24 Aralık 2017 Pazar

Yazılı Kanyon Tabiat Parkı

Herkese iyi pazarlar! Birkaç hafta önce yerel bir turla Isparta civarını gezdim. Yazılı kanyon, Kovada ve Eğirdir gölü ve Isparta merkezde yöreyi keşfetmek için molalar verdik. Ben bu yazımda daha çok Yazılı Kanyon'un üzerinde durmak istiyorum çünkü daha önce görmediğim sadece orasıydı ve çok güzeldi. 

Sabah erkenden yola çıktıktan sonra Karacaören baraj gölü'nde kahvaltı molası verdik. Bize açık büfe olacak şeklinde söylenmişti ama gittiğimizde tabaklarımıza kahvaltılıklar konulmuş halde bulduk. Ben normalde kahvaltılı etkinliklerde bile birşeyler atıştırıp çıkarım ama bu sefer atıştırmamıştım dolayısıyla kurt gibi açtım, tahmin edebileceğiniz üzere tabağı silip süpürdüm :))). Görüntüye çok aşina olduğum için baraj gölüne göz atma zahmetine bile girmeden minibüse bindim ve Isparta Sütçüler mevkiindeki Yazılı Kanyon'a doğru yol aldık.

Oraya vardığımızda doğanın sakladığı bir cennet köşesi bizim onu keşfetmemizi bekliyordu...








Kanyon içinde attığımız minik turumuzun sonuna yaklaşırken buraya neden yazılı kanyon denildiğini keşfettim. Tarih öncesi yazılar vardı kayalarda ayrıca bir kısmı dilimize çevrilmişti. Genellikle bu yazıları görür ne yazdığını bilmeden bakıp geçeriz, içeriğini öğrenebildiğim için kendimi şanslı hissettim.







Milli parktaki gezimizin tamamlanması ardından ve çekilen selfinin sonrasında orada bulunan bir kır kahvesinde keyif yaptım.



Daha sonra Kovada Gölü'ne geçtik, çevresinde minik bir tur attık. Daha önceki yıllarda buraya yürüyüş için gelmiş, etraflıca gezmiştim. O zaman çektiğim fotoğraflarla birlikte orayı ayrı bir yazı konusu yapayım. Oradan Eğirdir Gölü'ne gittik, öğlen olmuştu ve bir restoranda oturup, tur rehberi tarafından önceden siparişi verilen göl levreği, çorba, salata ve tatlıdan oluşan bir menü ile iyice doyduk. Bana göre güzeldi ama gruptaki memnuniyetsiz bir bayan kötü olduğuna inandı ve çevresindeki herkesin O'nu onaylamasını bekledi. Yürüyüş yapıyorum ama nadiren tura katılıyorum, onda da sohbet etmek varken yediğimiz yemeğin ne kadar kötü olduğu şikayetini dinlemek istemiyor insan. Sonunda dayanamayıp kadına tatlı su balığından daha fazlasını beklememesi gerektiğini söyleyip susturdum ve başka konular açtım :)

Oradan Süleyman Demirel'in mezarına ardından da müzesine götürdüler. Bütün o aldığı hediyeler, ödüller, gazete yazıları vs ile dolu müze ilgimi çekmedi açıkçası. 

Isparta merkeze gittiğimizde de yarım saat boş zamanımız vardı. Gezerken anneme gül suyu, reçeli ve lokumu aldım, gönlünü yapmak istiyordum çünkü bir gün önce tartışmıştık ve o gün de evden O uyanmadan ayrılmıştım. Gittiğim her pazar gezisinden ufak da olsa bir hatıra getirmek adetim oldu zaten. 

Sevgi dolu, sıcacık bir pazar günü dilerim. Sevgiler

6 yorum:

  1. Manzara harika. Baharda daha bir güzel olur oralar diye düşündüm.:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet harika bir yer ve burayı çok fazla bilen yok. Haklısınız, çok güzel olur, baharda da gitmek lazım :))

      Sil
  2. gezi yazılarınıza bayıldığmı söylemiş miydim , gidip görmüş kadar oluyorum inanın , teşekkür ediyorum

    YanıtlaSil
  3. Tam mevsiminde gitmişsin galiba...
    Enfes gözüküyor manzara, baayılldımmm ♥

    YanıtlaSil