Geçmiş bayram gezi yazılarından biri daha... Bayramın ilk günü yoğun kitap okuyarak geçmişti ve ertesi gün evde oturmamak için yanıp tutuşuyordum. Gideceğim yer biraz uzak bir mesafe olmalıydı ki, kafamı iyice dağıtayım, yolculuk yaptım diyebileyim... Yürüyüş gruplarının etkinliklerine bakarken, daha önce hiç katılmadığım bir grubun programı dikkatimi çekti: Faralya, Kelebekler Vadisi, Kabak Koyu.
Yıllar önce bir arkadaşım İstanbul'dan yola çıkıp ailesiyle Kabak Koyu'nda kamp yapmıştı. O zaman bana daha yakın olan bu yeri çok merak etmiştim ve görme şansım olmadığı için üzülmüştüm. Burayı görmek, denizinde yüzmek aklımda kalmıştı ve çok istiyordum. Hemen grup liderini arayıp kayıt yaptırdım.
Sabah 6'da yola çıkılacaktı, araç ilk önce beni alacaktı. Hazırlık yapma işini sabaha bırakmıştım ama tam 6'ya 10 kala evden çıkmaya hazıdım. O anda rehber beni arayıp 6'ya 10 kala buluşma yerinde olmam gerektiğini söyledi. Bana böyle bir bilgi verilmemişti, etkinlik sayfasında 6 yazıyordu. Dolayısıyla grupla yeni gidecek olmanın acemiliği ile beni panikleten rehber yüzünden buluşma yerine koşmaya başladım. Bu, bel fıtığı olanlar içinse ağrıyı arttıran, zararlı bir aktivitedir. Dolayısıyla ben araca vardığımda bacağım ağrıyordu ve etkinlikte yapılacak yürüyüş için halim kalmamıştı.
Yine de uzun bir yol gideceğimizi ve bu esnada ağrının geçeceğini düşünerek yolculuğa pozitif olarak başladım. Etkinliğe kahvaltı dahildi ve Korkuteli'yi geçince kahvaltı mekanında indik. Mekan sahibi bir Rum kadındı ve bozuk Türkçe'siyle bağıra bağıra konuşuyordu. Organik olduğunu söylediği balın boyalı ve aroma katılmış olduğunu düşünüyorum, salam, sosis gibi işlenmiş gıdaların kalitesindense hiç bahsetmeyeyim. Çeşit olsun diye sade makarna ve doğranmış yumurtalı soğuk bayat ekmekler...
Yine de keyfimi bozmamakta kararlıydım. Tekrar yola çıktık, Fethiye'ye varmamız öğlen 12'yi buldu.
Ölüdeniz'e geldiğimizde ise yoğun trafikle karşılaştık, 45 dk kadar tampon tampona ilerledik. Aracımızsa ya eski ya da bakımsızdı, zaten sürat yapamıyordu. Hafif eğimde bile zorlanıyordu. Araçta arkamda oturanlar mendillerini ve pet su şişelerini yere atmış benim önüme sürüklemişlerdi. Buna dayanamazdım artık, çöpün içinde gitmeyi hak etmiyordum. Grup liderine söyledim ve o esnada önümde oturan kız şikayetimi duydu ve boş poşeti olduğu için hemen bunları topladı. Rehbere kalsa sonra toplanacaktı.
Ben yine tatil moduna girip rahatladım. Faralya'da Kelebekler Vadisi'ni kuşbakısı gören yol üstü bir yerde mola verip manzaranın keyfini çıkardık.
Burada mini bir kafe vardı ve fotoğraflar çekindikten sonra bir çay alıp yola öyle devam ettim. Yürüyüşün başlayacağı yere yaklaştığımızda rehber havanın çok sıcak olduğunu istersek Ölüdeniz civarında daha kısa başka bir parkuru yürütebileceğini söyledi. Benim asıl derdim Kabak Koyu olduğu için bu rotayı hoş karşılamadım, zaten otobüste kimse bunu onaylamadı ve yürüyüşün başlayacağı noktaya geldik.
Tam ben rahatsızlığımı rehbere söyleyip su şişemi taşıması için vermeye hazırlanıyordum ki, durumu ciddiyetle ele alıp "bacağınızı zorlamayın" dedi. "Fazla birşey yok, iyiyim" demeye fırsat bırakmadı. Aslında koşmanın ağrısı da geçmemişti. Ben ve yürümek istemeyen diğer insanlar araca tekrar bindik. Rehber Kabak Koyu'na gidip yüzebileceğimizi söyleyip grubun yürüyüşünü başlattı. Ancak işin komik tarafı aracın şoförüne nereye gideceğini söylemedi. Biz "Kabak koyuna gideceğiz" deyince buranın yolunu bilmediği ortaya çıktı. Dümdüz gidecekmişiz, navigasyonu açınca oradan 5.5 km uzakta olduğunu gördüm.
Şoför yolda sorarak gitti ve bir kafeye geldik, buradan sonra yolun bozuk olduğunu ve plaja indirip çıkaran minibüslere binmemizin uygun olduğunu söylediler. Biz altı bayan kafede ayran içip atıştırdıktan sonra plaja indik. Bu gruptaki bir bayanla iyi anlaştığımı diğerlerinin boş konuşmalarına maruz kalarak kafamın şiştiğini söyleyeyim... Ben iyi anlaştığım bayanla plaja adım atar atmaz denize girdim ve bir saat hiç çıkmadım. Su çok serin ve temiz, içinde akvaryum gibi siyah balıklar yüzüyordu.
Koy doğallığıyla büyüledi beni, minibüsten indikten sonra plajın hemen arkasındaki köy evinin yanından geçiyor ve çeşitli sebzelerin ekildiği tarlaları görüyorsunuz. Daha sonra da bungalovlara ve kafeteryaya ulaşıyorsunuz. Denizden yeşille örtülmüş tepeleri izliyorsunuz.
İyiki doğrudan denize gelmişim çünkü yürüyüş yapan grubun koya gelecek zamanı olmadı. Bize gelen telefonla kısa sürede tekrar yukarı çıkmamız istendi. Yani orada geçirdiğim zamanın her dakikasında denizde olduğum için şükrettim, kızların bir kısmı ayaklarını suya sokup kafeteryada bira içmeye gitmişti ki, dönüş saatimiz onlara erken geldi. Ama biz oraya yanlız gelmemiştik, araç bizi alıp yürüyüş grubunun yanına gidecekti, onlara da yazık yani güneşin altında bizi mi bekleyeceklerdi?
Giyinip çıktıktan sonra minibüs sırasıyla karşılaştık ve 45 dk kadar beklememiz gerekti. Sanırım bu süreyi rehber hesaba katmış, yine de yürüyüşçülerin yanına geç kalmadan ulaştık.
Gece eve geldiğimde saat 12'ydi, çok yorgun duş alıp yattım. Her olumsuzluğa rağmen mutluydum, yorgunluk tatlıydı ve yatağım çok rahattı :)
Harika betimlemişsiniz :) gidip görmek gerek
YanıtlaSilEvet, harika yerler :)
SilÖlü denizi bende çok merak ediyorum.
YanıtlaSilTeşekkürler
Umarım yakında görme fırsatı bulursunuz :)
Silülkemizin cennet köşelerinden beri..resimler harika...
YanıtlaSilEvet gerçekten öyle, teşekkürler :)
SilTebrikler, çekilişimin kazananı oldun, iletişim bilgilerini eylemkerem01@gmail.com a göndermen halinde en kısa zamanda kitabını sana ulaştırma isterim. şansın daim olsun.
YanıtlaSilÇok teşekkürler ❤️
SilÇekilişte kazanan olmuşsunuz. Tebrikler.
SilSağolunn :))
SilO kadar yola değmeyen kısa bir tur olmuş gibi geldi bana ama siz eğlendiyseniz sorun yok. :)
YanıtlaSilUmarım bir gün ben de görürüm Ölüdeniz'i.
Evet aslında o yola değmedi, orada çok kısa zaman geçirdik ama hiç yoktan iyiydi :)
Silbence de tüm olumsuzluklarına rağmen iyi bir gezi olmuş, gezilerinizin keyfi hep bol olsun...
YanıtlaSilTeşekkürler, öyle olsun :)
SilFethiye, bir gün yolum düşerse Kelebekler Vadisine kuş bakışı bakmak için mola vermek isterim. Çok güzel bir görüntü.
YanıtlaSilEvet orası bayağı kalabalık mutlaka dikkatinizi çeker. Bu arada Kelebekler Vadisi'nde denize girmek de paha biçilemez güzellikte :)
SilGeçen yıl marmaris-fethiye-ölüdeniz rotasına tatil yapmıştık biz de. marmaris'e bayılmıştım. ben de blogumda yazmıştım. https://hayatbirhatira.blogspot.com/2018/07/arabayla-ege-turu.html Sizin yazınız da harika olmuş. :)
YanıtlaSilSizin gezi daha doyurucu olmuş :)
YanıtlaSil