Son okuduğum tıbbi gerilim türündeki kitabım tam da deniz kenarında şezlonga uzanıp okunacak türdendi. Parkta, plajda, hep açık havada okudum, çabucak bitiverdi. Çok sürükleyici olduğunu belirteyim, bir açınca bir tomar okumadan bırakamıyordum.
Yıllar önce kiralık evimizden kendi evimize taşınırken, evimizi taşıyan işçilerin en çok şikayet ettiği şey kitapların fazla olmasıydı, taşı taşı bitmedi kitaplar. Sonunda biri isyan etti "Okuduktan sonra başkalarına versenize" diye. Bir daha okumak isterim belki diye biriktirdiğim kitapların çoğu bir daha okunmuyor. Adamın basit ve faydalı bir mantıkla verdiği öğüde uyuyorum şimdi. Tabi kendime sakladığım başucu kitaplarım var, dönüp dönüp tekrar okuduğum ama beğendiğim diğerlerini veriyorum artık kütüphaneye veya bir kargoyla kuzenime gidiyor. Tek kriterim okunduğundan emin olmak çünkü seçerek veriyorum, kuzenimin de okuduğunu biliyorum.
Denek'in orijinal adı Nano. Anlaşılacağı üzere nanoteknoloji üzerine yazılmış bir roman. Bu teknolojiyi Bilim ve Teknik gibi dergilerde okumuş ama tam anlamıyla öğrenememiştim. Oldukça ilgi çekici bir dal. Kaçmayan ince çoraplar, ıslanmayan kumaşlar gibi üretimler yapıldığını duymuştum nanoteknolojiyle ama şimdi kitap sayesinde en çok bilgi sahibi olduğum konu tıp alanında. Çünkü kitabın yazarı ünlü bir doktor ve hoca aynı zamanda.
Yeni bir teknoloji olması sebebiyle yeni bulguların, nanoteknoloji şirketlerinde etik olmayan bir şekilde; hayvanlarda bile denenmeden, insanlar üzerinde yaptıkları deneylere dayanıyor konusu. Amaç ürünün piyasaya sürülme zamanını kısaltmak ve diğer nano teknoloji Ar-Ge şirketleriyle yapılan rekabette öne geçip buluşun kaymağını yemek.
Kitabın tek kötü yanı roman kahramanlarından iyi olanların kaybediyor olması. Umudumuz o ki gerçek hayatta iyiler kazanır ve yazarın ithaf ettiği gibi nanoteknolojinin tıbba vaat ettikleri, dezavantajları minimal düzeyde olacak şekilde gerçekleşir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder