Merhabalar, elimde okuduğum sürükleyici bir kitap olmadan hiçbir işim rast gitmiyor. Keyifsiz ve durgun oluyorum, işlerim yavaşlıyor. Dolayısıyla geç de olsa bu Alacakaranlık Serisi keşfi bana iyi geldi. Serinin son bir kitabı çıkmış, o duyulunca seri tekrar gündeme geldi.
Bu bir genç yetişkin kitabı, ancak bu tip sınırları olmayan herkese iyi gelebilir. Lise çağında çok vampirli filmler izlerdik, çok severdik ablamla. Bu kitapların da vampirlerle ilgili olduğunu duyunca uzak durmuştum, vampir hikayelerine doyduğum için. Ama bir şekilde artık karşı koyamadım ve okudum.
Kitabı buradaki kaliteli bir sahaftan 10 tl'ye aldım. Aslında birinci el olmasını tercih ediyordum ama yeni kitaplar da satan sahafta bu kitap sadece ikinci el olarak vardı. Aklım son çıkan kitapta, bir başlangıç yapmış oldum, belki aradaki kitapları atlayıp son kitabı okurum.
Konusundan kısaca bahsedeyim: Bella'nın anne ve babası ayrıdır ve babasıyla yaşamak üzere küçük bir kasabaya yerleşir. Lise öğrencisidir okul başlayınca kendisini çok etkileyen ve mıknatıs gibi kendine çeken soluk benizli ve çok yakışıklı Edward'la tanışır. Edward ise O'na bir şekilde öfkeli gibidir, kendinden uzak tutmaya çalışmaktadır. Aslında hikaye çok yalın, kuzu kurda aşık olmuştur tabi kurt da kuzuya :)
Yazarın dili çok akıcı, kalın bir kitap kısa sürede eriyip bitiyor. Bazı alıntılar yazacağım kitaptan ama genelde ders verir nitelikte olduğu için değil, edebi zevk verdiği için.
*** Dalgalardan serin, tuzlu bir rüzgar esiyordu. Pelikanlar dalgaların üzerinde uçuyor, martılar ve yanlız bir kartal ise onların üzerinde daireler çiziyordu. Gökyüzünde bulutlar her an işgale hazır bir halde tetikteydiler hala. Ancak güneş şimdilik masmavi gökyüzünde cesaretle boy gösteriyordu.
*** "İyiyim, teşekkür ederim." Ben her zaman iyiydim. Hatta onun yanındayken daha da iyiydim.
*** "Seni neden hiç yanlız bırakmadığımı anlamıyorlar."
Güldüm. "Bunu ben de anlamıyorum."
"Çünkü beni büyülüyorsun!" dedi. Şaka yapıyor olmalıydı! "Tanıdığım hiçbir kimseye benzemiyorsun."
Yüzümdeki ifadeden ne demek istediğimi anlayınca gülümsedi. "Birkaç üstün özelliğim olduğu için insan doğasını anlamak konusunda ustayım. İnsanları tahmin etmek çok kolay. Ama sen benim beklediğim hiçbir şeyi yapmıyorsun. Beni sürekli şaşırtıyorsun."
*** " Güçlü olduğuma, bunu başarabileceğime karar verene kadar çok kırılgandım."
*** "Şaraba karşı koymam, kokusunu beğenmeyeceğim anlamına gelmez." diye fısıldadı. "Çiçek gibi bir kokun var, lavanta gibi. Ağız sulandırıyor."
"Ne kadar iştah açıcı olduğumu duymadan bir günüm geçecek mi acaba?
Güldü, sonra derin bir nefes aldı.
Bu seriyi okuyalı on yıldan fazla oluyor. Hatta okuldaki neredeyse bütün öğretmen arkadaşlar okumuş ve üstüne konuşmuştuk. Güzel günlerdi :-)
YanıtlaSilYeni çıkan kitap o zamanlar çıkacaktı ama kitaptan sızıntı olunca yazar yazmaktan vazgeçmiş diye duymuştum. Türkçeye çevrildiğinde nostalji niyetine okumak istiyorum.
Ben de aslında çok geç keşfetmedim ama bir türlü elim gitmiyordu. Eski olduğu için de yorum yazısına rastlamıyordum. Ama iyiki okumuşum :)
SilBen de seriye yeni kitap eklendiğini duyunca acaba okusam mı diye düşündüm. Güzel yorum için teşekkürler.
YanıtlaSil😊👍🏻
Sil