8 Haziran 2017 Perşembe

Eski Mısır'da Dini İnanış

Mısır benim için her zaman gizemini koruyan, ziyaret etmek için beni kendine çeken bir ülkedir. Tabi daha çok Eski Mısır... Üniversite yıllarımda bir arkadaşım bana bir sürü papirüs hediye etmişti (Dayısının gezisi dolayısıyla). Hep resimlerine bakar, anlamlandırmaya çalışırdım. Sonra Eski Mısır sanatı ile ilgili bir kitap alıp, oradaki resimleri inceleyerek yorumlarını okudum. Piramitleri görmek için can atar, Sfenkslerle ilgili belgeseller izlerim...

Dün akşamüstü okuldan büroma gittiğimde eski bir ajandam gözüme çarptı. Oraya bir not almışım "Eski Mısır dini inanışlarını araştır" diye. Kafamı boşaltmak istediğimden hemen Google'da arama yapıp istediğim bilgilere ulaştım. Ağır ağır okudum, öğrenmeye çalıştım. Şimdi bu bilgileri kısa kısa sizinle paylaşmak istiyorum.


Eski Çağlarda oluşan bütün dinlerin çoğunda şu dört madde, prensip olarak bulunmuştur:

1. Tanrı kavramı
2. Mitoloji ve efsaneler
3. Dini inanışlar 'Dogmes'
4. Dini ayinler

Çoğu dinlerde esas olan mukaddes kitap, Eski Mısır dininde bulunmaz. Mısır'ın tarih önceki devirlerindeki din düşünceleri, totem esasına dayanır. Birer siyasi ve idari bölme olan Eski Mısır'ın Norm'ları totem olan hayvan isimleri taşırdı. Mesela çakal, köpek, yılan, şahin normları gibi.

Klan halinde yaşayan insan grupları bir yere yerleşip siteler oluşturduktan sonra, sembolleri olan Totemler, o yerin ilahı ve mabudu olmuştur.


Mısırlılar birçok İlahlara sahiptirler. Eski Mısırlılar'da bu Tanrılar önemli bir yer işgal etmişlerdir. Eski Mısır dini, birçok ve çeşitli İlahları mukaddes saymıştır. Onların heykellerini, resimlerini yaparak şekillendirmişlerdir. Ancak 4. Amenofis devrinde tek ilahlı bir düşünce reformu, devamsız bir hareket olarak kaydedilmiştir. 

Mısır İlahları konularını gökten, topraktan, sudan, bitkilerden, hayvanlardan ve insanlardan alırlar. Mısırlılara göre herşeyin başı gök Tanrısındadır ve bütün eski tarih boyunca, Gök ve Nil İlahları daima en önemli Tanrılar olarak kalmışlardır.


Gök İlahlarının ismi ve şekli değişmekle beraber, gökyüzündeki yıldızlar, güneş ve ay en eski ve devamlı İlahlar arasındadır. Sonra yeryüzü İlahları gelir ki, toprak, su ve ağaçlar bunların sembolüdür. 

Hayvanlar alemi ise Mısır İlahları arasında en kalabalık yeri işaret ederler. Bu mukaddes sayılan hayvanlar bazen bizzat kendileri veya bir özel işaret, bazen de sadece başları ile insan vücudu üzerinde temsil edilmişlerdir. 

Mısır dininin tatbikatını rahipler yapar ve onlar bu teolojiyi düzenlerlerdi. Rahipler krallar tarafından çok zengin bir hale getirilmişlerdir. Rahipler, halk tarafından ilahlara kesilen kurbanlar ve verilen hediyelerle bol bol geçiniyorlar ve mabetlerde geniş yerlerde oturabiliyorlardı. Aynı zamanda da devlete vergi vermekten muaftılar. Angarya islerde çalıştırılmadıkları gibi, askeri görev de görmüyorlardı. Böylece halk içinde bir otoriteye sahiptiler. 
  
Mabetler, Mısır şehrinde en önemli yeri işgal ettiği gibi, abide bakımından da en büyük binalardır. Mabet Tanrıların evi, heykel ve sembollerin saklandığı mukaddes yer, ayni zamanda da totem sayılan hayvanların serbestçe girebildikleri bir bina idi. 

Ayinler, büyük dini törenlerden başka, her gün mabetlerde gerçek formüllü dualarla ilah heykellerin önünde yapılır ve bunları ya bizzat kral veya rahipler idare ederlerdi. Mabedin içine güzel kokular yakılır ve rahibeler tarafından müzik çalınarak dans edilirdi. Ayinler her gün ve her mabette aynı şekilde icra edilirdi. 

Mısır İlahlarını iki büyük grupta toplayabiliriz: Yerel Totemler “Gök” ve Yer İlahları. 

Yerel totemler, göçebe kabilelerin yerleştikleri sitelerde, mukaddes saydıkları hayvan ve putları insan vücudu ile de birleştirerek temsil ettikleri ilahlardır. Bu suretle kabile ilahları, yerel Tanrılar olmuşlar ve “sitenin hakimi” sayılmışlardır. 

İlahlar ilk zamanlarda erkek olsun kadın olsun yalnız yaşar ve hakimiyetini korumada çok kıskanç davranırdı. Fakat Mısırlı buna bir aile oluşturmakta gecikmemiş, evli düşünülen ilah çocuğu ile beraber bir üçlü sisteme geçmiştir. 


Bunda baş hakim olan baba değildir. Bazen de kadın ilahe tamamıyla hakim durumdadır.



İlah ailesiyle beraber kendi sarayı sayılan mabette oturur, bazen de yanına başka İlahların girmesine izin verebilirdi. Yeryüzünde yaşayan ve Tanrının sembolü temsil edilen Firavun da her vakit ilahin karşısına çıkabilirdi. 

Fakat kral her mabette ayni zamanda bulunamayacağı gibi, kendisine vekil olarak rahipleri bırakır ve onlar İlaha, mabede ve onun arazisine bakarlardı. 

Bazı yerel İlahların hakimiyet sahaları, zamanla da genişlemiştir. Bunun en tipik örneği Deltada Busiris eyaletinde bir ağaçla temsil edilen bitki ve ölüler İlahı Osiris'in ta Güney Mısır'a kadar gidişidir. Buradan önce Memfis'e giderek, yerel ölü ilahi olan Anubis'in yerine geçmiş, sonra da Yukarı Mısır'da Abidos'ta köpek şekline girerek ölüleri korumuştur. Sonraki devirlerde ise bütün Mısır'da Osiris ölüler İlahı olarak yer almıştır.

Son bölümdeki anlatımda gerçek insanlar ile semboloji karışmış gibi. Sanki olan olaylar daha sonra efsanevi bir halde farklı bir biçimde yayılmış. Bahsettiğim gibi yazıyı başka bir web sayfasından derledim. Pek çok yerde de aynı bilgiler olduğu için asıl kaynak hangisi emin olamıyorum. Arada serpiştirilmiş resimler de Asmek'in yılsonu sergisinden. Sergide benim ilgimi çeken resimleri fotoğraflamıştım, umarım derlemeyi ilginç bulmuş, resimler de hoşunuza gitmiştir.

 Sevgiler ❤️❤️❤️

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder