Burada güneşin ara ara yüzünü gösterdiği bulutlu ama haftasonu olması dolayısıyla renkli bir günden günaydın!
Bratislava günlerim başladı, hatta 1 haftayı doldurmama az kaldı. Daha önce bahsetmiştim, o yazımı okumayanlar için; Slovak Teknoloji Üniversitesi'nde araştırma yapmak üzere 2 aylığına Erasmus yoluyla buraya geldim.
Antalya havaalanında beni annem yolcu etti ve ayrılık çok zor oldu. Uçuş kontrolünden geçtikten sonra anneme uzaktan son bir el sallayıp giderken gözyaşlarına boğuldum. Nasıl bir ağlama anlatamam hüngür hüngür, tutamıyorum kendimi bağırtılar çıkarıyorum. Bir kız yanıma geldi bana su almak istedi, susmak zorunda kaldım ama kendimi tutmak için çok zorladım. Kıza teşekkür edip kahve almaya gittim.
Antalya'dan İzmir'e indik önce, Adnan Menderes havaalanına adımımızı atar atmaz bir hostes transit yolcular için havaalanı içinden yolu tarif etti. Ben ve iki kişi daha tarif ettiği yeri aradık ama bulamadık. Onlardan biri havaalanını biliyormuş, bizi bir şekilde pasaport kontolünden geçilen yere ulaştırdı. Hemen pasaportlarımıza çıkış damgasını alıp, çantaları X rayden geçirdikten sonra transit salona geçtik. Bu arada biraz sohbet edip ayrıldık, sonra civarda dolaşırken karşılaşıp oradaki bir cafede beklemeye başladık. Arkadaşlardan biri tıpla ilgili bir konuda 3 aylığına araştırma yapmaya Viyena'ya gidiyormuş diğeri de O'na eşlik etmek, O'nu oraya yerleştirmek amaçlı turistik olarak gidiyormuş. Bu arada Bratislava'ya uçmak çok dolaylı olduğu için çok pahallı. O yüzden Viyena havaalanından otobüse binip Bratislava'ya ulaşmak en iyi seçenek. Eşlik eden arkadaş tıp fakültesinde akademisyenken ayrılıp inşaat işiyle uğraşmaya başlamış. Çok para kazanmaya başlamış ki geziyor ;) Birbirimizin telefon numaralarını kaydettik, Bratislava'ya ziyarete gelebileceklerini söylediler...
Havaalanında bagajları aldıktan sonra ayrıldık, ben otobüse binip Bratislava şehir merkezine geldim. Yurda nasıl ulaşacağımı emaille tarif etmiş oldukları için yolu kolay buldum. Yanlız tek şanssızlığım, bavulumun tekerleğinin birinin parçalanmış olmasıydı. Bunu Antalya'da havaalanına giderken farketmiştim ama yapacak birşey yoktu. Valizi sürüye sürüye tramvay durağına geldim ancak alt kısmı sürüdükçe parçalanıyordu. Yurt durağında tramvaydan indikten sonra yolu sorduğum bir öğrenci de aynı yurda gidiyormuş ve beni de götürdü, ayrıca baktı valiz parçalanmak üzere taşıdı yurda kadar sağolsun.
Viyena'dan Bratislava'ya geldiğinizde Tuna nehri karşılıyor sizi.
Diğer yazılarımda kaldığım yerden devam edeceğim. Sevgiler
Güzel yerler herhalde. Ben de gitmek isterdim... :-)
YanıtlaSilÇok düzenli ve huzurlu bir şehir. Diğer yazılarımda bol bol fotoğraf geliyor :)
SilSizin için güzel değerlendireceğiniz zaman dilimleri bol olsun.:)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim, inşallah. İçten yorumunuz içimi ısıttı :)
Sil