20 Ocak 2022 Perşembe

Hayata Can Suyu | İlyas Ali Daştan kitap yorumu

 İlyas Ali Daştan Antalya Muratpaşa Belediyesi'nde sosyal hizmet uzmanı olarak çalışıyor. Kendisiyle bir hobi fuarında karşılaştık. Hobi fuarında dalış, dağcılık, okçuluk, trekking gibi çeşitli faaliyetler tanıtılıyordu. Bir stantta da İlyas Bey masada kitaplarını sermiş oturuyordu. Dikkatimi çeker çekmez yanına gittim. Biraz sohbet ettik, kitabının gelirinin SMA hastası çocuklar yararına harcanacağını söyledi. Antalya'nın yerel yazarları her zaman ilgimi çekmiştir. Hem yazdıklarını merak ettiğim için hem de kitap gelirleri iyi bir amaca hizmet ettiği için alıp imzalattım. Kitap yazmak istersem basım aşamaları için yardım olabileceğini söyleyip telefonunu da verdi. 

"Sevgili Işın, içindeki iyilik ışığı hiç sönmesin. Mutlu ve umutlu yarınlara"

İlyas bey köyde doğduğu için öğrenimini hep yatılı okullarda sürdürmüş. Yatılı okullarda geçen birçok olay, öykülerine konu olmuş. Köy hayatı da öykülerinin ağırlıklı konularından, ilk öyküde annesinin yani köyde yaşayan bir kadının 24 saatinin nasıl geçtiğini anlatıyor. Nasıl özverili bir hayat, bakkalın bile olmadığı bir köyde her türlü yiyecek içecek ihtiyaçlarını kendi el emeğiyle karşılayan, çocuklarıyla ilgilenen bir anne... İçim cız etti, kendine ayırabileceği 2 dk.sı bile yok. 

Kitabın bir bölümünde yazar, kısa kısa köydeki hayatı anlatmış alt başlıklar halinde. Oradan bir alıntı yapacağım:

"Harman Yeri

Köyde, geçim topraktan sağlanırdı. Aşık Veysel'in dediği gibi toprak köylünün en sadık yariydi. Toprağa ekilenin pişirilip yenmesi ile karın doyurulurdu. Düzlükler ve ovadaki tarlalar öküzlerin çektiği karasaban ile sürülürdü. Tohumlar tarlaya serpilir, üzerinden kışın karı, baharın yağmuru geçer, yazın başında ekinler sararırdı. Rüzgarda sallanıp başını eğen başakların toplanma vakti gelmiştir. ...

Tırpanların, orakların keskin ağızları ile ekinler biçilirdi. Kağnılara yüklenen ekin desteleri köy içindeki harman yerine taşınırdı. Kağnı sesinin uzaktan uzağa dokunaklı, hislendiren bir tarafı vardır. Kağnı tekerinin gıcırtısı yoksulluğun, yokluğun derinden derine ağlaması gibidir."

Kitap çok sürükleyici bir dille yazılmış, okurken zevk veriyor. Konular bahsettiğim gibi hayatın acı gerçeklerini yansıtıyor, o anlamda etkileyici. Çok severek okuduğum, size gönül rahatlığıyla tavsiye edebileceğim bir kitap. Sevgiler 💚

10 yorum:

  1. Kitap çok güzelmiş, yazar da düşünceli biriymiş. Hayatın içinden şeyler anlatması güzel.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet hayatın yaşamadığımız kısımlarını okuyarak öğreniyoruz bu sayede :)

      Sil
  2. güzel bir kitapmış gerçekten de, bazen hayattan bir şeyler okumak iyi geliyor bana, bulabilirsem okumaya çalışacağım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, arada okumak lazım. Yazarın kitaplarına shopier.com/kitapca adresinden ulaşabilirsin :)

      Sil
  3. Geçen sene Fakir Baykurt'un Yılanların Öcü serisini okudum. Orada köy yerinde yaşayan insanların, özellikle kadınların hayatını gördükçe hâlime şükrettim. Dur durak dinlenmeden sabahtan akşama kadar çalışıyorlar ve ne yazık ki emeklerinin karşılığını da doğru dürüst alamıyorlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de Yılanların Öcü'nü izlemek istiyorum. Fatma Girik oynuyordum sanırım..

      Sil
  4. hayattan hikayeleri okumayı çok seviyorum. Geri dönüp yaşama imkanım olsa köy öğretmeni olmak isterdim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben fantastik kitapları seviyorum ama bu tarz okumak ayrı bir keyif. Kendini ara ara sorgulamak için hayata dair hikayeleri okumak gibisi yok :)

      Sil
  5. Ya ne güzel kitap çıkartabilmek özendim şimdi

    YanıtlaSil