2 Şubat 2015 Pazartesi

Paulo Coelho'nun Elif adlı Romanı Üzerine

Aslında ikinci blog yazım için yine bir kitap üzerine düşünceler değil de başka bir konu düşünmüştüm ama ilk yazıma gelen yorumlardan sonra bu kitap yazısını öne aldım. Doktora yeterlilik sınavına bir hafta kala kendimi son bir tur çalışmaya motive etmek için kütüphaneye gittim ve 4-5 tane kitap seçip, çalışma masamın arkasında duran kitaplığa koydum. Sınav bittikten sonra okunmak üzere bekleyeceklerdi, sınava kadar çalışma aralarında göz atabilirdim. Bu kitaplardan sadece birine göz attım ve hatta sınavdan önce biraz okumaya başladım. Bu, Paulo Coelho'nun Elif adlı kitabıydı. Gururla duyurabilirim ki doktora sınavını geçtim!!!! Ve iki gün içinde bu kitabı bitirdim.

Kitabın baş kahramanı yazarın kendisi, kendi hayatından bir kesit anlatıyor. Hayatında her şey durağanlaşmaya başlıyor, monotonlaşıyor ve üretemez hale geliyor Paulo. Hepimiz böyle dönemlerden geçeriz, var oluruz ama bir bitki gibi sabit hissederiz kendimizi, her gün birbiriyle aynı gibi bir his çöreklenir, sıkılırız, bana en çok uzun bir süre seyahate çıkmadıysam böyle olur. İşte yazar da böyle bir dönemde Rusya'yı bir baştan öbür başa trenle katetmeye karar veriyor. Bu yolculukta yazarla birlikte başrolde bir Türk kızı var, adı Elif değil, Hilal.  

Paulo Coelho okumuş olanlar bilirler romanlarında her zaman spiritüel öğeler bulunur, yazarın dini yönü ağır basar. Kitapta Kur'an'ın surelerinden alıntılar, kilisede hatırlanan geçmiş hayatlar, Şaman ayinleri ile ilgili bölümler var. Romanda Paulo ve Hilal engizisyon mahkemelerinin olduğu ortaçağ zamanında birarada yaşamış, aynı zamanda geçmiş hayatlarında da birbirini tanımış iki insan olarak hikayelendirilmiş. Hilal bu mahkemelerin birinde yargılanıyor ve Paulo o zamanda bulunduğu konuma rağmen Hilal'e yardım etmemesi yüzünden günümüzde yaptıkları yolculuk esnasında O'ndan af diliyor. Kitapta yazarın geçmiş yaşamlarına dönebildiği mistik anlar ise Elif olarak adlandırılıyor.

Paulo Coelho'nun da bir Blog'u var ( http://paulocoelhoblog.com ). Göz atmanızı öneririm. Ben bir videosuna göz attım, video çalışma odasında çekilmiş ve şöyle diyor; aslında benim çalışma odam burası (beynini gösteriyor) ve tabii burdan geçerek gidiliyor (kalbini gösteriyor).

Kitabı okumalısınız, hayatla ilgili farkına varmadığınız çözümlemeler bulacaksınız. Daha ölmeden farkına varılan cennet ve cehennem hissi ile ilgili bölüm mesela: "Geleneğin dediğine bakılırsa her birimiz var oluşumuzun gerçek sebebini ölmeden bir saniye önce anlarmışız, Cehennem ya da Cennet işte o an doğarmış. Cehennem, o kısacık anda geriye bakıp hayat denen mucizeye anlam katma fırsatını kaçırdığımızı anlamakmış. Cennet ise o an, "Hatalarım oldu, fakat hiç korkaklık etmedim. Hayatımı yaşadım, ne yapmam gerekiyorsa yaptım," diyebilmekmiş... 


4 yorum:

  1. diğer konularda da yazacağın güzel yazılarını dört gözle bekliyoruz:)

    YanıtlaSil
  2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  3. Işıncığım öncelikle söylemem gerekir ki, yazım tarzını çok sevdim. Sıcak ve yalın... Belli ki, kitabı içine çekerek okumuşsun, aynı coşkuyla da yorumlamışsın :) Paulo Coelho'yu çok sevmem ama kitabı merak ettirdin, fırsat bulduğum bir ara okuyacağım;)

    YanıtlaSil
  4. Ben de hiç okumadım Paulo Coelho yu , ama Elif bu kitap ile ilgili beni pek sarmadı demişti , ama sen çok başka anlatmışsın merak uyandırdı şimdi bende , önümde o kadar uzun bir okuma listesi var ki onun altına ilave edeceğim galiba :) başka konularda ya yaz , bekliyorum :)

    YanıtlaSil