Zamanımızda liseyi bırakmış tüm dâhileri
düşünün – Bill Gates, Steve Jobs veya Mark Zuckerberg.
Steve Jobs |
Hepsi kendi kendilerine
öğrenenlerdir. Öğretilmeyi beklemektense
problemleri kendileri çözmeyi tercih ettiler. Kendi kendine öğrenenler
konularını, araç gereçleri, ritim ve zamanı kendileri seçer. Resmi eğitim almış veya almamış
olabilirler. Bu onların tam olarak ne
istediklerini gerçekleştirmelerine engel olmaz. Kişisel çalışmaları örgün
eğitime destek veya alternatif olabilir.
“Düşünme şekilleri farklı olduğu için,
deneklerim genellikle standart öğrenme ve öğretme şekillerinin her zaman
yardımcı olmadığını, hatta dikkatlerini dağıttığını ve kendi kendilerine
öğrenmeyi tercih ettiklerini söyledi” diyor Andreasen.
Yaratıcı dâhiler, ilgilerini çok çeken problemleri çözmek için içgüdüsel
olarak kendi kendilerine öğrenmeye yönelir. Sistem başarısız olursa, ya da
bir problemi yaratıcı bir şekilde çözmelerini sağlarsa kendi kendilerine
yetmeyi bilirler.
Birbirine benzemeyen konuları birlikte
düşünmekte iyilerdir
Birçok yaratıcı dahi sıklıkla
T-biçimli bir öğrenme modelini tercih eder: bir veya iki disiplinde
uzmanlaşırlar ve aynı zamanda herhangi bir ortama adapte olmalarını
kolaylaştıran başka becerilerde ustalaşırlar.
Sık sık asıl araştırmalarıyla
ilgisi olmayan şeyler arasında bağlantı kurarlar, olmadığı yerde ilişkileri
zorlayabilirler. Sıradan zihinlerin zıtlıklar
gördüğü yerlerde bağlantılar kurarlar.
Leonardo da Vinci, bir zil sesi
ile suya çarpan bir taş arasındaki ilişkiyi zorladı. Bu, sesin dalgalar halinde
hareket ettiğinin bağlantısını kurmasını sağladı.
Nikola Tesla, batan güneş ile
motorun içinde manyetik alanın aynı güneş gibi rotasyon yapması arasındaki
bağlantıyı zorlayıp AC motorunu geliştirdi.
Bildiklerimiz arasında
bağlantılar kurmazsak bilgi tek başına faydalı olmayacaktır.
“Yaratıcılık sadece bilgileri birleştirmek
değildir. Yaratıcı insanlara birşeyi nasıl yaptıklarını sorduğunuzda birazcık
suçlu hissederler çünkü bunu gerçekten yapmamışlardır, sadece birşeyler
görmüşlerdir.” diyor Steve Jobs.
Gerçekten şaşırtıcı birşey
yaratmak, ya da dünyaya katkıda bulunmak için sayısız noktayı birbirine
bağlayabilmeli ve mevcut fikirleri ilgisiz disiplinlerden zenginleştirebilmelisiniz.
Cambridge Üniversitesi profesörü
W.I.B. Beveridge Bilimsel Araştırma
Sanatı (The Art of Scientific Investigation) dergisinde başarılı bilim
adamlarının genellikle geniş ilgi alanları olduğunu, bunun onlara özgünlük
kattığını yazmıştır.
“Özgünlük genellikle daha önce bağlantılarından
şüphelenilmeyen düşünceler arasında bağlantı kurmayı içerir” demektedir.
Dahiler (görünüşte) ilgisiz
fikirler arasında düşünce köprüleri, bilinçaltı bağlantılar ve beklenmedik
entegrasyonlar yaratmada iyidir.