Bugün medium.com'da bir yazı dikkatimi çekti. İşi gücü bırakıp yazıyı daha iyi anlamak için çevirmeye başladım ve belki bu konuda siz de bilgi sahibi olmak istersiniz diye paylaşayım dedim. Biraz uzun olduğu için birkaç bölüm olarak yayınlamayı düşünüyorum ayrıca sadece önemli gördüğüm yerleri çeviriyorum.
Albert Einstein |
İnsanların doğasında yaratıcı
olmak vardır. Yaratıcı fikirler üretmemiz teknolojik ve kültürel ilerlemenin
merkezindedir. İnsanlar olarak başlıca içgüdülerimiz; aramak, bulmak,
geliştirmek ve yaratmaktır. Çevremizi öğrenme, adapte etme ve dönüştürme
kapasitemiz inanılmazdır.
Yaratmak için yaratılmışız;
yaratırken kendimizi faydalı hissediyoruz, yarattığımız zaman takıntılarımızı
bırakıyoruz, hayatlarımızı yeniden icat ediyoruz, yeni hikayeler anlatıyoruz ve
yarattığımızda toplulukları yeniden inşa ediyoruz. İtibarımızı, ilhamımızı,
umudumuzu geri kazanıyoruz.
Yaratıcılık karmaşıktır ve tüm
renklerde, şekillerde ve boyutlarda gelir.
Yaratıcılık, ister sahnede, laboratuvarda
ve hatta ister duşta olsun yeni veya orijinal bir şey üretmek, bir şeyleri
bulmak, problemleri çözmektir.
Mona Lisa ve görelilik teorisi
ile ortaya çıkan düşünce tarzında ortak olan nedir? Düşünme kalıpları zihinlerimizi
şekillendirir. Doğru olanlar, yaşama ve çalışma şeklinizi değiştirebilir.
Yaratıcı dehaların ortak düşünme
modelini tanımak ve ilkelerini, ritüellerini, süreçlerini kendi işinize
uygulamak, çalışma ve düşünce tarzınızı geliştirecektir.
Leonardo da Vinci |
Dahiler “ne” düşüneceklerindense “nasıl” düşüneceklerini bilirler
Yaratıcı beyinler üzerine yapılan
son araştırmalarda Psikoloji Doktora Sonrası araştırmacısı Roger Beaty ve
çalışmanın ilk yazarı, “Daha yaratıcı insanlar normalde eş zamanlı olarak
birlikte çalışmayan beyin ağlarını aynı anda kullanabilir” dedi.
Araştırmacılar, sürekli olarak daha
yaratıcı olan insanların beyinlerinin, diğer beyinlerden farklı aktivasyon
düzenleri gösterip göstermediğini bilmek istedi. Veriler, beyindeki bölgelerin
yaratıcı düşünceye dahil olduğunu göstermiş olsa da, Beaty kanıtların üç alt
ağa işaret ettiğini söyledi.
1 . Hafıza
ve zihinsel simülasyonda yer alan varsayılan mod ağı
2 . Önemli
bilgiler algılayan belirgin ağ
3 . Yaratıcı
düşüncede kilit rol oynayan yönetici kontrol ağı
Beaty, bu sistemler arasındaki
senkronizasyonun yaratıcılık için önemli olduğunu söylüyor. Doğal olarak
yaratıcı olmadığını düşünen insanlar için iyi haber ise, ağlarımızı senkronize
etmeyi öğrenip öğrenemeyeceğimizin net olmaması. "Bu sahip olduğumuz veya olmadığımız bir şey değil.
Yaratıcılık karmaşık bir olay, burada sadece yüzeyini aydınlatıyoruz."
Nörobilimci ve nöropsikiyatrist Nancy
Andreasen “dahilik bilimini” inceliyor. En yaratıcı beyinleri oluşturan
unsurları anlamaya çalışıyor.
Çalışmalarının birinde bugün
yaşayan en ünlü bilim adamlarının, matematikçilerin, sanatçıların ve yazarların
13’ünün beyinlerini taradı. Bulgularında yaratıcı dâhilerin kafasındaki bazı
kilit kalıpları damıttı.
Ve şöyle dedi “Yaratıcılık
elbette tek bir zihinsel işlemle damıtılamaz ve anlık görüntüde yakalanamaz –
insanlar da talep üzerine yaratıcı bir içgörü veya düşünce üretemez.
- Devamı gelecek -
Son zamanlarda okuduğum çok güzel yazilardan biri . Teşekkürler
YanıtlaSilBeğenmenize çok sevindim :)
Silİyi ki yaratıcı insanlar var ve iyi ki önlerine bu yaratıcılıklarını değerlendirebilecekleri yollar açılmış.
YanıtlaSilEvet, yaratıcılık dahilikle birleşince insanlığın dönüm noktalarını belirlemişler. Belki bazı dahilere de kapılar açılmadı ve yetenekleri gizli kaldı...
Sil