13 Ekim 2016 Perşembe

Başarı basamaklarını tırmanırken sonucun gelmesi gecikince ne yapmalı?

Mümin Sekman'ın Herşey Seninle Başlar kitabında benim attığım başlığa benzer bir bölüm var. "Tırnaklarıyla kazıyıp bir yere geldi" dediğimiz kişilerden biri de benim. Harita Mühendisi'yim ve Uzaktan Algılama üzerine uzmanlaşmak için olmadık yollardan geçtim. Mezun olduktan yıllar sonra yüksek lisansımı tamamlayabildim. Çünkü İstanbul'dan Antalya'ya taşınmıştım ve ders dönemim bittikten sonra herşey yarım kaldı. Babamla bir firma kurup çalışmaya başladıktan yıllar sonra Akdeniz Üniversitesi'nde başka bir bölümde konuyla ilgili bir hoca yardımcı danışmanım oldu ve ben yüksek mühendis oldum. Tez çalışmamı yaparken bana burada ençok yardımcı olan hocayla çalışmak için Yrd. Doç. olmasını bekledim sonra birkaç yıl... Harita Mühendisliği Akdeniz Üniversitesi'nde yoktu ve ben bu hocamın peşinden Ziraat Fakültesinde doktoraya başladım. Babamın işi de tarım üzerineydi aslında çok ideal bir kombinasyondu ama bilimsel hazırlığı tamamlamak için 2 yıl lisans dersleri aldım. Tam ders dönemim bitti, hocam başka bir bölümden teklif aldı, Uzay bilimleri ve teknolojileri  bölümünde bölüm başkanı oldu. Yeni bir bölüm olduğu için ben geçiş yapamadım ve bulunduğum fakültede doktora yeterlilik sınavına girdim ve geçtim. Bu arada hocam 1 sene Amerika'da kaldı, dönünce doktora programı açılmıştı ve ben nihai bölmüme geçiş yaptım. Benden tekrar bilimsel hazırlık istediler, 1 sene lisans düzeyinde uzay fiziği ve teknolojileri konularında dersler aldım. Şimdi tekrar doktora yeterlilik sınavna gireceğim! Akranlarım Doç. oldu benim daha tezimi yapıp mezun olamama 2.5 yıl var!

Oh içimi döktüm ama şimdi kitaba gelelim...

uzaktan algılama ile ilgili görsel sonucu

"Başarılı olmayı sonuç almakla ölçmek doğrudur ama sürekli iki gözü sonuçta yaşamak doğru değildir. Zararı ise maraton tipi başarılarda, uzun süre sonuç görmese de kararlı bir şekilde çalışmak gerektiğinde, sabırsız kişilerin pes etmesine neden olmasıdır. İkinci zararı ise iyi oynadığı için kazanan kişiler yerine, sadece kazanmak için oynayan lejyoner ruhlu insanlar yaratabilmesidir.
    Genç çekirge yaşlı karate hocasına sorar:
    - Ne kadar sürede sizin seviyenize gelirim?
    - 10 yıl!
    - İki katı çalışırsam?
    - 20 yıl!
    - Üç katı çalışırsam?
    - 30 yılda!
    - Ne kadar çok çalışırsam, süre o kadar uzuyor, bu nasıl iş hocam?
    - Sen gözünü sonuca dikmişsin. İnsanın gözü bu kadar sonuçta olunca, önünü görmesi için tek gözü kalıyor!"

"Diktiğin fidanın kök tutup tutmadığını görmek için her gün yerinden sökersen, hiçbir zaman kök tutmazlar!"

"Başarı yolunda giderken bazen tembellik etmeden sabırla beklemeyi bilmelisiniz. En hırslandığınız anda, şartlar sonuç almaya uygun değilse, doğru zamanı beklemek için içinizdeki frenlere basabilmelisiniz. Tutkunuzu kaybetmeden kendinizi 'rölantiye' alabilmelisiniz. Bazen de yaptıklarınızın herhangi bir sonucunu göremeseniz de elinizden gelenin en iyisini yapmaya devam etmelisiniz. En görkemli başarılar, elde kanıt olmadan bir büyük rüyanın peşinde tutkuyla yürüyenlerin yaptıklarıdır.

Ben hiçbir tutkulu çabanın karşılıksız kalmayacağına, büyük başarı için uzun süre sonuç görülmese de tutkuyla çalışmak gerektiğine inanlardanım. Ne demek istediğimi Jacobs Riss'in bir metaforu çok iyi anlatıyor: "Çaresiz kaldığım zamanlarda gider, bir taş ustası bulur, onu seyrederim. Adam belki yüz kere vurur taşa. Ama değil kırmak, küçücük bir çatlak bile oluşturamaz. Sonra birden, yüzbirinci vuruşta taş ikiye ayrılıverir. İşte o zaman anlarım ki; taşı ikiye bölen o son vuruş değil, ondan öncekilerdir."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder