorum, moralim bozuluyor. Bir fiyat soruyorum, satıcı üstüme üstüme geliyor. "Biraz geri çekilin" diyorum, "Korkmayın bu kadar" diyor. Çevreme bakıyorum herkes rahat, ben devamlı sosyal mesafeyi ayarlamak için boş yer ararken insanlar birbirinin ağzının dibinde konuşmaktan çekinmiyor, hayret ediyorum. Onlar da bana hayret ediyorlar...

Marketlerde de aynı şey, insanlardan devamlı kaçıyorum, kasiyere uzak duruyorum. Davranışlarım şüpheli karşılanıyor, tedirginliğim dikkat çekiyor. Benim dışımda herkes, hiçbirşeyden haberleri yokmuş gibi "Aaa ne koronası???" modunda...

Korona günleri tam çalışmalık olsa da, ilk günlerinde yaşadığım moral bozukluğu sebebiyle uzun süre bilgisayarımın başına geçemedim. Kitap okudum ama son üç haftadır çalışabiliyorum diyebilirim. Bu dönem tezimi bitirmeyi hedefliyorum, hala hedefleyebiliyorum çünkü tez teslimi süresi uzatılmış neyseki... Çalışmalarım bitmek üzere, daha önce de öyle yazmıştım burada ama hocam bazı konuları biraz geliştirmemi istedi o yüzden işim uzadı. Eğer yazım aşamasını da tamamlayabilirsem, mezun oluyorum. Yine de hayırlısı diyelim, evdeki hesap çarşıya uymaz bazen. Son söz danışman hocamın...

Haftasonunuz güzel geçsin, sevgiler...

11 Mayıs 2020 Pazartesi

Anneler Günü

Herkese merhaba, öncelikle hafta boyu hepimizin işlerinin yolunda gitmesini dileyerek yazıma başlıyayım. Benim yapmam gereken iki çalışma var ve bu işlerde biraz tıkanıklık var inşallah bu hafta halledeceğim, herşeyin rayına oturmasını diliyorum...

Bu sene anneler gününde anneme bol bol hediye aldım ve güzel bir sofra kurdum. Paramı dışarıda harcayamayınca bu durum anneme yaradı resmen :) Artık daha çok markete ben gittiğimden evin ihtiyaçlarını da karşılıyorum. Dün çok mutlu oldu, O'nu gerçekten mest olmuş görünce ben de çok mutlu oldum...


Hediyelerimden biri bu mini orkideydi. Evden uzak bir Migros'ta benek benek çok sıradışı olanını görmüştüm ama o an çok kalabalıktı, içeri girmemle çıkmam bir oldu, alamadım, ertesi günü gittiğimde satılmıştı. Böylece bunu almak nasip oldu, çok sık rastlanan desenli bir orkide ama kısmetimiz buymuş... Anneme almak istediğim hediyeyi birkaç gün önceden düşünmeye başladım ve o günlerde evde çorba vardı. Tabağıma koymak isterken doğru dürüst bir kepçe bulamadım, diğer bir hediyem de kaliteli bir kepçe oldu. Bir de annem Bim'de çukur bir tava beğendiğini söyleyince onu da hediye ettim. 

Cumartesi günü bizim mahallede uzun bir yürüyüş yaptım. İki aydır sokakta bu kadar çok kalmamıştım, baktım biz kendimizi evde kalmaya zorlayıp, sıkarken insanlar keyifli zaman geçiriyor. Evinin bahçesinde mangal yapanlar, az da olsa mahalle parklarında piknik yapanlar... Güzel havanın sarhoşluğunda sohbetler, kahkahalar... Kısıtlamayı takmayan bisikletli çocuklar... Evlerin bahçelerindeki coşmuş çiçeklerin etrafından yürürken cennete gibi hissettim kendimi. Her ara sokağa girip yolumu uzattım, çok nadir bulunan çiçekler keşfettim. Eve dönerken de kasaba uğrayıp ertesi gün için mangallık et almaktan geri kalmadım.

Pazar günü annem yiyecekleri fırında pişirirken güzel bir etimekli pasta yaptım. Hafif olduğu için annemin en çok hoşuna giden pasta... Hediyelerini verdikten sonra terasta başbaşa yaptıklarımızın keyfini çıkardık, ardından çaylar ve kahve, şezloglara uzanıp kitap okuduk. Çok güzel bir gündü, annem çok keyiflendi. Sizin anneler gününüz nasıl geçti? Canımızın içi tüm annelerin Anneler Gününü kutluyorum ❤

5 Mayıs 2020 Salı

Mutlu Prens - Oscar Wilde kitap yorumu

Merhaba, bugün sabah erken annemle bankaya gittik. O kadar güzel bir hava var ki! Sabaha karşı yağmur yağmış ve sonrasında hava tertemiz, pırıl pırıl güneş açmış bize gülümsüyordu adeta. Güneşin altı oldukça sıcak. Bankadan sonra Carrefour'a uğrayıp ihtiyaçlarımıza göz gezdirirken bu kitap gözüme ilişti. Bende Oscar Wilde'ın bir öyküler kitabı daha var ve Mutlu Prens öyküsü onda da varmış, okuyunca hatırladım ama diğer öyküler farklıydı. Bu arada evde kapı pencere açık, hafif serin bir hava, tam iç açıcı kitap okuma havası var.


Kitapta beş hikaye var: 
- Mutlu Prens
- Bülbül ile Gül
- Bencil Dev
- Vefalı Dost
- Olağanüstü Roket

Öykülerin hepsi birbirinden güzel ve ibret verici. Çocuklar için büyük puntoyla yazılmış. Bazı alıntıları aktarmak istiyorum:

"Aşk ne kadar saçma birşey. Mantığın yarısı kadar bile işe yarar değil çünkü hiçbir şeyi kanıtlamıyor. Hep gerçekleşmeyen şeylerden bahsediyor ve insanların gerçek olmayan şeylere inanmalarını sağlıyor. Aslında oldukça işe yaramaz, günümüzdeyse işe yarar olmak en önemli şey."

"Aşk da kendi çapında hoş bir duygudur ama dostluk daha değerlidir. Aslında dünyada vefalı bir dostluktan daha asil ve daha ender rastlanan bir şey olduğunu sanmıyorum." 

"Aslında ben her zaman ağır işlerin, yapacak başka bir şeyi olmayan kişilerin sığınağı olduğu kanısındayım."