25 Eylül 2016 Pazar

Mevsimin İlk Elmalı Turtası

Dün fırında makarna, bugün Elmalı Turta, bu haftasonu bayağı marifetliyim :) Yemek yapmak en sevdiğim şey ama yapabildiğim çok az boş zamanım oluyor. E bugün de pazar, keyfini çıkarmayayım da ne yapayım?

Biraz yenmişinden bir fotoğraf koydum, kusura bakmayın, sonradan uyandım :)

Tarifini benim uyguladığım kısmı üzerinden vereceğim ama orijinaline buradan ulaşabilirsiniz: 

http://www.droetker.com.tr/tr-tr/tarifler/r/elmali-turta.html

Elmalı Turta

Hamur:
100 gr yumuşak tereyağı
1/2 çay bardağı şeker
1 yumurta
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
2 su bardağı un

Dolgu:
6 tane orta boy elma
1 çay b.şeker

1 paket Dr Oetker tart jöle
2 kaşık şeker
2 çay b. su
1 çay k.tarçın

Tereyağı, toz şeker, yumurta ve vanilyayı derin bir kaba alıp kaşık yardımıyla karıştırın. Kabartma tozu ve unu üzerine eleyerek ele yapışmayacak bir hamur elde edin. Hamuru merdane yardımıyla yarım cm kalınlığında açıp yağlanmış tepsiye yayın. Üzerini çatal yardımıyla birçok yerinden delin ve 175 derecede pişirin. 15-20 dk da pişiyor. Fırından çıkarıp kabı ile birlikte soğumaya bırakın

Hamur fırında pişmeye devam ederken, elmaları soyup küp küp doğrayın. Toz şekeri ekleyip orta ateşte ara ara karıştırarak suyunu çekene kadar pişirin. Ocaktan alıp soğutun. 

Tartjöle'yi 2 kaşık şeker ile karıştırın, suyu ilave edip karıştırarak kaynatın. 1 dk daha pişirdikten sonra ocaktan alıp 1 çay k. tarçın ilave edin. 2-3 dk karıştırarak bekletin ve elmaların üzerine dökün. İyice karıştırıp bekletmeden hazırladığınız tabanın üzerine yayın. 

Ben buzdolabında bekletmeden bize birer dilim koydum, resimde görüldüğü gibi :)) Bir saat bekletip yemek daha iyi. Mmm çok enfes, afiyet olsun...

23 Eylül 2016 Cuma

Sherlock Holmes - Dans Eden Adamlar

Merhaba!

Geçenlerde sahaflara gidip bir dolu kitap karıştırdım. Bence kitapçılara gitmekten daha zevkli. Hem az parayla bir sürü kitabınız oluyor, hem de eski basım, nadir ve bazen artık basılmayan değerli kitaplara sahip olabiliyorsunuz. Üstelik düşündüren bir konuyu aydınlatmak gerekirse, kitaplar yıpranmış da olmuyor. Sadece eski, sayfaları sararmış...

Gezdiğimde Mümin Sekman'nın iki kitabını, bir de Sherlock Holmes kitabı aldım. Bir zamanlar çok fazla kişisel gelişim kitabı okuduğum için bir süre ara vermiştim. Gerçekten de bu konuda bilmediğim fazla birşey kalmadı ve yazılanlar ya daha önce okuduğum, ya da üzerine düşünüp konuştuğum konular olduğu için metnin içinden yeni bir fikir bulma olasılığım azaldı. Ama bitirince Mümin Sekman'ın Kesintisiz Öğrenme adlı kitabından da size bahsedeceğim. Özellikle öğrenilmiş çaresizlik hakkında, bu konuda çok güzel yazmış.

Şimdi gelelim Artur Conan Doyle'un Sherlock Holmes serisinden Dans Eden Adamlar kitabına...


Kitap 4 hikayeden oluşuyor:

- Norwood'lu İnşaatçı
- Dans Eden Adamlar
- Bisikletteki Adam
- Priory Okulu Vakası

Herbir hikaye birbirinden orijinal ama ben en çok Priory Okulu Vakası, yani son hikayeyi beğendim. Daha önce Sherlock Holmes'un daha kalın bir kitabını okumuştum. En azından bir hikayesini okumayan pek yoktur sanırım. Zamanı olan ve bunu zevkli geçirmek isteyenler için tavsiye ederim, kitabın dili akıcı.

Mutlu bir haftasonu hepimize 🙏

21 Eylül 2016 Çarşamba

Shy Talks

Mevsim geçişinden midir nedir, bir de spora başladım bana bir hareket geldi. Akşamları evde oturamıyorum, sıkılıyorum. Her akşam dışarı çıkmaya başladım. Yürüyüş bahanesiyle Kaleiçi'ne gidip bir kadeh kırmızı şarap eşliğinde müzik dinliyorum. Her gün farklı bir mekan ilgimi çekiyor. Dünden önceki gün Blau adlı bir mekanda yağlıboya tabloları izleyerek caz dinlerken, dün daha popüler bir mekan olan Raven'da canlı müzik dinledim. Canlı müziği yapan grubun adı Shy Talks, daha önce dinleyip beğendiğim bir grup. Fransızca parçalar da söylüyorlardı ve bu benim çok hoşuma gidiyordu. Dün akşam söylemediler, zaten solistleri de değişmiş. Eskiyi aradım ama yeni solist kıza da ısındım.

Çektiğim video yan göründüğü için; telefon anlaşılmaz bir şekilde döndürmüş, grubun Youtube'da yayınlanmış bir videosunu burada paylaşacağım.  👍❤️:)


15 Eylül 2016 Perşembe

Anneme

Bu şiiri özellikle bayramda çok yorulan annem için paylaşıyorum. Bu yaşımda bile bana hizmet eden anneme teşekkür ediyorum. İnşallah ben de anne olurum ve bir ufaklık için saçımı süpürge edebilirim.


Anne

Bırak kalsın masada ekmek,
testide su
Ayna puslu, pencere camı kirli
Bırak kalsın saçların dağınık,
          gözlerin uykulu.
Saksıdaki çiçek susuz, kedi
                     yalını bekler bir köşede
Bırak kalsın meyva ağaçta,
          kırlangıç havada
Dama düşen ince yaz yağmuru...
Yoruldun artık, bütün gün
        didinip durdun
Toprak bile, gök bile, deniz bile
           bir yerde yorulur
Bırak kalsın süpürge duvarda,
        sabun kovada
Anne, gel yanıma otur.

                Ahmet Erhan


Resim kaynağı: kendicookie.wordpress.com

13 Eylül 2016 Salı

Makiler

Size canım Akdeniz'imden bahsedecektim ama bunu biraz sınırlayıp Akdeniz bitki örtüsü makiler üzerine odaklandım bu yazımda. Sunay Akın'ın tatlı şiiriyle açılışı yapayım:
                                                    

Maki

Bir an önce görülsün
diye Akdeniz
Toroslar'da ağaçlar
hep çocuk
kalır





Bu bitki örtüsünün özelliğini hemen hemen hepimiz biliriz ilkokul çağlarından. Ama bilmediğimiz, kenarda köşede kalan ufak tefek bilgi kırıntıları da var. Akdeniz aşıkları için aşkımızı yakından tanımak açısından önemli bu ayrıntılar. Ne kadar çok tanırsak, o kadar çok severiz değil mi?

Önce bir bildiğimizin üstünden geçelim: Akdeniz ikliminin egemen olduğu bölgelere özgü, ortalama 1-2 metre boyundaki küçük ağaç ya da çalıların oluşturduğu bitki örtüsü. Bu bitki örtüsüyle kaplı alanlara makilik denir.

Ancak şunu biliyor muydunuz: Eskiden ormanlık olan alanların yangın ya da insanlar tarafından yok edilmesi sonucu oluşmuş olabileceğini ve bu oluşumun orman ağaçlarının yetişmesini engellediğini? Maki bitki örtüleri, genellikle geçit vermeyecek kadar yoğun bir biçimde gelişerek toprağın yüzeyinde oldukça sık bir doku oluşturur.

Maki bitkileri ortamın kurak koşullarına, yani yetersiz sudan olabildiğince yararlanmaya uyarlanmış derin köklü, ufak ve sert yapraklı, hatta dikenli ağaççık ve çalılardır.

Makiliklerde rastlanan pek çok çalı formunda ağaç türü var. Bunların bir kısmını biliyoruz, bazılarını ise ben yeni duydum, bunların başlıcaları: Yabani zeytin, funda, katran ardıcı, keçi boynuzu, sakız ağacı, laden, böğürtlen, zakkum, sandal ağacı, Akdeniz defnesi, menengiç, mersin, koca yemiş (dağ çileği), kermes meşesi, pırnal meşesi. Bildiğimiz bazı ağaç türlerinin maki sınıfına girdiğini öğrenmek ilginç değil mi? :)

Umarım bayramınız iyi geçiyordur. Bana fazla et ve tatlı yemek biraz dokundu. Kendime "Bayram, kendini serbest bırak" deyince böyle oldu :) Huzur ve mutluluk hep bizimle olsun, bayramımız mübarek olsun.

Kaynak: Maki-Vikipedia

11 Eylül 2016 Pazar

Mutlu Bir Arefe Günü

Eğer Kurban Bayramı geleneklere uygun bir şekilde eş dost ziyaretleriyle geçecekse veya açık havada kesilen kurban eti hemen pişirilip birkaç aile yenecekse ya da güzel bir yere tatile gidilecekse arife gününden mutluluk başlamış demektir. 

Bayram başlamadan bayram gelmiş gibi oldu benim cephede aslında. Bayram sırasında akraba ve büyüklerle meşgul olunacağından arkadaşlarla önceden buluşuldu, sohbetler edildi, güncellemeler yapıldı. Kendime de ufak bir ödül verdim dün. Spora başlamış olmanın şerefine (Salona yazıldım, fitness'a başladım heheyy!). Ama bu kadar kek bana fazla geliyor artık anladım, tek kişilik pasta ama ye ye bitmedi.


Bugünüm nasıl geçiyor kısaca anlatayım size. Öncelikle çoğunluk büromda geçti onu belirteyim. Haftaiçi genellikle üniversitede olduğumdan ofisimi çok özlüyorum ve haftasonunu burada geçirdiğim oluyor. Hatta bayramın 2. gününden sonra da zamanımı burada değerlendirmeyi düşünüyorum. Zamanım her açıdan burada eve göre çok daha verimli geçiyor. Daha iyi çalışıyorum, daha iyi okuyorum, (ve bazen) daha iyi elişi yapıyorum ...

Burada birkaç gün geçireceğimi tahmin ettiğim için pazardan alışveriş yaptım sabah. Domates, salatalık, biber, peynir, şeftali ve çiçeklerim yerlerini aldı. Pratik atıştırmalık kahvaltı tarzı öğünler hem leziz hem de hızlı oluyor, burada tüketmeyi en çok sevdiğim şeyler. 

Kurban bayramınızı zamanı durdurmak istediğiniz yerde geçirmenizi dilerim. Öyle güzel saatler geçirin ki zaman nasıl aktı anlamayın ve orası neresiyse bilin ki siz oraya aitsiniz...

Sevgiler ❤️

1 Eylül 2016 Perşembe

LuXus Konseri

Merhaba! Dün akşam yıllardır dans etmediğim kadar ettim, hopladım, zıpladım, harika bir gece geçirdim Luxus grubu ile. Kaleiçi'nde Dolma Meyhane&Bar diye bir mekan var, açılışının 5. yılı sebebiyle grubu çağırmışlar ve her yıl açılış yıl dönümünü bu grup yapmış. Sokağın kenarında kurulan konser sahnesi ve sokağın ortasında çılgınlar gibi dans eden biz. O kadar kurtlanmışım ki dök dök bitmedi ;) Ee o kadar yıl mekanlarda hanım hanımcık dansedip genellikle oturduktan sonra böyle bir patlama yaşanır elbet :) Gece 12'ye doğru zabıtalar gelip konseri bitirince çok çok üzüldüm. Çektiğim bir videoyu burada paylaşacağım ama sahne biraz karanlık çıkmış. Bir de beni en çok coşturan parçayı paylaşıyorum. Konser bitiminde grubun solistiyle bir fotoğraf çektirdim. Ben pek bi yanaşmışım adamcağıza :D Facebook'ta paylaşamadım, burada yayınlıyorum... ;)





Şimdi sesi açıp bağıra bağıra söyleyip dans edin "Hür doğdum hür yaşarım, kime ne kime ne..."