Merhabalar, iki günlük karantinanın sonlarına yaklaşıyoruz... Çarşamba günü tezimin ilk teslim aşamasını gerçekleştirdim. Bir nüsha spiral cilt ve turnitin diye bir çıktı (Tezin orijinal olduğunu kanıtlamak için bir programda taratıyorsunuz, diğer yayınlarla kıyaslayıp bir yüzde veriyor program, benzerliğin %25'in altında olması isteniyor. Benimki %9 çıktı, yani oldukça özgün bir tez :) ayrıca bölüm onaylı tez komitesinde olmasını önerdiğiniz jüriler, 5 hoca, ikisi farklı üniversiteden, 2 hoca ismini de yedek yazdığınız bir dilekçe. Hocaları enstitü belirledikten sonra, tez savunması sunumunu yapabileceğim bir gün belirleyeceğiz, tabi ki hocaların uygun olduğu bir zaman seçilecek, şubat ayında olmasını planlıyoruz.
Çarşamba gününden sonra perşembe ve cuma koşturmayla geçti. Perşembe akşamı 250 parçalık bir puzzle bitirdim, rahatlamaya ihtiyacım vardı. Cumartesi hiçbir şeye konsantre olamadım ancak bugün sakinleşip bir filmin başına geçebildim.
Aslında filmi izlemişim önceden, sonradan farkına vardım. Sanırım bu seriden izlemediğim yok zaten ama yine de ara ara izliyorum, Karayip Korsanları'nı seviyorum, denizcilikle alakalı olduğu için sanırım. Bir zamanlar Kaptan Cook'un günlüklerinden oluşan kalın bir kitabı zevkle okumuştum. İlk haritacıların denizciler olması, bu konuya beni çekiyor.
Filme girizgah yapayım, çok anlatmadan, izleme keyfini kaçırmadan bitireyim... Serinin ilk filminden tanıdığımız Elizabeth Swan ve denizci sevgilisi Will Turner evlenmek üzereyken tutuklanır. Will Turner'la anlaşma yapmaya çalışan İngiltere devleti temsilcileri, Elizabeth Swan'ın özgür kalmasına karşılık Jack Sparrow'la görüşmesini, O'nun İngiltere için çalışmasına ikna etmesini ve O'na ait sıradışı bir pusulayı getirmesini ister. Will, Jack'in gemisi Siyah İnci'yi aramaya koyulur. Ancak Jack, pusulaya karşılık Will'den, Uçan Hollandalı adlı zombi mürettebatı olan geminin kaptanına ait bir anahtarı kendisine getirmesini isteyecektir.
Johnny Depp'in sıradışı oyunculuğu ve bazı kaçma kovalama sahneleri oldukça eğlenceli ve komik. Olaylar esrarengiz ve sanki gemicilerin anlattığı efsane hikayelere dayanıyor, ben çok sevdim.
Son olarak mahallemizden kedi fotoğrafları paylaşacağım sizinle. Siz de benim gibi sokakta olmayı özlüyor musunuz?