Bu ara yazmam gereken yazılar birikti, bunun dışında iki tiyatro oyunu anlatacağım. Bu kitapla ilk defa lisede karşılaşmıştım. İngilizce derslerimizin birinde okumamız gereken bir kitaptı ve ders kitaplarımızla birlikte satın almıştık. Tabi sadeleştirilmişti ama yine de bana okumak zor gelmişti, bir kaç kez elime alıp bırakmıştım. İngilizce öğrenen birinin okuması için zor bir kitap, ana dilinde olmayınca olay örgüsü karışık gelebilir. O gün bugündür kitabın içeriğini ancak öğrenebildim :)
Uzun süre Afrika'da çalışan Richard Hannay sıkıntıdan patlamak üzeredir ve Londra'ya son bir gün daha tanıyıp Afrika'ya geri dönmek istemektedir ancak o gün kapısını sıradışı bir adam çalar. Adam Avrupa'yı savaşa sürükleyecek sansasyonel bir sırrı taşımaktadır ve peşinde casuslar vardır, hayatını kaybetmeden önce bildiği herşeyi Richard'a anlatır.
Richard şimdi, bu adamı öldürdüğü zannedilerek hem İngiliz polisi tarafından, hem de sırrı öğrendiği için Alman casuslar tarafından aranmaktadır. Kılık değiştirerek bir trene binip kaçar.
Birinci Dünya Savaşı'nın başlamasından hemen önceki yaz aylarında geçen roman, şimdiye kadar yazılmış en iyi ve en başarılı gerilim ve casusluk hikayelerinden biri kabul edilmekte ve o dönemdeki sosyal ve politik olayları başarıyla yansıtmaktadır
Otuz Dokuz Basamak'ın birçok kez filmi çekilmiştir fakat beyaz perdeye ilk aktarımı olan, Alfred Hitchcock'un yönettiği, başrolünü Robert Donat'ın oynadığı siyah-beyaz versiyonu hala en ünlüsüdür.
Şiddetle tavsiye ederim, çok akıcı, kitabın içine çekiliyorsunuz adeta ve nasıl okuduğunuzu anlamıyorsunuz :)
39 Basamak'ın oyununu izlemiştim. Çok iyiydi. Benim izlediğim Eskişehir Şehir Tiyatroları'nın oyunuydu. Okan Yalabık, Demet Evgar, Engin Hepileri ve Bülent Şakrak'ın oynadığı versiyonunu da izlemeyi çok isterdim. Keşke şehrimize turneye gelseler.
YanıtlaSilOkan Yalabık ve Demet Evgar'ın oynadığından haberim kitabı okurken oldu. Tiyatroya nasıl dönüştürülür merak ediyorum, Antalya'ya gelse ben de kaçırmam :)
Sil