3 Nisan 2021 Cumartesi

Aşka Yolculuk (Leap Year) film yorumu

Aydınlık, güneşli bir cumartesi öğleninden merhaba. Her ne kadar bizim ev fazla güneş almasa ve nispeten karanlık olsa da dışarının çok farklı olduğunu biliyorum. Dün yarım günümü dışarıda kitap okuyarak geçirdim, arabanın arkasında portatif sandalyelerim var, istediğim, doğa ile içiçe bir yerde açıp oturuyorum, özellikle parklarda... 

Dün bir de film izledim, Esra Ercan Fighting!!! blogunda birkaç gün önce yorumlamıştı. Aşka Yolculuk, tam bir eğlence dolu romantik komedi filmi. 


Anna 4 yıldır birlikte olduğu erkek arkadaşından beklediği evlilik teklifini alamaz. Kongreye İrlanda'ya giden sevgilisine bir süpriz yapmaya karar verir. İrlanda'nın geleneklerine göre şubat ayının 29'unda kadınlar, erkek arkadaşlarına evlilik teklifi yapabilmektedir. Ayın 29'unda Dublin'de olmak üzere Amerika'dan yola çıkar ancak kötü hava şartlarından dolayı uçağı küçük bir şehre iniş yapar. Bu kez deniz yoluyla şansını denemek için tekne tutan Anna, yine kötü hava şartlarından dolayı küçük bir sahil kasabasında tek başına mahsur kalır...


 Burada hem bar hem otel olan bir mekan bulur ve orayı işleten barmenle tanışır. Ve bu adam O'nu Dublin'e götürmek için bundan sonraki maceralarında kendisine eşlik edecektir. Tanıştıkları andan itibaren adam kendisine alaycı ve aksi davranır, başta adama sinir olan Anna, yol boyunca adamın gerçek kişiliğini çözer. 


Bugünlerde filmlerin en can alıcı kısımlarında gözlerimden yaşlar süzülüyor. Filmin sonunda ne olacağını tahmin etmeme rağmen kadının umutsuz hissettiği an beni çok etkiledi. Mutlu sona doğru da duygulandım. Genel anlamda film eğlenceli, özellikle depresif hissetiğiniz bir zamanda izlerseniz size iyi gelecektir. Sevgiler ❤

9 yorum: