4 Haziran 2018 Pazartesi

Kitap yorumu: Dünya Ağrısı - Ayfer Tunç

Bugünlerde akşamları terasta geçiriyoruz. Yemeği yedikten sonra kitap okumaya başlıyorum orada. Normalde akşamları fazla okumazdım ama açık havada çok güzel gidiyor. Okula giderken yolda da okuyunca yarım kalmış kitaplarım teker teker hızla bitmeye başladı. Dünya Ağrısı, Antalya Kitap Topluluğu'yla birlikte okuduğumuz bir kitaptı ve ben zamanında bitirememiştim :) Kitabın sonunu öğrenmemek için toplantıya da gitmedim.


Bir Anadolu şehrinde evlenip çoluk çocuğa karışan Mürşit aynı zamanda baba yadigarı bir otel işletmektedir. Hayatından ölesiye nefret etmektedir fakat bu çarkın içerisinden çıkmaya da cesareti yoktur. Çevresine karşı uyumsuzdur, aile hayatını benimseyemez, kök salmak değil de hep başka diyarları dolaşmaktır isteği.

Şehre altın madeninde çalışmak üzere gelip O'nun otelinde kalan jeoloji mühendisi Uzay'la arkadaştır sadece (madenci). Her akşam birlikte yiyeceklerini paylaşıp içki içerler otelde, birbirlerinin acılarına dokunmaya çok yaklaşırlar. Ancak günahlarını birbirine anlatmaları çok uzun sürecektir, ondan sonra da bu acıları birazcık olsun çözülecektir...

"Balkonda sigarasını yaktı. Madencinin gittiği günkü azgınlığı kalmamışsa da, hava hala karlıydı. Rüzgarın savurduğu karın içinde şehir ışıkları solgun ateş böcekleri gibi yanıp sönüyor. Sigarasını bitirdi, izmaritini balkondan aşağı attı, ikinciyi yaktı.

Elvan geldi, elindeki battaniyeyi Mürşit'in sırtına koydu, yanına oturdu, yumuşacık gözlerle baktı.

"Baba...Neyin var?"
"Hiç kızım... içim ağrıyor."

Keşke böyle demeseydim diye düşündü, Elvan hastayım sanacak. Sansın ne yapayım dedi sonra, hastayım zaten, benimki de bir nevi hastalık ama ilacı yok.

Ama Elvan hiç öyle sanmadı.
"Benim de ağrıyor baba," dedi. "herkesin çok ağrıyor içi" ...
"Herkes kendine göre bir ilaç arıyor baba. Ama senin ilacın bana uymaz, benim ki de sana.""

Kitap akıcı ama Türk romanlara özgü bir karamsarlık var içinde. Bu, benim Türk yazarları okumamı bayağı azaltıyor yine de genelleme yapmamak gerek, kendi değerlerimizin de farkına varmamız lazım. Kitabı fazla övmeyeceğim ve yermeyeceğim de, okumak size kalmış. Yanlız yazarı tanımak için en az bir kitabını okuyun derim, çünkü ustaca bir anlatımı var. Hepimiz için mutlu ve bereketli bir hafta olsun! :)

4 yorum:

  1. Ben Suzan Defter kitabını okumuş ve çok sevmiştim. Bir ara başka bir kitabını da okumak istiyorum ama bakalım ne zaman ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir süre sonra ben de başka kitaplarını araştırabilirim :)

      Sil
  2. Bu yazarı hiç okumadım ama deneyeceğim. Emeğinize sağlık. Bu arada bazı kitap kapaklarını çok beğenirim bunu da çok başarılı buldum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Deneyin derim. Ben de kapak dizaynına dikkat ederim. Elime aldığımda hoş duygular uyandırması lazım :)

      Sil