20 Ocak 2020 Pazartesi

The Revenant - Diriliş film yorumu

The Revenant (Diriliş), Akademi Ödüllü Meksialı yönetmen Alejandro Gonzalez Inarritu'ya ait. Michael Punke'nin The Revenant: A Novel of Revenge adlı gerçek olaylara dayalı kitabından uyarlanmış. 

Film, izleyiciyi 19. yüzyıl Amerika'sına götürüyor ve destansı bir hayatta kalma mücadelesini anlatıyor. Hugh Grass kürkleri için hayvanları avlayan bir kuruluş için çalışan deneyimli bir avcı ve gezgindir. Avlandıkları bölgelerde Kızılderililer de kürklerin peşindedir, ayrıca Fransız Birlikleri kol gezmektedir. Bir Kızılderili kadından oğlu olan Grass, kadın öldürülünce oğlunu da grubuna katmıştır. Bir gün dev bir ayı tarafından saldırıya uğrar, ölümcül yaralar alır. Ormanda hasta yatar, bu zayıf durumundan faydalanmak isteyen gruptan bir arkadaşı O ve oğlu için tehlikeli bir hale gelmiştir.


Film, Hugh Grass'ı canlandıran Leonardo DiCaprio'ya "En İyi Erkek Oyuncu" Oscar'ını, Inarritu'ysa "En İyi Yönetmen" Oscar'ını kazandırmış. Ayrıca film, görselliği ve detayları sayesinde Emmanuel Lubezki'ye "En iyi görüntü yönetmeni" Oscar'ını da getirmiş.

Bence film fazlaca şiddet içeriyor, beni bu durum rahatsız etti. Bazı sahnelere bakamadım, bilgisayarın yakınından değil de uzağından izlemeyi tercih ettim. Kızılderililere ait bazı bilgece sözler dışında metni takip etmek bile gereksiz gibi. Film boyunca Grass devamlı zorluklarla karşılaşıyor, yaşama mücadelesi veriyor ve hiç vazgeçmiyor. Belki de çıkarılması gereken tek ders bu. 

10 yorum:

  1. Ben bu filmi izlerken bile üşürüm. Hiç içim ısınması...
    Bu arada filmi çok güzel anlatmışsın, ellerine sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Film biraz zorlayıcı :)

      Sil
  2. Harika bir yorum olmuş, teşekkürler paylaşım için, iyi geceler :)

    YanıtlaSil
  3. Ayı olmasa Leonarda oscarı yine kaçıracak mıydı acaba diye düşünmüyor değilim ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Belki de, çok can alıcı ve başarılı çekilmiş bir sahneydi :)

      Sil
  4. Ben bu filmi sinemada izlemek istemiştim ama o zaman yanıma arkadaş bulamadığım için gitmemiştim. Daha sonra izlediğimde iyi ki sinemaya gitmedim demiştim çünkü film çok hoşuma gitmemişti. Adamın mücadelesi etkileyici ama o kadar olay atlattı ki bir yerden sonra ölmesini istemeye başladım :-)

    YanıtlaSil
  5. Şu aralar sanırım kavgalı gürültülü filmler modunda değilim. En son İstanbul'un alınışı dizisi beni çok yordu, zorlanarak bitirdim. Güzel anlatmışsınız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler, gerçek hayatta da bu ara aksiyon çok olunca bir de filmde yaşanan sorunlar fazla gelir muhtemelen.

      Sil