23 Şubat 2019 Cumartesi

Godot'yu Beklerken'i Beklerken Oyunu

Bugün Erasmus dil sınavı vardı, ben bu sınavı unutup aynı güne matine tiyatro bileti almışım, o kadar ciddiyim(!) yani, sınav sabah olunca sorun olmadı gerçi. Ben büyük ihtimalle Erasmus ile gitmem cebimde bulunsun diye davranınca sınav daha iyi geçti, 100 alabilirim o derece:))

Antalya yağışlı bugün, anneciğim bu havada evden çıkıp benimle tiyatroda buluştu. Başta halinden memnundu aslında ama tiyatro izlerken sıkılınca esnemelerini ve iç geçirmelerini oyuncular duyacak diye ödüm koptu, üçüncü sıradaydık çünkü...


Samuel Beckett'in yazdığı Savaş Dinçel'in başrolde oynadığı Godot'yu Beklerken'i yıllar önce İstanbul Devlet Tiyatro'sunda izlemiştim. Bu oyunda iki arkadaş otobüs bekler gibi yanyana oturup hiçbirşey yapmadan bekliyorlardı. Bu pozisyonda birçok kereler görüyorsunuz onları ve biri diğerine "neyi bekliyorsun?" diye sorduğunda diğeri, "Godot'yu bekliyorum" diye cevap veriyor ve bu soru ve cevap birçok kere tekrar ediliyor. Burada verilmek istenen mesaj, birşeyler yapmak için hep ama hep sebepsiz yere beklememiz. Pasif durmamız ve kaybolan geniş zaman dilimleri...


Burada da bir tiyatroda sergilenen "Godot'yu Beklerken" oyununun sahne arkasında iki yedek oyuncunun yaşadıkları anlatılıyor. Hayatları boyunca görülmeyi, keşfedilmeyi bekleyen ama hep görünmez olarak kalmaya mahkum olmuş, tiyatro ve sanat sevgisiyle ayakta durabilen ama çelişkiler içinde devinen kısaca "tutunamayan" iki karakter...


Aslında sahnede olanlar da bekleme durumunda, yani asıl oyuncu olarak bekleme durumunda olmayı bekleyen yedek oyuncular, gerçek hayatta da böyle değil mi? Hep birşeyleri yapmak için ertelemiyor muyuz, hep daha ileri bir tarihe atıp bekliyoruz. İdarecisi, mühendisi, mimarı, işçisi, odacısı kim olduğu farketmez... 

Benim size anlattıklarım oyunun ana fikri ancak bu mesajı almak için oyunu baştan sona izliyorsunuz, sonunda bu çıkarımlar netlik kazanıyor. İzlerken pek sıkılmadım ama gereksiz tekrarlar ve diyaloglar olduğunu  düşündüm. Belki bunu hap gibi bir anda almak bu kadar etkili olmazdı, bu şekilde oyun bitince düşünecek şeyleriniz oluyor, kendi hayatınızı sorguluyorsunuz. Bu durumun da sizi adım atmaya zorlaması kaçınılmaz sanırım.

Tavsiye ediyorum, yaşadığınız şehire Godot'yu beklerken veya bu oyun gelirse gidin derim. 

7 yorum:

  1. harika tavsiyeler için ben teşekkür etmek istedim.
    Edebiyat yazıları okumak istersen benim bloguma da beklerim.
    Şiirler Güzel sözler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rica ederim, bu ara asıl işimi erteleyip durduğum için içten bir yazı oldu sanırım :) Blogunuzu takibe aldım, teşekkürler

      Sil
  2. Benim de hep aklımda olan bir oyun godot'u beklerken.. bursaya gelirse izleyecegim

    YanıtlaSil
  3. Üniversitedeyken kitabını okumuştum. Detaylarını hatırlamıyorum maalesef. Oyun olarak izlemek isterim, hem bilgilerim tazelenmiş olur.

    YanıtlaSil
  4. Ünv.de Ankara da gitmiştim Özel bir tiyatroda Savaş Dinçel oynuyordu.Kendini sorgulama garantili ve gittiğimiz devlet tiyatrolarından oldukca farklı ve tatmin ediciydi.Edebiyatta önemli bir eser gidilmeli👍

    YanıtlaSil