11 Ekim 2017 Çarşamba

Bratislava'da Türkler'in buluşması

Merhaba, son yazımdan bu yana her şey iyi gidiyor. Artık geceleri uyandırılmıyorum. Yemek konusunda ise fikrim değişmedi hatta dün Alaturka diye bir Türk restoranın gobit dönerini yedim, o da bizdeki tadı vermedi, etinin tadı çok kötüydü.

Meyve olarak genellikle elma tüketiyorum. Burada yetiştiği için oldukça ucuz ve güzel. 2'şer 'şer alıyordum ama dün 7-8 tanesinin birarada olduğu bir poşet aldım. Süt, yoğurt çok tüketiyorum. Yine yarım litre olarak aldığım sütü dün 1 lt aldım, bulabildiğim en büyük ambalajlı meyveli ve sade yoğurt da aldım. Süt veya yoğurdu müsliye karıştırıp sabah kahvaltılarında yiyorum genellikle. Bazen gece yatmadan önce de azıcık yediğim oluyor. Hatta artık içine 1 elma da doğramayı düşünüyorum. Müsliler çok güzel ve çok çeşitli burada, bilen bilir.

Buraya gelirken yolculuk esnasında Viyena'ya giden iki kişiyle tanıştığımdan bahsetmiştim. Onlar ben buraya geldikten 2 gün sonra Bratislava'ya ziyarete geldiler. Daha ben şehir merkezine hiç gitmemiştim, onlar sabahtan gelip tüm şehri keşfetmişlerdi bile. Ben yurda form teslimi işlemleri için okuldan öğlen ayrılmıştım ki mesaj geldi. İşlerimi halledip şehir merkezine gelebileceğimi söyledim. Ayrıca hesap açmam gerekiyordu. Buraya getirdiğiniz para yurtta güvende olmuyor, bir bankada hesap açıp yatırmak ve bundan sonra alışverişlerinizi kartla yapmak iyi bir fikir. Ayrıca yurt parasını bir hesaba havale etmenizi istiyorlar, bunun için de gerekli. Banka olarak, buraya daha önce gelmiş bir arkadaşın kullandığı bir banka olduğunu bildiğim UniCredit'i tercih ettim. Aslında İngiliz bir banka, bankamatiklerini İngilizce olması dolayısıyla rahat kullanırım diye düşündüm.

Arkadaşlarla şehir meydanında buluştuk ve ben UniCredit'i bulmamız gerektiğini söyledim. Sinan tourist information'ın yerini tesbit etmiş ve oraya gidip en yakın şubesini sorduk. Tarif ettikleri yer çok yakındı, hemen gittik ve hesap açma işlemlerini konuştum. 

Buranın Viyena'ya göre çok ucuz olduğundan bahsettiler. Oradakine göre yeme, içme yarı fiyatınaymış. Havaalanında orada ne işin var tarzı konuşan Sinan, şehri gördükten sonra çok doğru bir seçim yapmış olduğumu söyledi. Merkezde biraz gezdik, bana çevreyi tanıttılar, burada en hesaplı market Billa'ymış, orayı keşfetmemi sağladılar. Sağolsunlar, ilk geldiğim günlerde benden önce şehri tanıyıp yol gösterdiler, çok iyi oldu. 

Merkezi turladıktan sonra bir cafeye oturup Slovak birası içtik, sohbet ettik. Benim içtiğim, 30 cc 3 tl idi, çook ucuz buranın birası.  


Daha sonra beni patates kızartması satan bir dükkana götürdüler. Belçika patatesi diye satıyorlar, street food tarzı bir yer, külahlarda istediğin boy alıp yürüyerek yiyorsun. Farklı sos seçenekleri var, ben acılı bir sos tercih ettim. Çok lezzetliydi ama bir daha yemem sanırım sağlığa zararlı olması dolayısıyla. Elimde patatesler, yürüyerek otobüs durağına doğru gittik. Benim tramvayım da hemen hemen onların Viyena otobüsünün kalktığı yerden kalkıyor. Daha sonra herkes kendi durağına gitmek üzere ayrıldı. Olcay (resimde en soldaki arkadaş) Viyena'da araştırmalarına başladı, Sinan (ortadaki) şimdi Türkiye'ye döndü. Kasımda tekrar gelecek ve Bratislava'yı tekrar görmek istiyor, sanırım tekrar görüşeceğiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder