6 Aralık 2016 Salı

Hadrianus

Bu pazar Burdur kültür gezisine katıldım. Bucak'ta kahvaltı ettikten sonra, Sagalasos antik kentini gezdik. Daha sonra o yörede bulunan tarihi eserleri Burdur Müzesi'nde gördük. Antik kentte birkaç heykel vardı ama bunlar imitasyonmuş. Orijinalleri müzede saklanıyor. Müzenin hemen girişinde Hadrian heykeli başı, yanında da kocaman bacağı vardı. Heykelin toplam büyüklüğü 5 metreymiş. İmparatorun gençlik yıllarına ait heykel, Roma hükümdarlarının traşlı ve kısa saçlı betimlemelerinden farklı olarak, imparator heykellerine antik Yunan tipi kıvırcık saç ve sakalı getirmiş. Kullanılan beyaz mermerin Afyon İscehisar'dan getirildiği tahmin ediliyor, heykeltraşın da bu yöreden geldiği belirtiliyor.

Hadrian'ın kim olduğunu merak ettiyseniz, Vikipedia'dan alınmış aşağıdaki yazıyı okuyabilirsiniz. Burdur gezimle ilgili paylaşacak çok şey var bu sadece bir başlangıç :) Daha sonra yazacağım Marcus Aurelius'un, Hadrianus'un evlatlığı olduğunu da burada belirtmekte yarar var.

Publius Aelius Traianus Hadrianus (24 Ocak 76 – 10 Temmuz 138)

Bir söylenti Hadrian'ın İspanya'da doğduğunu anlatsada da, kendi yazdığı ve şimdi kayıp olan otobiyografisine göre Hadrian, Roma'da 24 Ocak 76'da İtalyan kökenli ama kuşaklar boyu İspanya da yaşamış bir ailenin üyesi olarak doğdu. Praetorian dereceden bir senatör olan Babası Publius Aelius Hadrianus Afer, zamanının çoğunu Roma'da geçirirdi. Hadrian’ın ataları İtalya'daki antik bir kent olan Picenum, Hadria'dan gelir, ancak aile Scipio Africanus Major'un Hispania Baetica'yı fethinden hemen sonra buradaki Italica şehrine yerleşmişlerdir. Hadrianus Afer, gelecekteki imparator Trajan'ın kuzeniydi. Karısı Domitia PaulinaGades'dendi (Cadiz) ve Domitii'ler başka bir İspanya kökenli aileydi. Hadrian'ın Genç Domitia Paulina adında bir kız kardeşi vardı. Afer'in 85 civarında ölümünden sonra o sıralar dokuz yaşında olan Hadrian, Trajan ve Publius Acilius Attianus'un vesayeti altına girdi (daha sonra Trajan’In Praetorian Prefect'i olan). Hadrian, döneminin genç aristokratları gibi değişik konularda eğitildi ve Yunan Edebiyatı öğrenmeye olan düşkünlüğü nedeniyle kendisine Graeculus ("Küçük Yunan") lakâbı verildi.
Hadrian 14 yaşındayken Italica'yı ziyaret etti ve orada askere yazıldı ancak bundan sonra gelişiminden sorumlu olan Trajan tarafından geri çağrıldı. Onuruna colonia yapıldığı halde Hadrian Italica'yı bir daha hiç ziyaret etmedi. İlk askeri görevi Lejyon II ''Adiutrix'' tribune'lüğüydü. Sonra, Germanya'daki Lejyon I ''Minervia'''ya transfer oldu. 98'de Nerva ölünce Hadrian, Trajan'ı hemen şahsen bilgilendiren ilk kişiydi. Önce yukarı Pannonia lejyon'una legate ve sonunda da aynı eyalete vali oldu. Aynı zamanda kısa bir süre için Atina archon'u ydu ve Atina vatandaşlığına seçilmişti.
Hadrian Dacia'lılara karşı yapılan savaşta oldukça aktifti (Lejyon V ''Macedonica''legate'si olarak) ve rivayete göre başarıları içim Trajan'dan ödüller kazanmıştı. Saltanatında askeri eylemlerin yokluğuna bağlı olarak, Hadrian'ın askeri becerileri hakkında çok fazla bilgi yoktur, her halukârda ordu hakkındaki güçlü ilgisi, bilgisi ve yönetim becerisinin ispat ettikleri onun olası stratejik yeteneğini gösterir.
Hadrian, Trajan'ın İran seferine onun karargâhında legate olarak katıldı. Hadrian ne başlangıç aşamasındaki zaferlerde, ne de savaşın ikinci aşamasında isyan Mezopotamya'ya yayıldığında kayda değer bir şey yaptı. Her halukarda Suriye valisinin artan huzursuzluğu düzenlemek için Dacia'ya gönderilmek zorunda kalınmasının ardından, Hadrian'a bir yerdeğiştirmeyle Suriye valiliğine getirildi ve kendisine özgürce komuta etme yetkisi verildi. Trajan ciddi olarak hastaydı ve Roma'ya dönmeye karar verdi. Hadrian, ordunun arkasını kollamak için muhafız olarak Suriye'de kaldı. Trajan, iyice hastalanmadan önce ancak Selinus'a kadar gelebildi. Hadrian, her halukârda apaçık halef olduğu halde henüz Trajan'ın varisçisi olarak evlat edinilmemişti. Karısı Plotina (Hadrian destekçisidir) tarafından refakât edilen Trajan, ölüm döşeğinde yatarken, sonunda Hadrian'ı halefi olarak evlat edindi ve ardından öldü. İddialara göre olayların şekli başka türlü olsaydı sorun bu kadar sessiz çözülemezdi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder