Dün akşam yürüyüşe çıktım ve hava ılık olmasına rağmen ortalıkta kimsecikler yoktu. Ya da bana termal taytla filan ılık geldi :) Ortalık köpek kaynıyordu, bu arada biri bu bodüre çıkmış diğer köpeklerin havlamalarına kızgın havlamalarla cevap veriyordu.
Arabayı otoparka bırakıp yürümeye başladım. Dönüşte bir banka oturup birşeyler atıştırdım ve Whatsapp'ta takıldım. Tam kafam önümde mesaj yazıyordum ki, karanlıklardan bir sokak genci çıkıp benden para istedi. Elinde dua kartları vardı. Kardeşlerinin ve kendisinin aç olduğunu söyledi, mutlu anlarımda dilencilere para veririm. Çocuk uyuşturucu kullanıyor gibi duruyordu ama biraz da korkumdan, (çünkü ağaçların arasında kimse yoktu ve o an istese çantamı alabilir, bana zarar verebilirdi) para verdim. Ben devamlı aynı yerde yürüyüş yaptığım için daha önce de görmüş olabilir aslında. İnşallah karnını doyurur, beni günaha sokmaz.
Parkın iç tarafındaki apartman dairelerinden biri ilgimi çekti sonra. Perdeler açık loş bir ışık geliyordu içeriden. Gözlerimi kapadım ve denize sıfır bir dairede güneşin batışını izlediğimi hayal ettim, yanımda sevgilim ve elimde şarap kadehiyle... Gerçekten tüm benliğimle hissettim o zevki. Çok nadir anlarda başkalarına özenirim, hemen hemen hiçbir zaman. Ama dün akşam o dairelerden birinin sahibi olmak isteği duydum içimde.
Şimdi kahvem bitmek üzere ve pazar sabahı yürüyüşüne çıkacağım. Gezindiğim yerlerden kareler sunayım size. Başka bir sabah yürüyüşünden...
Mutlu pazarlar!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder