27 Temmuz 2017 Perşembe

Bizi Yoran ve Dinlendiren Şeyler

Özgürlüğe Uçuş kitabımdan bir yazı daha paylaşacağım sizinle. Tüm kış boyunca yazın şimdiye kadar olan kısmında çalıştığım kadar çalışmamışımdır. Gerçekten çok fazla iş üstüste geldi. Belki de ben bu işlerin son teslim tarihine çok var diye yayıla yayıla çalıştım kışın ve ilkbaharda. Hepsinin de teslimi yaz döneminde. Bahsetmiştim tez önerisiyle ilgili formların tesliminden sonra şimdi de Polonya'da sunacağımız iki bildirinin tam metnini gönderme tarihi yaklaşıyor. Benim diğer işlerimin bitmesini beklediğimiz için yapamadığımız bildiri çalışması ve çalışmayı yazma aşamasını geçen hafta ve bu hafta yoğun bir şekilde çalışarak hallettik. Şu anda bana düşen sadece Türkçe'den İngilizce'ye çevirme kısmı, bu işin kolay kısmı. 

Yanlız belirtmeden geçemeyeceğim doktoranın tez aşamasına geldim ve bundan sonra yoğunluk hiç azalmayacakmış gibi görünüyor. İleriye dönük devamlı başka işler çıkıyor. 

Bu arada yazın bunaltıcı sıcağında okula gitmek ayrı bir zorluk, yol 1-1.5 saat sürüyor. Telefonumun alarmını sabah 5'e kurunca anca yetişiyorum. Bugünlerde "Tatile ihtiyacım var" cümlesi dilime dolanmış durumda. Siz de bana benzer bir durumun içindeyseniz, paylaşacağım yazı tam bize göre ;)



Hepimizin dilinden "birkaç gün dinlenme" isteği, dayanılmaz hale gelen birikmiş yorgunluğu atma isteği hiç düşmez. 

Bu dinlenme isteği, bir haftasonunda, günlük rutin işlerden uzaklaşmamızı sağlayan birkaç günlük tatil, yaz ya da kış tatilleri ile bir seyahat ya da yaşadığımız şehirden farklı bir yerde yaşayan arkadaşlarımızın, akrabalarımızın evine gitmekle idealize edilir ama ilginçtir ki, bu gibi durumların çoğunda dinlenemiyoruz ya da yarı yarıya dinlenebiliyoruz. Hatta çoğu kez daha yorgun bir şekilde işlerimizin başına dönüyoruz. 

Bütün etkinlik veya çevre değişikliklerinin bir dinlenme şekli olduğu gerçektir ama bu yeterli değildir. Bu, "zorunlu" olana geri dönmeyi daha hoşnutsuz ve kaygılı bir şekilde değerlendirmemize neden olan geçici bir zayıflıktır. Peki bunun nedeni nedir?

Kişiliğimizin tüm araçları, bu araçlara ait etkinlikleri fazla kullandığımız ve çalışırken nefes almayı bilmediğimiz zaman doğal yasa sonucunda yorulmaktadır. Aşırılığı şimdilik bir kenara bırakalım çünkü bu en fazla rastlanılan durum değildir. Kötü nefes alma örneği üzerinde duralım.

İyi bir sporcu, bir şarkıcı ve bedenlerini kullanan diğer meslek grupları, alınan ve dışarıya verilen hava arasında tam dengeyi sağlayarak ritmik bir şekilde nefes almanın önemini bilmektedir.

Bununla birlikte, bizler günlük işlerimizde nefes almayı hava-enerjiyi içimize çekmeyi ve artıkları dışarı vermeyi bilmiyoruz. Solunum ve nefes alma arasındaki dengeli ritme hakim olmayı bilmiyoruz. Mekanik olarak yani araçlarımızın doğal tempolarına uymaksızın bilinçsiz ve monoton bir tekrarlama kanunu izleyerek davranıyoruz. 

Yaptığımız işlerde bilinç eksikliği bizi (yaptığımız işlerde mevcut olamamak) davranışlarımızın herbirine katılmaya kendimizi mecbur hissetmekten dolayı daha fazla yormaktadır. Bu kötü birikmiş yorgunluk, olumlu bitkinlik dönemlerimizi her seferinde daha fazla kesintiye uğratmaktadır. Nefes almadan koşmak, bencil tutkuları aşırı kullanmak, bunun sonucunda bunalıma girmek, çözüm bulmaksızın aynı fikirler üzerinde dönüp durmak bizi daha fazla tüketmektedir.

Bu şartlar altında dinlenmek çok güçtür ama imkansız değildir. Yüzerken arada sırada nefes almak ya da bizi üzen duyguları unutmaya çalışıp, birkaç gün hiçbirşey düşünmemekle kendimizi köreltmek hiçbir işe yaramaz. Bu dinlenmeler, bahaneler, kaçamaklar, basit tuzaklar ve kayboldukları zaman yerini tekrar eski yorgunluğa bırakan ve yeni çalışma dönemlerine büyük coşkuyla dönmemiz için gerekli enerjiyi bırakmayan hayallerdir. 

Günlük olarak dinlenmeyi, günlük olarak yenilenmeyi, ne tür faaliyet olursa olsun saatler geçtikçe biriken gerginlikleri atmayı öğrenmemiz gerekmektedir. Yanlızca, fiziksel rahatlama için değil özellikle psikolojik ve zihinsel anlamda da dinlenmek, "nefes almak" gerekir. Bir anlığına diye tekrar yineliyoruz çünkü dinlenemeyişimizin nedeni yeterli saat ve dakikaların olmayışı değildir. Yanlızca çevremize ve iç dünyamıza doğru akıllıca bir bakış atmamıza imkan sağlayan bir dinlenme eylemi gerekmektedir.

Eğer bu tür dinlenmeyi işimizin arasında dengeler, gerginlikleri uzaklaştırmak ve gücümüzü telafi etmek için günde birkaç dakika bulmasını bilirsek bu, en uzun dinlenmeden, kitap okuyarak dinlenmekten, haftasonu şehir dışına ya da tatile çıkmaktan bin kez daha faydalı sonuç verecektir.

Yorgunluk sayesinde dinleniyoruz ki bu yorgunluk ne mutlaktır ne de patolojik.

Bizi ilgilendirmeyen ya da ilgilenmeyi bilmediğimiz şeylerden ötürü yorulmaktayız; işimizin arasında nefes almayı bilmemekten yoruluyoruz; biliçlenmemizi engelleyen sıkıcı mekaniklikten dolayı yoruluyoruz.

Yaptığımız işe duyduğumuz ilgi, dünyamızda olup biten ve bizi çevreleyen herşeyi öğrenme isteği ve yenilenmiş bir bakışla görmek bizi dinlendirir. Her zaman kendimiz olmak ve yükümlü olduğumuz herşeyde tüm ruhumuzla hazır bulunmak bizi dinlendirir. Temiz hava ile içimizi doldurmak, gökyüzüne bakmak ve onda kaybolmak, ateşin dansını ya da suyun akışını izlemek, bir bitkinin yapraklarını okşamak veya evcil bir hayvanla oynamak, sevdiğimiz insanlarla sohbet etmek, hayranı olduğumuz kitapları okumak bizi dinlendirir. Ebedi olduğumuzu bilmek ve en küçük ve en büyük şeyleri yapmak için gerekli tüm zamanımızın olduğunu bilmek bizi dinlendirir.

Dinlenmek, herşeyden önce, yorgunluğumuza değmeyen şeylerle kendimizi yersiz ve zamansız yormamaktır.

Yazı Kaynağı: Özgürlüğe Uçuş - Delia Steinberg Guzman
Resim kaynağı: https://www.theodysseyonline.com/the-art-of-relaxing

8 yorum:

  1. Dinlenmenin en iyi yönteminin yaptığın işi değiştirmek olduğunu söylerler. Bu gerçekten dinlendiriyor.Güzel bir paylaşım olmuş.Emeğinize sağlık. Size de kolay gelsin bu arada.:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Haklısınız ben de bir konuya taķıldığım noktada başka bir konuya geçerim. Etkili bir yöntem :)

      Sil
  2. Bebeklerin doğru nefes aldığını okumuştum bir zamanlar ve başka araştırma yaptığımda da "doğru nefes alıp veremiyoruz" sonucuna varmıştım. Doğru nefes üzerinde çalışmıştım ama oldukça zaman geçti üstünden. Yazınızı okuyunca anımsadım o zamanlarımı.
    kaleminize sağlık. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim :) Ben bazen nefes egzersizleri yapıyorum, gerçekten işe yarıyor. Fırsat bulursanız tekrar ele alım derim :)Alıntı yaptığım kitabın yazarı D.S. Guzman'ın da kalemine sağlık.

      Sil
  3. İşimi gerçekten severek yapıyorum ama ah işte beni hep bu havalar mahvetti. Bir yorgunluk hali..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de ortam sıcaklığı 24 derecenin üzerinde olunca yaptığım işe konsantre olamıyorum :(

      Sil
  4. merhaba :)
    zihinsel anlamda dinlenmek sanırım ben en çok buna gereksinim duyuyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba :) ben akşamları arkadaşlarımla dışarı çıkarak günün stresini atıyorum. İmkanınız varsa deneyin derim :)

      Sil