Merhaba, ilk defa kalemiyle tanıştığım bir yazarla geldim bu defa. Blog'da bir kitabının yorumunu okuduktan sonra, "Behçet Çelik'in bir kitabını oku" diye not almışım. Hangi blogdu bulamadım ama yazardan bir kitap okuyup yorumlayan varsa haber versin, yorumunu tekrar okumayı çok isterim :)
Kitapyurdu'nda yazarın kitaplarının arka kapaklarını okuyarak bu kitabını almaya karar verdim. Adı da ilginç geldi açıkçası, keyifli hikayeler olmalı diye düşündüm.
İçerisinde onüç tane hikaye var. Kitaba başladığımda ilerleme açısından bana itici bir güç vermedi. Benden önce annem eline alıp yarım bıraktı. Ben tamamını okudum ama hani sohbeti ilginizi çekmeyen insanlar olur, onlar konuşurken dikkatinizi veremezsiniz ya onun gibi oldu zaman zaman benim için. Yani bazı paragrafları okuduktan sonra, dalıp gittiğimi farkedip baştan okuduğum oldu.
Kitapta çok gerçekçi bir biçimde bazı insanların hayatlarından kesitler anlatılıyor. Kurgu olabilir tabi ama bizden, toplumumuza ait hikayeler. Bu hayatların içine şöyle bir dalıp çıkmak hoşuma gitti çünkü günlük hayatımda bu yaşayışları yakından inceleme fırsatı bulamıyorum artık, ya da benim yakın çevrem böyle değil diyebiliriz.
Yazarın kitaplarından tavsiye edilen olursa daha sonra bir kitabını daha okuyabilirim. Amazon'da iki kişi 4 yıldız vermiş bu kitaba, beğendiğim alıntıları da yazayım okuyup okumamaya siz karar verin.
🦄 "Şu kız var ya" deyiverdi.
"Eee" dedim.
"Kafamı karıştırıyor, biliyor musun? Elim ayağıma dolanıyor karşısında. Buluşuyoruz, hayran hayran bakıyor bana. 'Kızım' diyecek oluyorum. 'Biz alışmamışız böyle bakışlara. Yüz vermeyenlerin karşısında dil dökmenin uzmanı olmuşuz. Bu bakışlara diyecek bir söz yok kitabımızda."
🦄 "Belki de şey diyecektim, sevgiliyle arkadaş arasındaki fark bu belki, diyecektim. Sevgilisini görmese ölür insan ama arkadaşını görmese de olur."
Yüzüne bakamadım. Şaşırdı mı, aklı yattı mı, bilemedim. Uzun sürmedi bocalamam. Tanrı mı yetişti o an yardımıma? Bir sonraki cümle nasıl geldi aklıma, nasıl çıkıverdi sözcükler ağzımdan? Zeka, yaratıcılık falan değil... Başka bir şey. Sanki sözcükler asılı duruyorlardı havada, yeri geldikçe olgunlaşıp düşüyorlardı.
🦄 İşte o zaman, daha önce kimsenin görmediği, bilmediği, suyunu içmediği; zehirli mi, şifalı mı olduğunu bilmediğim bir kaynağa dayar gibi ağzımı değdireceğim ağzına.
Daha not aldığım yerler var ama kitabı okuma keyfini kaçırmayayım, haftasonunuz mutlu geçsin 🎈
Behçet Çelik hiç okumadığım için o blogger ben olamam :-) Eğer öykü okumak istiyorsan Sezgin Kaymaz'ı öneririm. Beni türle barıştıran isimlerden biridir. Bakele ve Bugün Bize Kim Geldi'yi okudum, ikisini de çok sevdim.
YanıtlaSilTamam bunları not alayım :) teşekkürler ❤️
Sil