Mizahi anlatımı olan, kadın erkek ilişkilerini konu alan eğlenceli bir kitap. Bana biraz da İstanbul'a has yaşamlar ve ilişkiler gibi geldi. Bu da okuma isteğimi arttırdı çünkü İstanbul'da yaşadığım hayatı zaman zaman özlüyorum.
Hiç arka kapak yazısını buraya almamıştım ama yazar ile ilgili bir merak uyandı kitabı elime alınca, kendisi de bunu yine mizahi bir dille anlatmış:
1990 yılında çalışmalarına başlanan Mehmet Ali Çatal 1991 yılında tamamlanarak dünyaya geldi. Gırgır dergisinde yazdığı hikayelerle tanındı. Çok da tanınmadı. İstanbul Gazeteciler Derneği tarafından yılın gelecek vaat eden gazetecisi seçildi. Böylelikle biraz tanındı. Çok değil ama. Çatal, arkadaşlarından kalan yemek artıklarıyla yaşamına devam etmektedir.
Yine de tuhaf hikayelerden oluşan Bi Kahve İçebilir miyiz? 4. baskısını yapmış bulunuyor.
Sanırım ilk defa kitabın tanıtımını Bahar'ın (Maviye İz Süren) blogunda okumuş not almıştım...
Dün Antalya'da şehir merkezine çok yakın yangınlar aktifti, tüm şehir duman altında kaldı ve havada küller uçuşuyordu. Güneşin bile görüntüsünü perdeledi duman o derece. Dışarı çıktığımda bir süre bu dumana, küle maruz kaldım ve bir süre sonra genzim yanmaya başladı. Evi arayıp anneme klimayı çalıştırmamasını ve kapı, pencere açmamasını söyledim. Klima çalıştırınca duman içeriye doluyor. Kısa sürede eve döndüm ve vantilatörle, her yer kapalı gece 12 'ye kadar oturduk. Ara ara balkon kapısından dışarıyı kokluyordum ve gece 1'e kadar yanık kokusu devam etti. Daha sonra klimayı açıp uyuyabildim.
Dün gün boyunca bu kitaptan başka hiçbir şeye dikkatimi veremezdim, hafif aşk meşk konuları ve komik diliyle beni rahatlattı, olayları daha kolay atlatmamı sağladı. Mizaha gerçekten ihtiyacımız var.
Kitabın dilinin anlaşılması açısından bir hikayeden kısa bir bölüm aktaracağım:
Ne güzel uyuyordum. Birden canım köpek gibi kahve çekti! Hehh, hehh diye mutfağa ittim kendimi. Süt tozunu kastırdım, şekerlerimi özenle dizdim bardağıma, üzerlerinde karıncalar da geziyordu, üç tane de karınca attım... Kahveliği açınca felç geçirdim! Kavanoz bitik!
Ketılı durdurup yırtıklı kıyafetlerimle sokağa atıldım. Bakkal yapacağım. Hava gece. 03'ü zorluyo. Tam bakkala bırakıcam kendimi, yanıma bir cip dipledi. Götüme dokunduruyor.
Tamam, adres soracak. Direk bilmiyorum çekmek için bayık tipimle pencereye yanaşacaktım.
Babanneni! Güzellik merkezi bir kadınla karşı karşıyayım. Bi an TV seyrediyor gibi oldum. Hemen ayıldım, yüzümü en yakışıklı versiyonuna soktum. En iyi gülümsememi takıp gamzeli tarafımı döndüm.
"New residans varmış, buralarda" dedi. Hayatımda hiç duymadım. Her neredeyse biraz reklam yapsın.
...
Kitabı tavsiye ediyorum, okuyun biraz yüzünüz gülsün :) Sevgiler ❤
Yangın felaketi çok derinden sarstı bizi, çok geçmiş olsun...
YanıtlaSilBu kitabı okurken bayağı gülmüştüm, arada bu tarz kitapları serpiştiriyorum okuma listeme çünkü gülmek her zaman iyi gelir insana:)
nice güzel okumalara..
Çok teşekkür ederim, Antalya bu felaketten bir türlü kurtulamadı...
SilBana da çok iyi geldi ve tam zamanında okumuşum :)
Nice güzel okumalara 👍😊
Selam uzun zamandır buralarda yoktum senide eskiden takip ederdim bende yeni bir blog açtım. Destek amaçlı bloguma bi göz atıp blogumu takip eder misin :)
YanıtlaSilMerhaba, hemen göz atıyorum..
SilBöyle genç yazarları duyunca hem seviniyorum hem de imreniyorum. Yeni kalemlerle tanışmak heyecan verici.
YanıtlaSilEvet, hemen Instagram'da arıyor, paylaşımlarına bakıyorsun filan :)
Sil