31 Ağustos 2020 Pazartesi

Alacakaranlık - Stephenie Meyer kitap yorumu

Merhabalar, elimde okuduğum sürükleyici bir kitap olmadan hiçbir işim rast gitmiyor. Keyifsiz ve durgun oluyorum, işlerim yavaşlıyor. Dolayısıyla geç de olsa bu Alacakaranlık Serisi keşfi bana iyi geldi. Serinin son bir kitabı çıkmış, o duyulunca seri tekrar gündeme geldi.

Bu bir genç yetişkin kitabı, ancak bu tip sınırları olmayan herkese iyi gelebilir. Lise çağında çok vampirli filmler izlerdik, çok severdik ablamla. Bu kitapların da vampirlerle ilgili olduğunu duyunca uzak durmuştum, vampir hikayelerine doyduğum için. Ama bir şekilde artık karşı koyamadım ve okudum.

Kitabı buradaki kaliteli bir sahaftan 10 tl'ye aldım. Aslında birinci el olmasını tercih ediyordum ama yeni kitaplar da satan sahafta bu kitap sadece ikinci el olarak vardı. Aklım son çıkan kitapta, bir başlangıç yapmış oldum, belki aradaki kitapları atlayıp son kitabı okurum. 


Konusundan kısaca bahsedeyim: Bella'nın anne ve babası ayrıdır ve babasıyla yaşamak üzere küçük bir kasabaya yerleşir. Lise öğrencisidir okul başlayınca kendisini çok etkileyen ve mıknatıs gibi kendine çeken soluk benizli ve çok yakışıklı Edward'la tanışır. Edward ise O'na bir şekilde öfkeli gibidir, kendinden uzak tutmaya çalışmaktadır. Aslında hikaye çok yalın, kuzu kurda aşık olmuştur tabi kurt da kuzuya :)

Yazarın dili çok akıcı, kalın bir kitap kısa sürede eriyip bitiyor. Bazı alıntılar yazacağım kitaptan ama genelde ders verir nitelikte olduğu için değil, edebi zevk verdiği için.

*** Dalgalardan serin, tuzlu bir rüzgar esiyordu. Pelikanlar dalgaların üzerinde uçuyor, martılar ve yanlız bir kartal ise onların üzerinde daireler çiziyordu. Gökyüzünde bulutlar her an işgale hazır bir halde tetikteydiler hala. Ancak güneş şimdilik masmavi gökyüzünde cesaretle boy gösteriyordu.

*** "İyiyim, teşekkür ederim." Ben her zaman iyiydim. Hatta onun yanındayken daha da iyiydim.

*** "Seni neden hiç yanlız bırakmadığımı anlamıyorlar."
Güldüm. "Bunu ben de anlamıyorum."
"Çünkü beni büyülüyorsun!" dedi. Şaka yapıyor olmalıydı! "Tanıdığım hiçbir kimseye benzemiyorsun."               
Yüzümdeki ifadeden ne demek istediğimi anlayınca gülümsedi. "Birkaç üstün özelliğim olduğu için insan doğasını anlamak konusunda ustayım. İnsanları tahmin etmek çok kolay. Ama sen benim beklediğim hiçbir şeyi yapmıyorsun. Beni sürekli şaşırtıyorsun."

*** " Güçlü olduğuma, bunu başarabileceğime karar verene kadar çok kırılgandım."

*** "Şaraba karşı koymam, kokusunu beğenmeyeceğim anlamına gelmez." diye fısıldadı. "Çiçek gibi bir kokun var, lavanta gibi. Ağız sulandırıyor."
"Ne kadar iştah açıcı olduğumu duymadan bir günüm geçecek mi acaba?    
Güldü, sonra derin bir nefes aldı.

26 Ağustos 2020 Çarşamba

Mantarlı Ravioli

Merhabalar, dün benim için çok yoğun bir gün oldu. Proje ile ilgili işleri sonlandırdım. Bir-iki hafta gecikmeyle hocama teslim ettim. Sonuç raporunu yazıyor kendisi ama kasım ayına kadar vakti olduğunu düşünürsek gecikmem çok da önemli sayılmaz değil mi? Pek memnun olmadığını yazdığım emaile cevap vermemesinden anladım ama yapacak birşey yok, şartlar öyle gerektirdi. 

Dün, bize ziyarete gelen teyzemi Kaleiçi'ne götürmeye söz vermiştim. İş çıkışı aradım ama midesinde bugünlerde bir sorun var, ağrıyormuş, iptal ettik. Annem eve gelip akşam yemeğini benim yapmamı istedi, ben de -ne yemek yapayım?- konusunda çok kararsız kalıyorum, bana ilham veren birşeyler olmalı. Teyzem benim sıradışı yemeklerimi seviyor, ben de şu an okuduğum kitap olan Alacakaranlık'ta geçen bir yemeği yaptım: Mantarlı Ravioli :)

İtalyan yemeklerini çok severim, tarifin uğraştırıcı olması da normalde sorun değil ama eve akşam 7'de gelmişim, annem ve teyzem acıkmış bekliyorlar... Şöyle söyleyeyim yemeğe 9'da oturabildik, elimden gelen en hızlı şekilde hamuru, içini hazırladım. Açtım, doldurdum, pişirdim, sosunu hazırladım ve servis...

Gelirken bira da almıştım, yemeği hazırlarken yudumladım :) Varım adlı bir bira satışa sunuldu bu yaz, limon aromalı, beğeniyorum. Yemek yaparken zevk almayı da unutmamak lazım, zorunluluk hissetme durumunda keyifsiz oluyor çünkü.


Hamuru bizim mantıdan çok daha büyük kesiliyor. Benimkinin her boydan biraz olması aceleden 😅
Pişmesi için de haşlama süresini biraz uzun tutmak gerekiyor, pişerken genişliyor ve neredeyse çiğ börek boyutuna ulaşıyor.


Tarifi yemek.com'dan aldım. Verdiği soğan ve sarımsak ölçüsü çok az geldi, iki katını kullandım, iyi oluyor öyle. Tereyağı kullanmadım, zaten 1 kutu krema gidiyor, yeterince yağlı oluyor, bu şekilde ağır da olmadı. Mantarım 400 gr.dı, o bile arttı. İsterseniz sunarken soslu raviolilerle karıştırabilirsiniz kalan içi. En üste de kaşar rendesi ve maydanoz 👌👌👌 Çok güzel ve sıradışı bir yemek, denemek isterseniz tarifi aşağıya bırakıyorum:


Sevgiler

16 Ağustos 2020 Pazar

Aşk tesadüfleri sever - Film yorumu

Bu sabah internette kitabın üstüne izlemek istediğim Hamlet'i aradım ama bir türlü uygun bir film izleme sitesi bulamadım. İzlemiş olan varsa linkini yorumlara yazarsa sevinirim :)

İzlenecek filmler listemde Aşk Tesadüfleri Sever de vardı, ardından onu arayıp buldum. Filme başladıktan sonra arada pancake filan yaptım ama filmi kaçırmadım. Hoşuma giden bir film oldu. Genellikle Türk filmlerinde olan hüznü sevmem ama bu film bana karamsarlık vermedi. 


Özgür ve Deniz'in kaderleri doğumlarından itibaren paralel olarak ilerler. Aynı hastanede, aynı gün doğarlar, aynı mahallede çocuklukları geçer ve aynı mekanlarda bulunurlar. Tesadüf eseri hep ortamları aynı olmuş ama hiç biraraya gelmemişlerdir ta ki, yıllar sonra Deniz çocukluk fotoğrafını bir fotoğraf sergisinde görene dek...

Romantik film izleme modundaysanız kaçırmayın, dramatik bir tarafı olduğunu da söylemeden geçemeyeceğim ama her aşkta biraz drama yok mu zaten... Mutlu, huzurlu pazarlar :)

9 Ağustos 2020 Pazar

Kitap yorumu: Hamlet - William Shakespeare

Merhaba, Hamlet'le ilgili alıntılara yer verdikten kısa bir süre sonra kitabı bitirdim. Doğrusu bitirdikten sonra hemen yeni bir kitaba başlayamadım, beni hayli düşündürdü bu eser. Bir imparatorlukta yaşanan entrikalar ve bunun getirdiği iç çatışmalar var kitapta. Bu iç çatışmalar da ülkenin topraklarında gözü olan dış güçlere yarıyor sonuç olarak...

Trajik bir oyun Hamlet, şiirsel bir dille yazılmış ama bu karanlık konuyu Shakespeare aydınlık bir dille ifade etmeyi başarmış. Bildiğiniz gibi kendisi dünyanın en iyi, dahi şairi sayılabilecek konumda.

Şiir gibi estetik bir edebiyat türü ile tiyatro metni okumayı özlemişim. Satırlar susamış birinin su içmesi gibi aktı, herkese tavsiye ediyorum.

Eğer oyunun içeriğini biraz daha keşfetmek istiyorsanız, bir önceki yazımdaki alıntıları dikkatle okuyun lütfen. Orada oyunun dili, içeriği ve felsefesi hakkında birçok şey sezeceksiniz. Günümüz için de hala geçerli dersler veren tam bir başyapıt!

Sırada Mel Gibson ve Glenn Close'un başrollerini paylaştığı Hamlet filmini izlemek var :)

6 Ağustos 2020 Perşembe

Hamlet'ten (WS) alıntılar

Shakespeare'nin Hamlet'i yeni gözdem, okumaya başlayalı birkaç gün oldu ama hızlı gidiyor. Onca tiyatro izlememe rağmen dünya tiyatro tarihinin en tanınmış eserlerinden biri olan kitabı yeni okuyorum, tiyatroda da izlemedim. Belki de çok ünlü olduğu için hep erteledim, çok popüler olan şeylere nedense kolay yaklaşmam, ısınamam. Ama Hamlet doğru zamanda radarıma girdi, İş bankası Yayınları'ndan okuyorum, bloglarda da tavsiye edildiği gibi doğru yayınevi tercihi bence.

https://www.thoughtco.com/hamlet-study-guide-4587756
https://www.thoughtco.com/hamlet-study-guide-4587756

... 
Alev kuyruklu yıldızlar, kanlı çiyler gibi,
Tutulan güneşler gibi,
Neptün'ün dünyasını etkileyen ay ışığının
Kıyamet günündekine benzer kısılmaları gibi
Korkunç olayların belirtileri bunlar
...
Kesenin elverdiği kadar iyi giyin,
Zengin ama gösterişsiz olsun giydiğin.
Çünkü kıyafet insanın mihengidir çok kez:
Fransa'da en kibar kimseler 
En çok giyinişle gösterirler soyluluklarını.
...
Herşeyden önce kendi kendine doğru ol
O zaman, gece gündüze varır gibi,
Sen de aldatmaz olursun kimseyi.
...
Var olmak mı, yok olmak mı, bütün sorun bu!
Düşüncemizin katlanması mı güzel,
Zalim kaderin yumruklarına, oklarına
Yoksa diretip bela denizlerine karşı
Dur, yeter! Demesi mi?

3 Ağustos 2020 Pazartesi

Evelyn Hugo'nun Yedi Kocası - Taylor Jenkins Reid

Evet sonunda bitirdim bu kitabı. Gerçekten ilginç bir okuma deneyimi oldu benim için. Aslında kitabın şaşırtan kısmı bir Hollywood yıldızının görkemli hayatını deneyimlemek değildi, yedi kere evlenmesine rağmen hayatının aşıkının yine bir kadın olmasıydı!


Kitabın dili hafif ve akıcı, daha önce belirtmiştim okumak çok zevkli. Ancak devamlı iki kadının ilişkisini okumak beni biraz zorladı, hatta kabus olarak rüyama girdi. Kimsenin cinsel tercihini eleştirmiyorum, hatta özellikle bu kitabı okuduktan sonra, bu konuda daha özgür bir toplum olsak memnun olurum ama kitap okurken ister istemez yaptığım empati beni rahatsız etti. Bir ara okumaya ara verdim.

Evelyn Hugo'nun hayatından başka açılardan da etkilendim. Aslında iyi bir kitabın amacı bu değil midir? Okuru biraz sarsmak... Çok şaşaalı görünen bir hayatın aslında nasıl trajik olabileceğini gördüm, ama trajik olan aşkı değildi, hayatının son dönemlerinde çok acı çekti. Belki her hayat sonlara doğru zorlaşıyordur, yaşlılık döneminde kaçınılmaz olarak sevdiklerimizi daha hızlı kaybedeceğiz. Eşcinselliğin aslında trajik bir durum olarak görülmesi ve bu insanlara acınması da haksızlık, onlar için de duygular ve tensel temas doğal bir süreç olarak gelişiyor çünkü. Kitabı okuduktan sonra Evelyn Hugo'nun filmlerini izleyeyim diye bir araştırma yaptım. Ancak karşıma şaşırtıcı bir şekilde böyle bir aktristin olmadığı, yazarın Elizabeth Taylor ve Ava Gardner'ın hayatlarından etkilenip bu kitabı yazdığı ortaya çıktı.

Aslında kitapla ilgili yapacağım alıntılar var. Ama daha önce bazılarını yazdığım için kitapla ilgili daha fazla bilgi vermeyeyim bence :) Belki başka bir yazıda aralara serpiştiririm. İyi haftalar...

2 Ağustos 2020 Pazar

İyi bayramlar 🌹

Merhabalar, 

Herkesin bayramının mutlulukla geçiyor olmasını diliyorum. İlk gün hariç ben bayramı çalışarak geçiriyorum. Ayrıca kitap da okuyorum. Bayram sonunda bitmiş olması gereken işlerim var, kitap okuyarak motive olmaya çalışıyorum. Dünü çok verimli geçirdiğimi söylemeliyim, bugün ise geç uyanarak günün çoğunu uyuyarak geçirmiş oldum. 


Okumakta olduğum kitap Evelyn Hugo'nun Yedi Kocası, bitmeye yaklaştı, yakında yorumunu yazacağım, bugün biraz alıntılarına yer vereyim...

... Ceila ona uzattığım kadehlere baktı. "Bunlar şampanya kadehi." "Ah, doğru," diyerek kadehleri aldığım yere koydum. İki farklı boy daha vardı. İkisinden de birer tane alıp Ceila'ya gösterdim. "Hangisi?"
"Daha tombul olan. Bardakları bilmiyor musun sen?"
"Bardaklar, servis eşyaları, hiçbirini bilmiyorum. Unutma, tatlım, ben sonradan görmeyim."
Ceila içeceklerimizi kadehlere doldururken güldü.
"Önceleri bunlarla uğraşacak param yoktu, sonra da birilerinin bu işleri benim yerime halledeceği kadar zengin oldum. Hiç ortalıklarda gezinmedim."

... Don bana birilerini sevebileceğimi ve onu arzulayabileceğimi öğretmiş olabilirdi. Ama aynı zamanda birini, onu sevmediğin zamanlarda da arzulayabileceğini öğretmişti. Hatta bilhassa sevmediğin zamanlarda arzulayabileceğini. Sanırım bugünlerde buna nefret seksi diyorlar. Bana kalırsa son derece insani, bedensel bir tecrübe için inceliksiz bir isim bu.

... Erkeklerin neredeyse hiçbiri kişiliğim için benimle birlikte olmamıştır. 
Çekici kızların sevimli olanlara acıması gerektiğini söylemiyorum. Sadece diyorum ki kendi yapmadığın birşey için sevilmek o kadar da müthiş birşey değil.

Sevgiler...