28 Mart 2021 Pazar

Mr. Banks film yorumu

 Film, Mary Poppins kitabının filminin yapılmasının hikayesini anlatıyor. Ben izlemedim ama Mary Poppins'in filmi var ve sanırım Poppins bu çocuk filminde bir dadı... Böyle tahmin ediyorum çünkü ben üniversite 1. sınıfı bitirdiğim yaz au-pair olarak İngiltere'ye gitmiş ve sekiz yaşında bir kıza bakmıştım, ayrıca bol bol süpürge ve ütü yaptığımı hatırlıyorum :) Neyse benimle bu İngiliz aileye aracı olan firmanın ismi Mary Poppins'ti. 

Walt Disney (Tom Hanks) yirmi yıldır bu kitabın haklarının peşindedir. Kitap dünya çapında çok popüler olup fenomen haline gelmiştir ayrıca çocuklarının kitaba hayran olması bu konuda O'nu tetiklemektedir. Kitabın yazarı olan Bayan Travers (Emma Thompson) ise kitabının sıradan bir Hollywood filmine dönüştürülerek bozulmasından korkmaktadır. Ancak ekonomik şartların kendisini zorlamasından dolayı İngiltere'deki evinden kalkıp Amerika'daki Disney Stüdyolarına gider ve yayın haklarını vermeden filmin her aşamasında kontrolü eline almak ister. 

Filmde ara ara Bayan Travers geçmişi hatırlıyor, çocukluğunu izliyoruz. Babasıyla farklı bir iletişimi var, hayal gücüyle devamlı oyunlar yaratan babasına hayran. Ancak babası iş hayatında sorumsuz ayrıca zamanla alkolik olmuştur, bir süre sonra da ölümcül bir hastalığa yakalanır. 


Bayan Travers, bu kitapta aslında ailesinden, özellikle babasından ve çocukluğundan bahsetmektedir, o yüzden yapılan en ufak müdahaleye karşı çok hassastır, bayağı huysuz davranır film yapımcılarına karşı.


Travers'ın devamlı Walt Disney oyuncakları, şekerlemeler, çikolatalar ve pastalarla kandırılmaya çalışılması çok komikti. Film çok güzeldi bence. Filmin sonunda Bayan Travers'la birlikte ağlamış olabilirim. Eğlenceli ve aynı zamanda duygusal bir film, izlemeyi düşünenlere şimdiden iyi seyirler ❤

20 Mart 2021 Cumartesi

Yırtıcı kuşlar ve muhteşem Harley Quinn film yorumu

 Öncelikle ilginç bir film diye bir girizgah yapacağım. Çoktandır aksiyon ve suç filmi izlememiştim, filmde fazlaca var. Harley Quinn'in Joker'in sevgilisi olduğu bilgisi ile biraz süper kahraman filmlerine yakın bir fantezinin de olduğu söylenebilir filmde. Suicide Squat filminin devamı niteliğinde olan bir filmmiş. Sanırım o filmde Joker'le birlikte olan Harley Quinn (Margot Robbie), bu filmin başında terk ediliyor.


Batman filmlerinde olduğu gibi olaylar yine Gotham şehrinde geçiyor. Harley, Joker'den ayrıldıktan sonra, şehirde dokunulmazlığı kalkar ve kendisini türlü belaların içinde bulur. Joker herkesin bulaşmaktan çekindiği bir karakterdir ancak Harley'de iyi bir dövüşçü ve ayrılık sonrası duygusal çöküntü yaşamasına rağmen ayakta kalmayı başaran bir karakterdir. Şehirde en azılı suç çetesinin başında olan Roman para için bir elmasın üzerine kazılı olan banka numarasını ele geçirmeye karar vermiştir. Roman'ın gece klübünde sahneye çıkan Siyah Kanarya (Jurnee Smolet) ile suç ortağı elması bulurlar ancak küçük bir yankesici kız, nasıl bir belanın içine düşeceğini bilmeden elması çalar. Bu kızı Siyah Kanarya tanımaktadır ve evlatlık olan bu kıza ara ara para yardımı yapmaktadır.  

Filmde hem sesiyle, hem duruşuyla Siyah Kanarya Harley'den daha çok ilgimi çekti ve beğendim açıkçası. Sesi de çok güzel... Ancak psikoloji doktorası yapmış Harley, pratik zekasıyla filmdeki diğer dövüşçü kızları organize edip suç çetesinin peşine düşürerek ön planda yer alıyor. Filmin de baş kahramanı ve anlatıcısı konumunda.


Kafa dağıtmak için izlenebilir bu film, oldukça da yeni 2020 Şubat'ında vizyona girmiş. Bazı psikopatça sahneleri var ve ben bunlara bakamadım, bana çok kötü geldi fantazi olmasına rağmen. 

Yine de Harley'in kaygısız tavırları filmi hafif ve eğlenceli hale getirebilmiş. Bu durgun pandemi günlerinde bir aksiyon filmi iyi gelebilir size, bir göz atın derim...

17 Mart 2021 Çarşamba

İlişkilerimize bakış açımız doğru mu?

Bu sabah Greater Good Science sitesinde bir makale okudum, onun bir kısmını kendi yorumumla sizinle paylaşmak istiyorum. Benim emailimin tanıtımlar kısmına bazı sitelerden iletiler geliyor. Bu da onlardan biri, normalde onları okumaya fırsatım olmaz ama bu sabah erken kalkınca göz atayım dedim ve bu yazı hoşuma gitti...


İş yerinde performansınız ışıl ışıl parlarken bile bazı ufak sorunlar olabilir ve bunlar sizi rahatsız eder. Oysa ki iyi giden şeyler, kötülerden daha fazladır ama aksi giden şeyleri görmezden gelmeyiz, tıpkı ilişkilerimizde yaptığımız gibi. 

Hepimizin olumsuzluk önyargısı veya deneyimlerin kötü yönlerine odaklanma eğilimi vardır. Bu bizi ilişkimiz için olması gerekenden daha fazla eleştirmeye iter. İlişkimizin ilerlediği yol boyunca, iyi zamanları hafife alıyor ve ortaklığımızı gereğinden az takdir ediyoruz. Sorunlar göze çarparlar, partnerimizin duyarsız sözlerine, dağınık ruh hallerine dikkatimizi veririz. Eğer ilişki kıvılcımını biraz yitirmişse hep sorunlara odaklanırız. Aslında gerçekte iyi olanları göremiyoruz ya da gözden kaçırıyoruz. Küçük problemleri sanki ilişkiyi meydana getiren şeylermiş gibi algılıyoruz. 

Sorunlar üzerinde çalışmak uzun vadeli bir ilişkiyi geliştirmenin bir yolu olsa da, partnerinizin iyi nitelikleri ve ilişkinizin olumlu yönleri üzerinde düşünmek de aynı derecede önemlidir.

Bakış açınızı değiştirmek için, ilişkinizin istikrarlı, tutarlı ve rahat yönlerine daha fazla dikkat ederek başlayın. Bu barışçıl, drama içermeyen, eğlenceli unsurlarının unutulması kolaydır, ancak bunlar güç kaynaklarıdır.

Aşağıda belirtilen unsurlar, araştırmaların öne sürdüğü sağlıklı ilişkilerin 10 temel dayanağını oluşturuyor ve kalıcı bir bağ için anahtar niteliğinde. Bunların çoğu muhtemelen kendi ilişkinizde mevcuttur; sadece durup düşünmeniz ve dikkat etmeniz gerekiyor.

1. Partneriniz sizi olduğu gibi kabul eder ve yanında kendiniz olabilirsiniz.
2. Aslında o sizin en iyi arkadaşınızdır. İyi arkadaş olan partnerler daha tatmin edici yaşar.
3. Yanında kendinizi rahat ve yakın hissedersiniz. Devamlı ayrılabilirmişsiniz hissi yoktur.
4. Birbirinizle benzer yönleriniz fazladır.
5. Bir takım gibi hissedersiniz, ben yerine biz olmuşsunuzdur.
6. Kendi gelişiminiz için yaptığınız seçimleri destekler.
7. Birlikte daha güçlüsünüzdür, iş bölümü yaparsınız.
8. Partneriniz güvenli, sıcak kanlı, nazik, güvenilir ve zeki ise ilişkiniz dirençlidir.
9. Birbirinize güvenirsiniz.
10. Aslında çok ciddi problemleriniz yoktur, sizin büyüttüğünüz konular ciddileşir.

Bu maddelerden hangileri ilişkilerimizde var ve biz buna dikkat ediyoruz? Yanımızdaki kişinin kıymetini bilmek için bunları kendimize sormamız gerekir diye düşünüyorum. Sevgiler ❤

13 Mart 2021 Cumartesi

Sherlock Holmes - Kızıl Soruşturma hakkında sohbet

 Merhabalar, bugün bazı kitaplara göz atıp farklı dünyalara karışayım dedim. Önce Italo Calvino'nun Kesişen Yazgılar Şatosu kitabını okudum biraz, Italo Calvino'nun Görünmez Kentler kitabını okumuştum önceden, bu blogu açmadan çok önce. Soyut anlatımı hoşuma gitmişti, bu kitabı da biraz öyle. Biraz karmaşa bir anlatım, cümleler arasında yüzüp birbiriyle anlam kurabildiklerinizi anlıyorsunuz.

Daha sonra daha somut bir anlatıma geçeyim dedim, Sherlock Holmes - Kızıl Soruşturma kitabına göz attım. Sir Artur Conan Doyle'nin her kitabında olduğu gibi akıcı bir anlatımı var. Bu seriye yeni başlayan birinin ilk okuması gereken kitap, Dr. Watson'la ilk karşılaşmaları ve tanışma süreci anlatılıyor ilk kısmında. Holmes ve Watson ev arkadaşı olmaya karar veriyorlar ve birbirlerine kötü özelliklerini en başta dürüstçe açıklıyorlar...


En sevdiğim kısmı size de aktarayım :)

" Holmes’un bilgisizliği de, bilgisi kadar olağanüstüydü. Çağdaş edebiyattan, felsefeden ve politikadan neredeyse hiçbir şey bilmiyordu. Thomas Carlyle’dan birkaç dize alıntı yapmam üzerine, saf bir şekilde onun kim olduğunu ve neler yaptığını sordu. Kopernik Düzeni ve Güneş Sisteminin nasıl oluştuğundan habersiz olduğunu görünce şaşkınlığım doruk noktasına çıktı. On dokuzuncu yüzyılda herhangi bir medenî insanın, dünyanın güneşin çevresinde döndüğü gerçeğini bilmemesi o kadar garipti ki bunları bilmediğine kendimi zor inandırdım. 

“Şaşırmış gibi görünüyorsunuz,” dedi yüzümdeki şaşkınlık ifadesine gülerek. “Şimdi öğrendiğime göre, bu öğrendiklerimi unutmak için elimden gelenin en iyisini yapmalıyım.”

“Unutmak için mi?”... 

“Bakın,” diyerek açıklamaya başladı, “İnsan zihninin, boş bir çatı katına benzediğini ve insanın bu çatı katını kendi seçeceği mobilyalarla döşeyeceğini düşünüyorum. Yalnızca bir aptal, önüne gelen her bilgiyi kapar, böylece, ona faydası dokunabilecek bilgiler kalabalıklaşır ya da birçok şey birbirine girer ve o bilgiye ihtiyacı oldu mu güçlükler yaşar. Ama becerikli ve usta bir kimse, zihnine, ya da çatısına, bir şeyler alırken son derece dikkatlidir. İşini yapmasına yardım edecek aletlerden başka hiçbir şeyi yoktur ama bunları da sınıflandırmış ve kusursuz bir düzene sokmuştur. O küçük odanın duvarlarının esnek olduğunu ve her ölçüde genişleyebileceğini düşünmek hata olur. Emin olun ki, zaman geliyor, zihninize kattığınız her bilgiyle, önceden bildiğiniz bir şeyi unutuyorsunuz. Bu yüzden, önemsiz bilgilerin, önemlilerin önünü tıkamaması çok büyük önem taşıyor.” 

“Ama söz konusu, Güneş Sistemi!” Diye karşı çıktım. 

“Dünyanın güneşin çevresinde döndüğünü söylemenin,” diyerek sabırsızlıkla sözümü kesti, “Bana ne faydası var? Dünya isterse ayın çevresinde dönsün, ne benim ne de işim için hiçbir önemi yok.” 

Tam işinin ne olabileceğini sorma noktasına gelmiştim ki tavırları bu sorumun iyi karşılanmayacağını gösterdi. Kısa konuşmamız üzerine düşünmeye koyuldum ve bu konuşmadan birtakım sonuçlar çıkarmaya çalıştım. Kendi ilgi alanıyla âlâkası olmayan hiçbir bilgiyi edinmeyeceğini söylemişti. Bu yüzden, sahip olduğu bilgiler ancak işini görecek kadardı. Çok iyi olduğunu bana gösterdiği birkaç özelliğini zihnimde numaralandırdım. Hatta bir kalem alıp onları defterime not ettim. Yazmayı bitirdiğimde, yazdıklarıma gülmekten kendimi alamadım. Defterimde şunlar yazılıydı: 


SHERLOCK HOLMES’un, Özellikleri 

1. Edebiyat Bilgisi - Sıfır. 
2. Felsefe Bilgisi - Sıfır. 
3. Astronomi Bilgisi -Sıfır. 
4. Politika Bilgisi -Az. 
5. Botanik Bilgisi -Değişken. Genel olarak belladon, afyon ve zehirler konusunda bilgisi iyi. Bahçıvanlık hakkında hiçbir şey bilmiyor.
6. Jeoloji Bilgisi -Pratik ama sınırlı. Bir bakışta, toprak türlerini birbirinden ayırabiliyor. Yapılan yürüyüşlerden sonra bana, pantolonundaki çamur lekelerini gösterip renklerinden ve koyuluğundan, bu lekelerin Londra’nın hangi bölgesinde üzerine bulaşmış olabileceğini söylüyor. 
7. Kimya Bilgisi -Çok derin. 
8. Anatomi Bilgisi -Kusursuz ama sistematik değil. 
9. Kriminoloji Bilgisi çok fazla. Yüzyılda yaşanmış ve işlenmiş olan bütün cinayet ve skandalları en ince ayrıntısına kadar biliyor. 
10. İyi viyolonsel çalıyor. 
11. Yetenekli bir eskrimci, boksör ve kılıç ustası. 
12. İngiliz yasaları üzerine iyi bir pratik bilgisi var. 

Yaptığım listede oldukça çok ilerlemiştim ki, kâğıdı umutsuzluk içinde ateşe attım. “Bu adamın, tüm bu özellikleri kendinde buluşturarak çalıştığı ve bu özelliklerin hepsine sahip olmasını gerektiren işinin ne olduğunu tam olarak bir öğrenebilirsem,” dedim kendi kendime, “Bu merakımdan bir an önce kurtulabilirim.”

Haftasonunuz zevkli ve eğlenceli geçsin 😊💗

9 Mart 2021 Salı

Seramik kursu ve Mantı çorbası

 Çok alakasız iki şeyden bahseden bir başlık ama ikisi de bugünü anlatıyor 😃😃 Bir sanat stüdyosunda başladım seramiğe. Hoca dahil toplam 6 kişiyiz, geniş bir alan, örneğin ben bir masada tek çalıştım ve kapı genellikle açık bırakılıyor. Maskelerimiz olmazsa olmazımız, atölye çok iç açıcı, her yer tertemiz. 

Daha önce uğraşmıştım seramikle, her zaman bana zevk veren bir hobi olmuştur. Haftada bir akşamüstü 5'ten 8'e kadar buradayım artık.


İlk yaptığım obje bu kupa oldu, yapımı ne kolay ne de zor. Bir derste bitmesi çok güzel, keşke hep böyle devam etse, çok zorlanmadan objeler bitse. Sonuçta hobi olarak yapıyoruz ama bizden önce başlayanlar satış amaçlı da yapıyorlar ve yaptıklarını inceledim de oldukça başarılılar ve hayal güçleri yüksek. Çok orijinal fincan takımları gördüm.

Aslında ben kille tamamen hayal gücümün ürünü yamuk yumuk şeyler yapmayı çok seviyorum. Annem işe yarar birşeyler yap da kullanalım deyince böyle oldu :D Bu kupa da O'nun olacak :)

Kursa gitmeden önce akşam yemeğinde çorba yapmak aklımdan geçiyordu, orada kapının açık olacağını ve biraz üşüyeceğimi tahmin ediyordum bir yandan. Giderken ev yapımı mantı aldım az birşey, dönüşte de mantı çorbası yaptım. O ara annem nohutları haşladı. Eve gelince oldukça pratik bir şekilde hazırladım.


Bir de kemik suyu hazırlamıştı annem, tabi lezzetini arttırıyor ve çok daha faydalı hale geliyor. Biz beğendik, mantıyı yoğurtla hazırlamayıp ziyan mı ettik diye düşünüyor önce insan ama böyle de güzel. Tarifine ulaşmak için TIK  

Ben soğanları kavurmadığım için biraz suda haşlayıp salçayla beraber robottan geçirdim, soğanlar ağzıma gelince hoşlanmıyorum pek. Biraz da salçasını arttırdım. Bir de nane yerine bol kekik kullandım. Farklı damak deneyimleri edinmeyi seviyorum 🙂❤

4 Mart 2021 Perşembe

Neler yapıyorum?

 Bu etkinliği Şebnem ve Özlem'in blogunda gördüm. Hoşuma gitti, aslında her ay yapılıyormuş ve şubat ayı için yapmışlar. Ben bu aralar bende neler ön plana çıktı şeklinde cevaplandıracağım...


Seviyorum...

Doktorayı bitirdiğim için hocalarımla arkadaş gibi konuşabiliyorum, yanlarında daha rahat davranıp fikir alışverişinde bulunmayı seviyorum.

Yiyorum...

Doğumgünleri, mezuniyet bu ara o kadar çok kutlama yaptık ki aşırı pasta yedim, bu durumdan hiç memnun değilim. Memnun olarak yediğim ürün ise peynir. Üniversitenin kendi ürünlerini sattığı mağazadan aldım ve çok beğendim. Benim için iyi bir keşif oldu, bu ara aşırı tükettim.

 İçiyorum...

Sütlü çay içiyorum çok. Sütlü olduğu için çay demli oluyor. Bu ara ne kadar zararlı şeyler yapmışım yazdıkça farkediyorum, düzeltmem lazım sanırım biraz kendimi.

Hissediyorum...

Akademik kariyerimde ilerlemem gerektiğini hissediyorum. Çalışmazsam mutsuz olan, her işte de mutlu olamayan biriyim. Sevdiğim işte yükselmem gerektiğini hissediyorum.

Yapıyorum...

Tez teslim sürecini aşama aşama geçiyorum, bol bol evrak işiyle uğraşıyorum.

Düşünüyorum...

Başka bir şehirde yardımcı doçentlik kadrosunu almayı başarırsam şehrimi nasıl bırakıp giderim diye kara kara düşünüyorum.

Hayal ediyorum...

Muhteşem doğal güzelliklere sahip bir yerde tatile çıktığımı hayal ediyorum.

Dinliyorum...

Youtube da bol bol Morning Jazz, Good mood, Bossa Nova, Music to relax başlığı altındaki müzikleri dinliyorum.

İzliyorum...

Kendisinden pek hazzetmesemde söylenilen türküleri dinlemeyi sevdiğim için İbo Show izliyorum. Antalyaspor maçlarını olabildiğince kaçırmıyorum. Türk basketbol milli takımının Avrupa maçlarını izliyorum bir de bu ara.

İsteyen herkes yapsın, ne güzel okurum :) Sevgiler ❤