29 Aralık 2021 Çarşamba

Doktor Ox'un Deneyi || Jules Verne kitap yorumu

 “Bir yüzyıldır arabacıların küfretmediği, birbirine sövüp saymadığı, atların kaçıp gitmediği, köpeklerin ısırmadığı, kedilerin tırmalamadığı, kısacası tartışmanın gölgesine bile rastlanmayan bir kent bu! Sulh ceza mahkemelerinin bile bütün bir yıl iş olmadığı için çalışmadığı bir kent! Sanatın da işin de, hiç ama hiçbir şeyin coşku yaratmadığı bir kent! Yüz yıldır hiç tutanak tutulmamış, jandarmaların laf olsun diye ortalıkta dolaştığı bir kent! Üç yüz yıldır ne bir yumruğun ne de bir tokadın atıldığı bir kent! Böyle devam edemez, bütün bunları değiştireceğiz, anlıyorsunuz değil mi üstat Ygéne?”

Böyle bir kenttir Quiquendone ve Dr. Ox, bu durumu değiştirmeye kararlıdır. Başta şehir bana gerçekten çok yavaş ve sıkıcı gelse de olayların geliştiği yön daha kötü olunca, neyse böyle kalsın dedim :))

Asistanı ile beraber şehre gelen Dr. Ox şehrin aydınlatma sorununu tüm maliyetleri karşılayarak çözeceğini söyler ancak aslında istediği şey kent halkını yapacağı deneyde kobay olarak kullanmaktır. Aydınlatma için şehrin her yanına döşediği borular aracılığıyla tüm kente insanları agresifleştiren bir gaz yayar ve şehirde olağanüstü gelişmeler yaşanır...

Bir alıntı daha paylaşayım, kitabın ana fikri de olabilir bence: "Zira bilim, vicdansız kişilerin elinde tehlikeli olabilir". Kitaplarla kalın, sevgiler 💝

Yeni yılınız kutlu olsun!

 


Herkese sağlık, mutluluk, bol kazanç, bereket dolu yıllar!

2022'de daha çok seyahat etmek, daha çok hayatın tadını çıkarmak istiyorum. Bunlar için daha çok para kazanabileyim...

Okuma ve spor yapma aynen böyle kararında devam etsin. Daha çok çalıştığım bir yıl olsun, mesleki yazılar yazdığım başka bir blogum daha olsun. Başarı ve mutluluğu arttırdığımız, kendimizi kısıtlamadığımız bir yıl olsun. Kahkahalarla gülelim, çılgınca dans edelim, büyük yaşayalım, büyük sevelim 🥰🎄🎁🎅🎁🎈🎉🎁🎊🎁🎄🥰

24 Aralık 2021 Cuma

Her şeye evet (Yes Day) film yorumu

Allison gençliğinde her maceraya "evet" deyip sonunu düşünmeden atılan bir genç kızken, evlenip çocuk sahibi olduğunda, devamlı çocuklarını kısıtlayan "hayır"cı bir anne olmuştur. Bir gün oğlunun amatörce çektiği bir videoda kendisini adeta bir canavar olarak göstermesinden etkilenip, ailecek Evet Günü tertiplemeye karar verir. 

Şartı şudur, çocuklar onun istediği gibi davranacak ancak Evet Günü geldiğinde ebeveynler çocukların her istediğini yapmak zorunda kalacak. Evet günü geldiğinde çocukların hayal gücünü zorlayan istekleri olacaktır. Sınırsız dondurma yemek, camlar açık araba yıkamaya girmek gibi :)) Ve bunlar sadece bir başlangıç! Gün ilerledikçe istekleri daha inanılmaz hale geliyor ve gün sonunda işler çığırından çıkıyor. Anne ve baba bir ara tutuklanıyor o kadarını söyleyeyim :)

Kızı zor durumda kaldığında konser alanında O'nu bulma çabaları ve sonrasında kavuşmaları beni ağlattı. Ben duygusal sahnelere dayanamıyorum aslında film komedi ve çok eğlenceli, herkese tavsiye ederim. Sevgiler 💛

22 Aralık 2021 Çarşamba

Simit Poğaça

 Merhaba, bugünlerde kütüphaneden kitaplar alıyorum ama seçtiklerim oldukça kalın olduğu için teslim süresine kadar bitiremiyorum, en son kitabı iade edip daha sonra almaya karar verdim. Kaldığım yerden okumaya devam edeceğim. Şimdi ise Alacakaranlık Serisi'nin 3. kitabı Tutulma'yı okuyorum. Geçen pazar çok yağmurluydu, günü bir kitap kafede geçirince oranın raflarında bulduğum kitaplarından Dr. Ox'un Deneyi'ne de başladım. Sanırım o daha çabuk bitecek çok kalın bir kitap değil, Jules Verne okumayı da çok özlemişim. Konusu da çok ilginç geldi.

Bugün işlerimle meşgul olurken canım simit istedi. Dışarıya çıkmaya üşendim, Simit Poaça tarifi bulunca yapmaya karar verdim. Poğaça yapmak pratik zaten bilirsiniz, fazla zaman kaybı olmadan yapıp pişirdim. Tarifi PelinChef sitesinden aldım, biraz değişiklik yaptığım için tarifi kendim yazacağım..


Malzemeler

Hamur:
1 çay bardağı sıvı yağ (1/2 ayçiçek, 1/2 z.yağı kullandım)
1/2 çay b. ılık süt
1/2 çay b. ılık su
1 adet yumurta
1 paket instant maya
1 çorba k. toz şeker
1 tatlı k. tuz
Aldığı kadar un

İçine:
Böreklik tulum peyniri

Üzerine:
1/2 çay b. pekmez
1/2 çay b. su
Susam

Öncelikle 2 su b. unu karıştırma kabına alıp tuz, şeker ve instant mayayı karıştırın.Ortasını havuz gibi açıp yumurta, yağ, su ve sütü ilave edin. Karıştırın, un az geleceğinden azar azar ilave edip yumuşak bir hamur yoğurun. Üzerini kapatıp 1 saat mayalanmaya bırakın. Ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp elinizle açın ve içine peynir koyup kapatın. Pekmezle suyu karıştırın, hamuru pekmezli suya batırıp tepsiye dizin, küçük fırın tepsisine sığıyor bilginiz olsun. Bol bol susama bulayın. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında pişirin. 

Ben dün seramik dersinde biraz soğuk aldığım için şimdi ıhlamur içerek yazıyorum bu yazıyı. En sevdiğim kış içeceği olur kendisi :)) Mutlu günler 💗

19 Aralık 2021 Pazar

Beş yıldızlı noel film yorumu

 İnsanın içini ısıtan, noel ruhu ile dolu bir aile filmi Beş Yıldızlı Noel. Lucy ailesiyle noeli geçirmek üzere çocukluğunu geçtiği kasabaya gider, eve gitmeden önce çok sevdiği safranlı şekerlerden almak için bir dükkana uğrar, ancak tek kalan şekeri almak isteyen bir yabancı daha vardır :) Evlerine ulaştığında ise çocukluğunu geçirdiği evi babasının bir butik otele dönüştürdüğünü görür. Tüm hatıralarına ihanet edilmiş gibi hisseden Lucy bu durumdan hoşnut olmaz ancak babasının paraya ihtiyacı vardır.

Ünlü bir gezi yazarının oteli ziyaret etmesiyle tüm aile otelin farklı bir çalışanı olarak rol yapmaya başlar. Otelin olumlu yorumlar alması için oynadıkları bu oyun gerçekten çok komikti :))


 2020 yapımı bu filmi ben çok beğendim, izlerken eğlendim. Yılın tam bu zamanında karşıma çıktığı için memnunum. Mutlu pazarlar 💚

18 Aralık 2021 Cumartesi

Bimarhane tiyatro yorumu

 Dün akşam Antalya Devlet Tiyatrosu'nun oyunu Bimarhane'ye biletim vardı.Güzelce hazırlanıp uzun zaman sonra tiyatroya gitme heyecanıyla evden çıktım. 1 saat erken varınca biraz kitap okudum fuayede. Bu arada bilet fiyatları eskiye göre artmış ama oyun da kaliteliydi, konusu ve oyuncularıyla...



Oyun, bir akıl hastanesinde aynı odada kalan dört adamın etrafında geçiyor. İkisi Türk, biri Ermeni diğeri de Rum asıllı. İstanbul'da Osmanlı imparatorluğu'nun işgal altında olduğu, Halide Edip'in de milli mücadele için miting yaptığı günler.


Daha öncede delilerin akıllılardan daha iyi düşünebilmesi üzerine tiyatro izlediğim için (Buzlar Çözülmeden oyunu) seveceğimi tahmin etmiştim izlemeden. Çok doğru felsefik çıkarımlar var, önemli dersler veriyor oyun. Olur da şehrinize gelirse izleyin, tavsiye ederim. Tiyatro izlerken de ekonomik kriz filan her şeyi o saatlerde unuttum :)

Tiyatronun tanıtım metni: Tıpkı ülke gibi dünya savaşının yıkıntısı altında kalmış bir akıl hastanesinde, farklı etnik kökenlerden gelen dört adam, hayata tutunmaya çalışmaktadır. Dünyanın tüm çalkantılarından uzak, sadece yaşamak için birbirine tutunmuş bu adamlar, çektikleri acının nedenini de bilmektedir: “o ilk sınırı çizen soyu karışığı bulmak lazım… Dünya güzelim bir yer iken; toprak, su herkesin malıyken, durduk yerde ne dedi biri, “Burası benim!” Bütün kavgalar, savaşlar hep onun yüzünden…” Sağlıkla ve sevgiyle 💝

14 Aralık 2021 Salı

Ahtapottan Öğrendiklerim// belgesel yorumu

 Uzun zamandır izlediğim en iyi belgesel. İzleyeli de bayağı oldu aslında, buraya bir türlü yazamamıştım. Özellikle denizi sevenler ve dalış yapanlar için bulunmaz bir nimet :) Craig Foster bir doğa tarihçisi ve çeşitli belgeseller çekiyor fakat üzerindeki baskı nedeniyle bunalıma giriyor. Bu dönemde hayatını sorguluyor ve çocukluğunda yaşadığı Atlantik Okyanusu kıyısındaki evinde bir nevi inzivaya çekilip her gün dalış yapmaya başlıyor. 


Bir kaç hafta sonra bir ahtapota rastlıyor ve onu yakından izliyor. Fotoğraflarını çekiyor, kameraya alıyor. Böylece dalış yaptığında onu gördüğü yerlere gitmeye başlıyor ve izini sürerek her seferinde onu bulmayı başarıyor ve gününü onunla geçiriyor. Eve gittiğinde de ahtapotlarla ilgili araştırmalar yapıyor, bu canlının tüm özelliklerine ve davranışlarına odaklanıyor. 


Sonunda gerçekten dost oluyorlar ve bir gün ahtapot O'na sarılıyor, o sahne çok duygu doluydu, belgesel izlerken insanın gözleri dolabilir mi:) Craig Foster'ın çok güzel bir sözü geçiyor belgeselde "Bana bir ziyaretçi olmamayı, buranın bir parçası olduğumu hissetmeyi öğretti. Bu çok büyük bir fark."

Keşke insanlık olarak yapay olarak kendimizi soyutladığımız doğanın aslında bir parçası olduğumuzu yeniden idrak edebilsek... Sevgiler❤

13 Aralık 2021 Pazartesi

Çocuksun sen - Ahmet Telli

Kitap fuarında Ahmet Telli'den aldığım diğer kitap Çocuksun Sen. Aşka, ayrılıklara, hayat görüşüne ve Ankara'ya dair yazmış şiirlerini. Bu kitabında dilini daha yalın buldum, daha rahat okudum. Ben üstü kapalı anlatımlardan çok, anlayabildiğim şiirleri daha çok seviyorum. Kitabın başlangıcındaki şiirler beni daha çok çekti, daha çok sevdim. Onlardan bazı bölümleri paylaşacağım.


"... Parasız yatılı hüzünlerden ne kalır geriye
Biraz Tamil biraz Türk'üz ayıptır söylemesi
İntiharsa günahtır külliyen yasak bilirsin
Pısırık bir ihtilal gibi getirdim sana bunları

Bir de belleğim, başıma bela, hazin ve komik üstelik
Hatırla eskiyen meydan saatini, çocukluğundur
Tayyare pulları getirdim sana evden kaçışlarımı
İstersen yok say bunları tesbih de yapabilirsin

Beni vur saatin altında seni seviyorumdur bu..."

"...Mağlubuz. Durmadan kazanan bu hayat
Basit bir üçkağıtçı sadece, bir sahtekar
Beşbenzemezle rest çekiyorum ama o
Biliyor bunu ve çekiliyor oyundan, yokum diyor
Dün bir demirciydim oysa ben, ufku eritirdim
Bugünse ateş altındayım hatıralarımı yazma

Hatıralarımı yazma tarih sanıyor birileri..."

Sevgiler❤

8 Aralık 2021 Çarşamba

Aykut Enişte 2 film yorumu

Bu filmin ilkini izlemeden ikinciyi izledim ama ilkini izlememiş olmam fark etmedi, gayet rahat anlaşılan, komedi bir aile filmi. Kahkaha atarak izlemesem de olay örgüsü eğlenceliydi. Sinemadan memnun ayrıldım.


Çok özlediğim için bu ara bol bol sinemaya gidiyorum, bir de Devlet tiyatrosundan bir oyuna bilet aldım, gününü bekliyorum heyecanla :))

Sinemalar oldukça boş oluyor, herhangi bir Covid riski yok bence, bugün 3 kişi izledik, üstelik halk günü..

Aykut ve Gülşah iki sevgili ve düğünlerine az bir zaman kala Gülşah'ın ablasının eski kocası ortaya çıkar. Aykut, aile bağlarını sağlam tutmak amacıyla bacanağıyla yakınlaşır ancak aslında ailenin bu adamdan illallah ettiğini henüz idrak edememiştir. 

Bacanağı bir kumarbaz ve kumar oynamak için para bulma amacıyla aynı zamanda dolandırıcıdır. Aykut'un saf ve nahif karakterinden faydalanıp başını olmadık belalara sokar. Bunlardan kurtulmak için birlikte komik bir uğraş başlar :)) 

 Onur Bilgetay'ın yönetimenliğini yaptığı filmde başrollerde Cem Gelinoğlu ve Melis Babadağ var. Bence filme eğlenceyi getiren Hakan Yılmaz olmuş, oyunculuğunu severek izledim. Cem Gelinoğlu'nu da ilk defa izledim, es geçmemek lazım beğendiğim bir aktör oldu. Sevgiler❤

6 Aralık 2021 Pazartesi

Bakışın Senin - Ahmet Telli kitap yorumu

 Ahmet Telli'yle bu seneki Antalya kitap fuarında tanıştım. Bana karşı çok duyarlı davrandı, özenli yaklaştı. Duygu dolu, algıda hassas ve sevecen olduğu için hemen içiniz ısınıyor. İki kitabını kendim için seçtim, bir tanesini de bir arkadaş için imzalattım. Kitabın imzalı sayfasını görünce ne demek istediğimi anlayacaksınız...


Şiirler dört bölüm altında toplanmış:

- Veda Divanı
- Bakışın Senin
- Dörtlükler 
- Zeyl

Her bölüme ait bir şiirin, bir kısmını paylaşmak istiyorum sizinle,

1       "Böğürtlen mi kokladın tozlu yollardan
           Morarıyor dilindeki bütün kelimeler
           Hadi sor ne soracaksan tereddüdün
           Zaman ayarlı korkulara dönüyor
           İkide bir kaçırma gözlerini herkes bilir
           Kalbi kırılanın kalp kırmadaki hünerini"

                                ...

2         "Bakışın senin: çatılara yuva yapmış kırlangıç hızı
             Ağustos denizinin çırpınışı, bahçeye inen çocuk
             Bir romanın ilk cümlesi oluyor alnına düşen saç
             Ulusal müzeye kabul edilmeyen aykırılıksın sanki"

                                ...

3           "Gittim, bir ağaca sordum adını
               Gölgemdir, dedi; beğendiysen
               Bağışlarım çocuklarına ama sen
               Kaybolmamışsın ki ormanda hiç"

4                              ...

               "Gözyaşı da bulaşıcıdır bu hüzünlü hikayede"

                                ...

Bakışın Senin bölümü tek şiirden meydana geliyor ve Zeyl kısmında yurtdışında edindiği hatıralarla ilgili yazılar var. Kitabı genel anlamda beğendim ama bazı yerlerinde kopukluk yaşadığım, anlamadığım dizeler oldu. Ahmet Telli'nin sosyal medyada rastladığım şiirlerini çok beğeniyordum, böylece gerçekten tanışmış olduk. Mutlaka okunması gereken bir yazar, bendeki diğer kitabına başlamak için heyecan duyuyorum :) Sevgiler ❤

4 Aralık 2021 Cumartesi

Kasım ayı En'leri

 Seviyorum

Doğa yürüyüşlerini... Geçen ay hiç aksatmadan gittiğim yürüyüşlerde çok güzel vakit geçirdim. Bir tanesini arkadaşlarımla yürüdük. Hepsinin keyfi başka, tanıdık olmayınca da yeni arkadaşlar ediniyorsunuz. Beycik, Maden koyu, Beldibi parkurlarında yürüdüm. Daha önce fark etmemiştim, hepsi de Antalya'nın Kemer İlçesi'nde :)

Alttaki ilk fotoğrafta parkuru tamamlamanın mutluluğu içerisindeyim, onun altındaki fotoğrafta rehberimizin köpeği Korsan'la sevgi dolu bir an :) Bu ay yürüdüklerimin hepsi Likya Yolu parkurları..

Maden Koyu- Çıralı


Beldibi

Yiyorum

Geçen ay kahvaltı ayıydı benim için, bir kere annemle Zeytinpark'ta kahvaltı yaptık, bir kere de bir arkadaşımla deniz kenarında. Son olarak da samimi arkadaşlarımı bir kahvaltı etkinliğinde ben ağırladım. 



İçiyorum

Geçen ay cin tonik ve Türk kahvesi içtim. Abartı olmasa da Türk kahvesi'ni uzun zamandır bu kadar içmemiştim.



Hissediyorum

Evimizin salonunda uzun bir bitkimiz var. Onu süsledim ve ışıklandırdım, bir yılbaşı ağacımız oldu. Noel ruhuna büründüğümü hissediyorum.

Yapıyorum

Çalışma ve egzersiz yapıyorum. 2021 hedeflerimdi, çok çalışma ve daha çok egzersiz yapma..

Hayal ediyorum

Parti ve dans ortamı hayal ediyorum. Ama ne zaman nerede olacak hiç bilmiyorum..

İzliyorum

Bu ara Her Şeye Evet diye bir film izledim, çok eğlenceliydi. Bloga yorumumu da yazacağım. Dün akşam da Metin Akpınar'ın hayatını anlatan bir yapım izledim adı İyi ki Yapmışım. Onu da çok beğendim, ileriki günlerde yorum yazılarını okuyabilirsiniz sanıyorum.

Okuyorum

Kütüphanede çok güzel bir kitap keşfettim. İnka- Güneşin Prensesi adı. Çok sürükleyici ve ilgi çekici, merakla okuyorum. Eğer yazılanlar gerçeği yansıtıyorsa, İnkalar hakkında da çok şey öğreniyorum.

Aralık ayı hepimize mutluluk getirsin ❤

27 Kasım 2021 Cumartesi

DUNE film yorumu

Bu ara bilimsel dergi makalelerine yaptığım hakemlik işlerine hız verdim. Aslında bir anda hepsinin üstüste gönderilmesi de etkili oldu. Devamlı bunları oku, eleştir biraz blogdan koptuğumu hissettim, yazıları okumam yavaşlamıştı. Kitap okuyamıyorum, okuma kapasitemi onlarla biraz da bloglarla doldurdum  son zamanlarda :)

Dune'u izleyeli birkaç hafta oldu. Çok çok beğendim, film bittikten sonra sinema salonunda kimse yerinden kıpırdayamadı, insanı çok etkisi altına alan bir film. Hala vizyonda burada, kaçırmayın izleyin son günleri olması lazım..

Türkçe adıyla Çöl Gezegeni olan filmde olaylar 10191 yılında geçiyor. Tüm gezegenlere hakim bir imparatorluk ayrıca her gezegenin kendi yönetici kralı bulunmakta. Dünyaya benzeyen bir gezegende hakim olan kralı (Dük Leto'yu) gezegenlerarası imparator,  Arrakis'in (çöl gezegeni) hakimi olması için görevlendirir. 

Burası her yerin çöl kumu olduğu, çok ağır şartlarda yaşamın devam ettiği, güneşinin çok etkili olduğu evrenin en tehlikeli gezegenidir. Kum içerisinde baharat denilen, petrol işlevi gören madde, gezegenin ekonomisi için çok önemlidir. Dük, görevlendirildiği için bu gezegende hakimiyetini ilan eder ancak daha sonra bunun gezegenlerarası imparatorun hanedanlığına karşı kurduğu bir tuzak olduğu ortaya çıkar. 

Filmde dükün oğlu Paul Atreides'in (Timothée Chalamet) bu gezegenle özel bir bağı vardır. Rüyalarında gezegende yaşayacakları olayları görmektedir ve buraya gelince şaşırtıcı derecede uyum sağlayabilmiştir. Bu durum O'nun bu gezegenin yerel halkı olan Fremenler tarafından 'seçilmiş kişi' olduğu inancını doğurur.

Kitaplarını da okumak isterdim, belki bir süre sonra başlarım. Serinin devamı da çekiliyor. Chamalet çok çekici bir varis ve iyi bir oyuncu. Filmi Facebook'tan, Timothée Chalamet'i de Instagram'dan takibe aldım. Daha önce söylediğim gibi, özellikle bilim kurgu sevenlerin kaçırmamasını tavsiye ederim. Haftasonunuz mutlu geçsin ❤

23 Kasım 2021 Salı

YENİ YIL ÇEKİLİŞİ ✨🎄

 Merhaba, sürpriz bir yılbaşı çekilişiyle geldim  😊🎄🎉🎁🎈Hediyelerimi yılbaşı gecesi gibi ışıltılı bulursunuz umarım.✨✨ Ben çok severek temin ettim ikisini de. Kitap hediyem, Sarah J. Maas'ın Cam Şato serisinin araştırıp en iyi bulduğum kitabı Gölgeler Kraliçesi. Daha önce aynı yazardan Dikenler ve Güller Sarayı'nın en iyi kitabı Sis ve Öfke Sarayı'nı okuyup aşırı beğenmiştim. Serinin ilk kitabını okumadan gayet rahat anlamıştım. O yüzden size bu kitabı seçtim. Diğeri de takı satan bir arkadaşımdan benim çok sevimli bulduğum bir kolye. Kırmızı ve yeşil boncukları kirazı andırıyor.



Kitabın karton kapak olduğunu da es geçmeyeyim. Çekilişe katılmak için bloğumu takip etmeniz ve yorumlara e-mail adresinizi bırakmanız yeterli. Çekiliş 31 Aralık gecesi saat 00:00'da sona erecek. Gece yarısından sonra çekilişi yapıp kazananı ilan ederim diye düşünüyorum. Şans getirsin hepimize 2022! Sevgiler 💗

19 Kasım 2021 Cuma

Blog yorumları (Mim)

 Bir Yıldızın Hikayesi blogunun başlattığı mime ben de katılayım dedim, aslında yazı yazmak istiyorum, belki bu mimin adından son zamanlarda yaptıklarımı anlattığım bir yazı da gelir :)


💫Yaptığınız paylaşımlarla ilgili yorum alışverişine önem verenlerden misiniz?
Yazarken yorum gelip gelmeyeceği önemli olmuyor ama gelince mutlu oluyorum. Yorum yazmakta sıkıntı çeken biriyim, aklıma bazen yazacak birşey gelmiyor dolayısıyla yazılmıyorsa pek dert etmiyorum.

💫Yorum geldiğinde iade-i ziyaret yapar mısınız?
Hemen apar topar o bloga gideyim, bir yorum yapayım gibi bir telaşım yok. Son yazdığı yazıya veya sonradan yazacağı bir yazıya söyleyecek birşeyim varsa yorum yaparım. Takip etmediğim bir blogsa blogunu inceleyip beğenirsem takibe alırım.

💫Okunmadan yorum bırakıldığını ya da hızlıca göz gezdirildiğini hissettiğiniz olur mu?
Bir kişi haricinde bunu yapana hiç rastlamadım. Reklam amaçlı yorumları da saymazsak yapılan yorumlar bana yazılarımın dikkatle okunmuş izlenimini verdi. Teşekkür ediyorum ❤

💫 Önünüzdeki yazıyı okuduktan sonra o yazıya gelen diğer yorumları da okur musunuz?
Bazen okuyorum, bazı zamanlarda ise okumuyorum. Az yorum varsa okuyorum genellikle.

💫Yazınıza gelen yorumları cevaplar mısınız?
Hepsini cevaplarım. Yorumları bir diyalog fırsatı olarak algıladığım için cevapsız bırakmak hoşuma gitmez.

💫Yorumları biriktirip hepsini aynı anda mı açarsınız? Neden?
Blogumda yapılan yorumlar için onay istemediğimden biriktirme gibi bir durum yok. Fırsatım varsa gördüğüm zaman cevaplarım. Bazen cevap vermem zaman alır ama ne yazayım diye düşünüyorumdur aklımın bir köşesinde :)

💫Yazıyı okuduğunuz halde yorum bırakmadan ayrıldığınız olur mu?
Çok olur. Genellikle takip ettiğim herkesin her yazısını okurum. Çalışma arasında okuyorsam yorum bırakmam, yazacak birşey bulamadığım da çok olur.

💫En az ve en fazla yorum alan paylaşımlarınız hangileri hatırlıyor musunuz?
Hatırlamıyorum ama kitap veya film yorumlarından çok günlük hayatımı anlattığım yazılar daha çok okunup yorum alıyor sanırım. Bazen de herkesin favorisi olan bir kitap okuyorum tesadüfen, onlara çok yorum geliyor. Film değerlendirdiğim zaman daha az yorum alıyorum.

💫Hiç yorum almayan yazınız oldu mu?
Blogu ilk açtığımda arkadaşlarıma yazılarımı okutuyordum ve yorum alıyordum, ilerleyen zamanlarda haber vermez oldum, blog camiaası da blogumu yeni yeni keşfediyordu, o süreçte yorum almıyordum. 

💫Daha önce hiç etkileşim olmadan, tesadüfen  tek bir yorumunu beğenip takibe aldığınız biri oldu mu? 
Hiç etkileşimim olmayan kişilerden yorum aldım. Yorumunu beğendiğim için değil de, yorum yapan kişinin bloguna ulaşabildiysem ve göz attığımda okumak istediğimi hissettiysem takibe aldım.

💫Size göre yorum bırakmada en iyi ve en sürekli olan bloglar hangileri? (en az üç isim veriniz)
Beni blogumda hiç yanlız bırakmayanlar, Şule (Sule Uzundere Blog), Duygu (Duygu'nun Mekanı) ve Bahar (Maviye İz Süren). Çok teşekkür ederim 😊🙏💖💖💖

10 Kasım 2021 Çarşamba

Bir Noel Şarkısı - Charles Dickens kitap yorumu

Charles Dickens'ın İki Şehrin Hikayesi romanından çok etkilenmiştim. Kitabın girişinde İki Şehrin Hikayesi'yle Fransız Devrimi'ni en iyi anlatan yazar olarak kabul edildiği yazılmış. Başka bir romanını okuma fırsatı da bulamamıştım şimdiye kadar, kütüphanede karşıma çıkınca hemen ödünç aldım. 


Yazar 1812'de benimle aynı gün doğmuş, 7 Şubat'ta yani :) Keşke hayal gücüm biraz O'na çekseymiş :))
Kitabın sunuş kısmındaki kısa yazısı çok hoşuma gitti, ne kadar mütevazı dedim. Aynen aktarıyorum...

Bir fikrin hayaletini hayata döndürmek amacıyla bu hayaletli küçük kitabı yazmaya giriştim. Bu durum okurlarımın kendilerine, birbirlerine, mevsime ya da bana kızmasına sebep olmasın. Kitap, evlerine musallat olsun ve kimse elinden düşürmek istemesin.

Sadık dostları ve hizmetkarları,
C. D. 
Aralık, 1843

Çok tatlı yazmamış mı ❤😊

Scrooge ve Marley ortak olarak çalışırken Marley vefat eder, bundan sonra Scrooge işin tek patronu olarak devam etmektedir. Çalışanlarına karşı acımasız davranmakta ve onları düşük ücretle çalıştırmaktadır. Noel arifesi gelmiştir ve O'na iyi dileklerini sunan yeğenini tersler çünkü O'nun için günün özel bir yanı yoktur. O akşam eve gittiğinde eski ortağı Marley hayalet olarak ortaya çıkar. Hayatını yanlış yaşadığına dair öğütler verecek ve kendisini üç hayaletin ziyaret edeceğini bildirecektir...

Kitabı beğendim, Scrooge'ın aldığı derslerden ben de payımı aldım. Tek bir alıntı paylaşacağım:

🌸 "İşmiş!" diye haykırdı Hayalet. Yine ellerini ovuşturuyordu. "Benim işim insanlıktı. Benim işim toplumun refahıydı; hayırseverlik, merhamet, müsamaha ve iyi niyet... Hepsi benim işimdi. Ticari işlerim esas işimin devasa okyanusunda bir damla sudan ibaretti!"

8 Kasım 2021 Pazartesi

Dünya çocuk kitapları haftası

 8-14 Kasım Dünya çocuk kitapları haftası kutlu olsun! Bunu Instagram'dan öğrendikten sonra hemen bir çocuk kitabı alıp okudum. Çocuklara kitapları sevdirmek, okuma alışkanlığı kazandırmak, kitapları ulaşılabilir kılmak hepimizin görevi. Bu hafta herkesi çocuklara kitap hediye etmeye veya onlara kitap okumaya davet ediyorum :)


Ben Mustafa Balel'in Barbossa'nın Gözlüğü adlı kitabını okudum ve bir miniğe hediye edeceğim. Bu hikaye, minik Rüzgar'ın babasının tayini nedeniyle İstanbul'a taşınmalarıyla başlıyor. Rüzgar çok girişken olduğu için hemen yeni okul arkadaşlarıyla kaynaşıyor. Yalnız biraz bencil ve dikkat çekmeyi seven bir çocuk. Okul arkadaşları ve öğretmenleriyle birlikte piknik yapmaya gittikleri Belgrad Orman'ında bir muziplik yapıp herkesi kızdırıyor. Ceza alan Rüzgar, hatasını anlayıp kendine çeki düzen verince bir dahaki geziye katılma hakkı kazanıyor :)  

3 Kasım 2021 Çarşamba

Ekim ayı En'leri

 SEVİYORUM

Seramik derslerine bayılıyorum. Bazı dersler çok verimli geçiyor. Mesela dün bir türk kahvesi fincanı, ikili olduğu için iki tabak ve bir büyük salata kasesi yaptım. Keşke daha sık ders olsa ama haftada bir gün 3 saat gibi uzun bir süre de bayağı iyi. 


YİYORUM

Geçen ay bol bol elmalı milföy tatlısı yedim. Şekeri fazla değil. Supefresh'in tereyağlı milföyü olacak. Yapması inanılmaz basit ama çok lezzetli. Elmalı turtanın pabucunu dama atabilir :)) Tarifini de vereyim, belki merak eden olur: Üç elmayı rendeleyin. Biraz pişirip 2 kaşık şeker ve tarçın ekleyin. Bizim küçük tepsiye 6 tane sığıyor. 6 parça milföyü çözdürüp tepeleme kaşık elma koyup iki ucu birleştirin. 180 derecede pişirin 15 dk sonra 5 dk sadece üstü açın altı yanmasın, üstü kızarsın.


İÇİYORUM

Değişik olarak avokadolu muzlu smoothie içtim. Hazırlayıp Detoks içeceği yazan bir şişeye koymuşlar. Yemeksepeti'nden sipariş verdiğim için görme fırsatım olmadı, biraz bayat geldi bana ama idare ederdi diyelim. Çok çay içiyorum, sabah sütlü öğleden sonra sütsüz.

HİSSEDİYORUM

Yağmurlu havaların beni motive ettiğini hissediyorum, daha çok çalışıyorum. Mesleğimde kendimi geliştirme çabası içindeyim, yapmam gereken işleri de tamamlıyorum.

YAPIYORUM

Herşeyden biraz biraz yaptığım bir ay oldu. Biraz yürüyüş, biraz çalışma, biraz okuma, biraz arkadaşlarımla buluşma, biraz yemek yapma... Tek bir şeye ağırlık vermedim bu ay ama geçmiş aylara göre en çok çalışmayı arttırdım. 

HAYAL EDİYORUM

Yılbaşını butik bir otelde geçirmeyi hayal ediyorum. Nezih, samimi bir ortamı olsun. Farklı yerlerden gelen insanlar olarak yılbaşı akşamı birlikte eğlenelim, dans ve sohbetler edelim :)

İZLİYORUM

James Bond filmleri.. Sinemada da son filmini izleyince üst üste iki tanesi denk geldi.

OKUYORUM

Bugün ablamın doktora hediyesi olarak aldığı "LİDAR remote sensing and applications" kitabını, yani mesleki bir kitap okudum. Birazdan da kütüphaneden alıp okumaya başladığım Bir Noel Şarkısı adlı kitaba devam edeceğim. Hayaletli bir kitap olduğu için hem Halloween'e hem de noele uygun. Bu da benim Halloween için boyadığım küçük bir kabak. Aslında önemli olan dekorun korkutucu olması, benimki şirin birşey oldu, günün önemine uymadı ama ne yapalım :)) Kanadalı bir enişteniz olunca bu günleri de es geçmiyorsunuz ;)

30 Ekim 2021 Cumartesi

James Bond, Ay Harekatı (1979) film yorumu

Nasa'yla ilişkili bir James Bond filmi izleyeceğimi hiç tahmin etmezdim! Meğer uzayla ilgili bir Bond filmi de çekilmiş. Bu filmi birkaç gün önce izledim, bu akşamüstü de sinemada "Ölmek için zaman yok"u izlemeyi planlıyorum.

Filmde araştırma amaçlı kullanılmak üzere alınan bir uzay kapsülü çalınıyor. Bond da bu kapsülün nereye kaybolduğuna dair araştırmalar yapıyor. Bu filmde Bond'u Roger Moore canlandırıyor. Biraz hantal ve yaşlı buldum filmde kendisini, oyunculuğunu da biraz yapay buldum açıkçası. Ben kendisini sevmemiş olabilirim ama beğenenler olacaktır.


Uzay kapsülünün üretildiği firmayı ziyaret eden Bond, pek hoş karşılanmaz. Şirketin izinde Venedik ve Rio de Jenerio'dan uzaya kadar devam eden bir kovalamaca yaşanacaktır. 


Bond kızlarının eski tarz giyimleri ve saçları çok hoş. Günümüzden daha şık görünüyorlar bana kalırsa. Filmin geçtiği mekanlar da çok güzel. Yeni Bond filmlerine göre daha az karmaşık, ne olup bittiğini kolayca takip edebiliyorsunuz. İzlemeye değer bence, bu film de okuduğum bir kitapta geçiyordu. Fragmanını da aşağıya bırakayım, bir  göz atın isterseniz ;) Mutlu haftasonları ❤

26 Ekim 2021 Salı

Josh ve Hazel'ın sevgili olmama rehberi - Christina Lauren

 Bu kitaba kafamın biraz bozuk olduğu bir dönemde başladım. Hafif, komik ve iç açıcı bir kitap. Kitabın ikinci yarısında okumaya ara verdikten sonra son iki gündür yoğunlaşıp bitirdim. Kitabın yazarı iki kadın aslında, Lauren Billings ve Christina Hobbs. Sahte Balayı adlı yine romantik-komedi olduğunu düşündüğüm bir kitapları daha var, onu da daha sonra alıp okumak istiyorum. 


Hazel, daha üniversite öğrencisiyken Josh'a aşık, çok açık sözlü, bela mıknatısı ve sık sık utanç verici durumlarla karşı karşıya kalan bir kızdır. Oldukça olgun ve sakin bir yapısı olan Josh ise O'nunla sevgili olmayı aklının ucundan geçirmemektedir. Üniversite bittikten sonra Hazel sınıf öğretmeni olup bir okulda çalışmaya başlar. Josh ise fizyoterapist olarak kendi kliniğini açmıştır. Onlar farkında olmadan kader onları aynı şehirde buluşturur ve Hazel, Josh'un kızkardeşinin en iyi arkadaşıdır...

Şartlar ikisinin biraraya gelmesi için çok uygun olsa da sevgili olmamak için uzun süre direnirler :D
Bu uğurda çok komik olaylar birbirini kovalar. Hazel zaten sözleriyle ve yaşantısıyla oldukça komik bir kız :)

Eğlenceli zaman geçirmek isteyenlere kitabı tavsiye ediyorum. Sevgiler ❤

22 Ekim 2021 Cuma

Kırk yaşında kadın / Nazmi Öner kitap yorumu

Nazmi Öner Antalyalı bir şair-yazar. Şiir kitaplarının yanında bol bol seyahat kitabı yazmış. Her sene bu ayda Kaleiçi'nde Old Town Festivali düzenleniyor Antalya'da. Kaleiçi'nin çeşitli sokaklarında etkinlikler oluyor. Konserler, çizim yapma, boyama gibi... Bir diğer etkinlik de okuyucuları yerel yazarlarla buluşturan imza günü. Aynı tarihlere Antalya Kitap Fuarı da rastlıyor, o yüzden yerel yazarlardan Nazmi Bey'in bu kitabını almayı seçtim sadece. Kendisiyle biraz da sohbet ettik, eşi yanındaydı ve yeni bypass ameliyatı olduğunu söyledi. Bunu duyunca fazla yormadan ayrıldık yanından. 


Yazarın tarzını beğendim, kitabı elimden bırakamadan okudum. İmalı bir yazım tarzı yok, düz metni kısaltıp içinden geldiği gibi yazmış gibi, kolay okunuyor. Şiirlerinden birçoğunu işaretledim. Ara ara yazılarımda sizinle paylaşacağım. Yazarın yaşı ileri olduğu için vefat eden arkadaşlarının ardından pek çoğuna şiirler yazmış. Seyahat ettiği bazı yerler hakkında da kısa kısa şiirleri var özellikle komşu doğu ülkelerin şehirlerini anlatmış. Çocuk ve torunları hakkında yazmış. Çok az siyasete değinmiş, diğerleri de aşk şiirleri. 


Kitapla aynı isimli şiirini paylaşacağım bu yazıda. 

Kırk yaşında kadın

Kırk yaşında kadın
Dağlarında avcılar gezer...
Sinesindedir avları yabanın
Ah, girilmez ki, içine avlağın
Cangıl ormana benzer.

Kırk yaşında kadın
Gem almaz duygularıdır aşkın.
Ve karşısınızdır sanki akışına suyun...
Yükseklerde ters esen
Alizelere benzer.

Kırk yaşında kadın
Doruğundadır duygularının.
Ve girebilsen kalbine
Aşkı onda, doyumsuz yaşarsın
Grup vakti ufukların renk uyumuna benzer.

Kırk yaşında kadın
Mendereslerinin hapsindedir
Gönlündeki ırmakların.
Uzak ve derin sularıdır yıkanmanın
Sevdası, kümülüs bulutlarına benzer.

Kırk yaşında kadın
Kıvamıdır tavında toprağın.
Derilmesi gibi, dikensiz goncaların
Eylül'de hüzne, hasada
Bolluk, berekete benzer.

Kırk yaşında kadın
Serinlik özleminde kıvranan
Yakıcı sıcağıdır gün ortasının.
Ve sanki orada, zaman durmuş sanırsın!
Demir atmış göğe, gizemli bir güneşe benzer.

Kırk yaşında kadın
Hasılı: benzersiz çeşitleri tatların...
Ne geçmişinde, ne geleceğindedir zamanın 
Egzotik bir iklimde unutulmuş, umarsız
Sihirli bir ikindiye benzer.

Sizce de çok iyi anlatmıyor mu kırk yaş grubu kadınları? ☺Sevgiler ❤

11 Ekim 2021 Pazartesi

East of Eden film yorumu

 Bu film Steinbeck'in aynı adlı romanından senaryolaştırılmış. İnci'yi okurken önsözünde bu filmden bahsediyordu. Merakla izledim ama daha önce de bahsettiğim gibi akşamları internetin devamlı kopması filmi uzun bir zaman diliminde bitirmeme neden oldu.


Filmin başrol oyuncusu James Dean. Lise yıllarımda adını duymuş fakat filmini izleme fırsatı bulamamıştım. Araba yarışına çok meraklıymış James Dean ve sürat yüzünden genç yaşta hayatını kaybetmiş. Oyunculuğundan çok etkilendim, çok da yakışıklı. Filmde biraz serseri bir karakteri canlandırıyor, genellikle filmlerinde asi genci oynuyormuş duyduğum kadarıyla. 

Filmde babası ve erkek kardeşiyle yaşamaktadır. Babası oğullarına annelerinin öldüğünü inandırsa da, Cal bir gün O'nun yaşadığını ve zengin bir kadın olduğunu öğrenir. O zamandan sonra O'nunla konuşmak için her yolu dener. Sonunda amacına ulaşır ve tarım üretimi yapmak amacıyla annesinden para ister. Amacı babasının lahana ticareti yaparken kaybettiği parayı geri kazanmaktır.

Konuyu çok detaylandırmak istemiyorum burada, bahsettiğim kadar basit değil. Karmaşık ilişki bağlantıları ve duygular var filmde. Sonu ise çok duygusal, beni ağlattı. Sanırım biraz da James Dean'i erken kaybettiğimiz için ağladım. 

Çok kaliteli ve güzel bir film, izlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Sevgiler ❤

9 Ekim 2021 Cumartesi

Yakut Kırmızı film yorumu

Bu filmin yorumunu yazıp yazmamakta biraz kararsız kaldım. Çünkü kitabının yorumunu daha önce yazmıştım. Film de aynı paralellikte ilerliyor. Kitap yorumu için BURAYA buyurun :) 


Kitabı çok severek okumuştum, filmi de güzel ama kitap daha nükteli, daha fazla güldürüyor. Filminde ortamlar daha karanlık geliyor insana tıpkı Harry Potter filmlerinde olduğu gibi. 

Gwendolyn sıradışı özelliklere sahiptir ancak annesi O'nu korumak için bu özelliğini yıllarca saklar. Zamanda yolculuk yapabilmektedir, ara ara geçmişe sıçrayış yapar böylece farklı olduğunu anlar. Oysa yıllarca kuzeni zamanda yolculuk görevi için kendini hazırlamıştır ve özel olanın O olduğu umulmuştur. Zamanda yolculuk yapabilenler için bir konsey vardır, sakar ve sıradan görünen Gwendolyn ise Yakut olarak bu insanların en özelidir. 

Devamını filminde izleyin, Youtube'da 2 saatlik filmin dublajlı yayını var. Böylece tuhaf film izleme sitelerinin aksine bilgisayarınıza virüs girmeden izleyebilirsiniz. Linki aşağıya bırakıyorum.. Sevgiler ❤

5 Ekim 2021 Salı

Diyet | Ömer Seyfettin

 Ömer Seyfettin'in bu kitabını Sesli edebiyat kulübü YouTube kanalında dinledim. Facebook'ta sesli kitapların linklerini yayınlayan bir sayfayı takip ediyorum. Orada görünce kaydetmiştim. Ömer Seyfettin okumayalı çok olmuştu ve hikayelerini özlediğimi hissetmiştim. 

Kitapta Ali Usta'nın hikayesi anlatılıyor. Ali, kimseye minneti olmayan bir demir ustası ve yeniçerilerin kılıç ve bıçaklarını yapıyor, o kadar başarılı... Yanlız yaşıyor ve bu nereden geldiğini bilmedikleri adam, kasaba halkı için biraz gizemli. Bir akşam hırsızlık yapan bir grup, yakalanmamak için Ali'nin dükkanına deliller bırakıyor ve kaçıyor. Böylece, Ali usta hırsızlıkla suçlanıyor ve Osmanlı zamanında böyle bir suçun cezası çok ağır.

Ali usta bahtsız ama yiğit bir adam. Sonu beni şok etti, unutmuşum Ömer Seyfettin'in çarpıcı tarzını dedirtti. Dinlemek isterseniz videoyu aşağıya bırakıyorum. Sevgiler ❤


3 Ekim 2021 Pazar

Sebzeli makarna ve Yaz turşusu

Bu pazar evdeyim, zamanımı bana değişik gelen tarifleri deneyerek geçirmek istiyordum. Bunun için Pinterest'ten bazı tarifleri kaydedip cuma günü gerekli malzemeleri pazardan aldım. Sebze ağırlıklı tarifler seçtim, hem taze taze almak iyi oluyor hem de sağlıklı. 

İlk olarak Yaz turşusu yaptım. Kışa hazırlık olarak yaptım ama hepi topu iki kavanoz çıktı. Bozulmazsa yılbaşında ablamlar geldiğinde açmak istiyorum. Kullandığım biberler ise çok acıymış, elim hala buram buram yanıyor. 


Aslında iki kavanozluk daha malzeme var. Önümüzdeki günlerde onları da kullanarak tekrar yapabilirim. Tarifi Yemek Cini sitesinden aldım. Tariften farklı olarak 4-5 diş fazla sarımsak kullandım. İsteğe bağlı kullanın denilen dereotu, nane ve maydonozu üzerine ekledim, tarifi hemen BURAYA link vereyim..

Öğleye doğru da Sebzeli Makarna yı yaptım. Pratik bir tarif diyebilirim. Yemeği yapmaya başlamadan karnım acıkmıştı ve öğle yemeğine yetişti. Bu tarifi de Nefis Yemek Tarifleri sitesinden aldım. Bunda da sarımsağı arttırdım, 5-6 diş kadar. 4 büyük yaprak ıspanağı 6-7 yapraklı kök olarak değiştirdim. Pırasayı tarifteki gibi 2 adet kullandım. Bu mevsimde pırasa yeşillik satan tezgahlarda az miktarda ve pahalı olarak satılıyor ama 2 adet alınca sorun olmadı. Havucu da 2 yerine 3 adet kullandım. Makarnayı ise 1/2 paket kullandım. Tarifi baştan yazabilirmişim ama üşendim şimdi ;) BURADAN ulaşabilirsiniz.


Üzerine birazcık eski kaşar rendesi diyor tarif ama ben biraz beyaz peyniri ezip süsledim. Bu şekilde bol malzemeli ve güzel oluyor makarna. Hamurdan çok sebze yiyorsunuz, makarnayı benim gibi yarım paket kullanmanızı tavsiye ederim, bir de makarna tam buğday unlu olmalı.

Çok severek yedik bu yemeği, hatta yalnız yaşayan yaşlı bir komşumuz var O'nunla da paylaştık. Tarifleri denerseniz afiyet olsun şimdiden. Mutlu pazarlar ❤

1 Ekim 2021 Cuma

Eylül ayı En'leri

 SEVİYORUM

Geçen ay işlerime geri dönmenin verdiği heyecanla sabah erken kalkıp, çayımı kahvemi hazırlayıp kitap okumak hoş oldu. Sonrasında da kahvaltımı yapıp işe gidiyordum.


YİYORUM

Eylül ayında yıllardır yapmadığım bir tatlıyı yaptım, şekerpare... Yemek.com sitesinden aldığım tarif çok iyi oldu. Fotoğrafını Instagram'da hikayelere koyunca, bir çoğu komşuya gitti, herkes çok beğendi. Bir sürü kişi tatmış oldu, iyi oldu bence :)


Bir de sıradışı bir muhallebi yaptım, bunun çoğunu ben yedim :) Normal muhallebi malzemelerine ek olarak krema ve bol hindistan cevizi konuluyor içine.


İÇİYORUM

Bu ay değişik olarak arkadaşıma Sangria yaptım bir geldiğinde. Üzüm, armut ve elmayı katı meyve sıkacağından geçirip elde ettiğim meyve suyuna yaklaşık yarım şişe kırmızı şarap ekledim. Arkadaşım çok çok beğendi, bana biraz fazla tatlı geldi. Tatlı olmasını istemiyorsanız, kırmızı sek şaraptan daha fazla ekleyebilirsiniz.

HİSSEDİYORUM

Acaba rutin çalışma hızımdan ve konularımdan çıkıp, çalışma konularım içerisinde daha derin konulara dalabilecek miyim diye düşünüyorum ve biraz değişiklik yapmam gerektiğini hissediyorum.

YAPIYORUM

Artık, tiyatro, sinema ve konser gibi etkinliklerin başladığını görüyoruz yavaş yavaş. Ayrıca otobüsle şehirlerarası yolculuğa çıkmak düşünebilir hale geldi. Kendime uygun olan etkinlikleri, güvenli oldukları aklıma yattıkça planlamaya başlıyor ve gidiyorum.

HAYAL EDİYORUM

Sağlık kontrollerinden bıktım usandım, kendim ve ailem için sağlık sorunu yaşamayacağımız uzun yıllar hayal ediyor ve diliyorum.

İZLİYORUM

Geçen ay bildiğiniz gibi Bohemian Rhapsody'i izledim. Çok fazla film izleyen biri değilim. Bir de Steinbeck'in yazdığı bir romanın filmine başlamıştım, akşamları internet bağlantısının yavaş olmasından dolayı bir türlü bitiremedim.

 OKUYORUM

Son olarak Jean Christophie Grange'nin Kurtlar İmparatorlu'ğuna başlamıştım. Çok heyecanlı ilerlemesine rağmen konusu fazla hoşuma gitmedi, sanırım kütüphaneye okumadan geri vereceğim. Yeni hangi kitaba başlayacağım henüz bir fikrim yok. Önerileriniz varsa alabilirim :) Sevgiler ❤